Darbe teşebbüsünün yaşandığı geceye dönün. Zihninizde canlandırın lütfen. Kendinizi komutanların yerine koyun. En yakın çalışma arkadaşlarınız size ihanet etmiş. Kim bilir kaç yerde ve kaç defa aynı şeyleri paylaşmışsınız. Birbirinizin özel hayatlarını bildiğinizi zannediyorsunuz. Kimiyle sınıf arkadaşısınız, kimiyle alt üst çalışmışsınız. Ve size silah doğrultuyorlar.
Mahallemizin bebesiydi. Bizim oyun oynadığımız inşaat çukurunun hemen üst tarafında otururlardı.
Küçücük bir bahçe oluşturduğumdan bahsetmiştim. 3 metreye 5 metre. Yani 15 metrekare. Biraz domates, biraz biber. O kadar. Geçen gün fark ettim ki benim bahçem ile Türkiye arasında sıkı bir bağlantı söz konusu. Çünkü günlerdir zararlı otlarla mücadele ediyorum. Ve bahçemde çıkan bu otlar sanki sosyolojik gönderme yapıyorlar.
Kod adıyla Bahoz Erdal, gerçek adıyla Fehman Hüseyin öldü mü? Valla bilmiyorum. Kuvvetle muhtemel öldü.
Gazeteleri okudum. Belki vardı da ben göremedim. Veya mesleki yetersizlik olarak değerlendiremedim.
70'li, 80'li yıllarda müthiş bir salgın vardı. Kısmen de 90'lara kadar uzandı. Yazlık. Herkes bir yazlığı olsun ister dururdu.
Hafıza-i beşer, nisyanla malüldür. Yani insan hafızası unutkanlık ile sakatlanmıştır. Veya daha kısa anlatımı, 'İnsan unutur'. Evet, "Bunu biliyoruz" diyeceksiniz. Sözü biliyorsunuz da unutkanlığımızın nelere mal olduğunu da biliyor musunuz?
Ajite bir başlık. Kabul. Ama gelin bir düşünelim. Yıllığı 40 milyar, 50 milyar. Toplam 8 ay . Onun da önemli bir kısmı tatil. Bayramıydı, hafta sonuydu. İniyor neredeyse 6 aya. Tabii ki özel okullardan bahsediyorum. Bunun sonu yok. Çılgınlık halinde. Amerikan…