Telgraf çıktığında diplomatlara ne hacet var demişler. Şimdi sosyal medya var ve her şey gözümüzün önünde gerçekleşiyor. Yalancının mumu da çapsız kibirli gazetecilerin saçmalıkları da kısa sürede çöpe atılıp gidiyor.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Gülnur Aybet, BBC’nin HardTalk ismindeki programına konuk oldu geçenlerde. HardTalk, Türkçeye Ağır Konuşma ya da Dobra Dobra gibi tercüme edilebilir. Dobra dobra Türkçe mi diye aklınıza takılmasın, herkes anlıyor. Buraya takılıp kalmayalım. Devam. Sunucu Cumhurbaşkanlığı makamından üst düzey bir temsilci buldu ya zor soruları birbiri ardına sıralıyor. Sırtında yumurta küfesi olmadığı için kah Amerika’dan dem vuruyor kah perde gerisinde FETÖ PKK savunuculuğu yapıyor. Ne güzel işte fikirler buluşuyor diye düşünüyorsanız tadını çıkarın, az sonra ağzımızın tadı bozulacak.
Gülnur Aybet neredeyse küstahlığa kaçan sorular geldikçe formunu gösteriyor ve hiç arka sokaklara kaçmadan tüm açıklığı ile cevap veriyor. Kendisi bu İngiliz kafasıyla vakit geçirdiği için nasıl sinir edileceğini de biliyor doğrusu. Nüanslara yayılan tonlamalarıyla devlet nasıl temsil edilir gösteriyor. Sıkışan her sunucunun sabit sorusu hapisteki gazeteciler oluyor. Gülnur hanım orada da alttan almıyor ve düşüncelerini tüm açıklığı ile dile getiriyor. Dediği özetle şu: Siz, İngiltere’de şiddeti öven bir söyleme yedi yıla kadar ceza veriyorsunuz. İsterseniz gelin o kişilerin neler söylediğini birlikte dinleyelim.
Sunucu bu yüksek performansın altında kalıyor ve ava giderken avlanıyorlar. BBC işte bu kısmı makaslıyor, sansürlüyor. Artık ne derseniz… TRT World bunu haber yapıyor. Basın özgürlüğü dersi vermeye çalışan İngiltere ev ödevine çalışamamış öğrenci gibi hırçınlaşıp yerli ve yabancı trollerini sosyal medya üzerinden musallat ediyor.
Ders vermeye alışık ama ders almaya hiç tahammülü olmayan BBC ve şürekası için tarihten küçük bir örnek. Osmanlı topraklarında resmi olmayan gazetecilik Ceride-i Havadis’le başladı. Bir İngiliz’di sahibi ve güzelce gazetecilik yaptı. Londra’da çıkan Türk muhalefet gazetelerinden Hürriyet bundan 148 yıl önce Osmanlı devlet adamlarına suikast teşviki suçlamasıyla yayın hayatını sonlandırdı. Namık Kemal’in Hürriyet gazetesinden ayrılmasından sonraya denk gelir bunlar.
Her şeyi açık açık konuşmak güzeldir ama hoşunuza gitmeyen cevapları almadığınız zaman küsmek kendi koyduğunuz kuralları çiğnemek anlamına gelir. Tarihi bilmiyor olabilirsiniz ama hakkaniyeti rafa kaldırarak değil gazeteci insan bile olamazsınız. Enver Paşa rahmetlinin dediği gibi “Şu İngilizler canımı çok sıkıyor”
“Eyyy BBC” diyerek bu tiradı çektikten sonra çuvaldızı da kendimize batıralım. Hangi alanda çalışıyor olursa olsun bu vatanın mensupları derslerini iyi çalışıyor olsalar şu İngilizler parmaklarını göstere göstere ders vermeye çalışmazlar. Hatalarımızdan önemli bir kısmının sebebi aptallığımız değil tembelliğimiz çünkü. Tembellerin de aptal olarak algılanması nadir görünen bir durum değil. Zekamızı çalışmayla taçlandırmazsak daha çok sinir olacağa benziyoruz. Olmasın.