FENERBAHÇE KALDIRACI

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Arşimet (Archimedes) Abimiz her ne kadar hamam tasından yola çıkarak suyun kaldırma kuvvetini bulduğu için piyasada çok meşhursa da aslında fizik biliminin en önemli beyinlerinden birisi olduğuna şüphe yok. Arşimet Noktası diye bildiğimiz fizik kuralı için; "Bana bir dayanak noktası ve yeterli uzunlukta bir kaldıraç verin dünyayı yerinden oynatayım." meydan okumasını yaparken bunun teorik olarak mümkün olabileceğini ama pratikte imkânsız olduğunu o da biliyordu. Düşünsenize ona uygun ne sopa ver elimizde ne de bir dayanak noktası.

Yaşanan pek çok futbol dışı olaydan sonra Ali Bey; Fenerbahçe Genel Kurulu’nu “Çekilme Kongresi” olarak tarif edip toplarken oy kullanma hakkı olan 23 bin civarında delege büyük bir heyecanla ve yaşananlara bir son verip bunun müsebbiplerinin önüne ödeyemeyecekleri bir fatura koyma beklentisiyle Kadıköy’e stada akın etti. İftar öncesi başka bir senaryo, iftar sonrası ise yüz seksen derece ters başka bir senaryo vardı Ali Bey’in zikrettikleri arasında. İftar molasında “iyi saatte olsunlar”dan gelen bir telefonun akışı değiştirdiği bile söylendi ama kesin olan dağın fare doğurduğuydu, “çekilirim sahnenizden ben sizin figüranınız değilim” noktasından “ya acaba acele etmesek bir şans daha mı versek” noktasına koskoca bir “R” var ortada.

Çekilirim demek bu âlemde nükleer bir silah ve bunun şakası olmaz. Çekilirim diyorsan şak diye çekilirsin. “Şikâyet ettiğin ne değişti de sen çekilmekten vaz caydın?” derler adama.

İçinden geçmekte olduğumuz siyasi süreçte mahalli idarelerde çok ciddi gelişmeler yaşandı geçen hafta bildiğiniz gibi. Ali Bey’in genel kurulu toplama tarihi olarak belirlediği Salı günü yerel seçimlerden iki gün sonraya denk geliyordu ilginç biçimde. Bu bir nevi “ipotek” olarak da okunabilecek bir hamleydi siyaseten. Fenerbahçe’nin uzun yıllardır yaşadığı ve “bilinçli ve organize” olarak tarif ettiği olumsuzlukların arkasındaki yapının hâmisi durumunda olan siyasi elitin yaşadığı sandık sıkıntısında, takımlarını siyasete tercih eden taraftarların ne kadar payının olduğu siyaset bilimciler ve araştırmacılar için bâkir bir alan olarak duruyor önümüzde.

Trabzon’da sahada ve koridorlarda yaşananlar, mülki idare amirlerinin tutumları, yerel siyasetçilerin külliyen Trabzonspor’u arkalamaları ve Fenerbahçe’yi ötekileştiren vurguları bir araya gelince takımını seven ve haksızlığa uğradığını düşünen taraftar için sandık bir rövanş oldu. Karar merciinde olanlar için “Trabzon’u aldılar ama Türkiye’yi verdiler.” denebilir.

İşte Ali Bey’in denediği şey tam da bu. En masum haliyle Fenerbahçe Kaldıracı ile mevcut siyasi yapıyı futbol çatlağından faydalanarak sarsmak ve lig yarışmasında aleyhine gelişen şeylerin arkasındaki güce mesaj vererek denklemi lehine değiştirebilmek istiyor. Bunun bir tık ötesi Ailesi’nin Ali Bey üzerinden 2028’e doğru giderken siyasi tercihini konumlandırması olabilir ki bu da mümkün. Ekrem Bey’in Ömer Bey’in dostlarıyla olan yakınlaşması bilinen bir şey. 

Bunlar elbette sadece takımını seven ve destekleyen taraftar için pek bir anlam ifade etmeyebilir ama unutmayalım ki “futbol hiçbir zaman asla ve sadece futbol değildir.” Futbol, futbol adamlarına bırakılamayacak kadar ciddi bir –business- iştir.

Hepimizin bayramı mübarek olsun. Gazze ve Doğu Türkistan’ın da “bayram” edebilmesi duasıyla….