Kerkük'e 350 bin kişiyi nüfus sayımı için getirdiler. PKK’lıları şehre taşıdılar.
Amaç Kerkük’e ait olmayan kişilerle “Kerkük Kürtlerindir” algısı dar bölge seçim sisteminden dolayı daha fazla milletvekili ve meclis üyesi elde etme ve olası gayrimeşru referandum için taban oluşturmak. KYB ise PKK’lıları taşıyarak Kerkük içinde gölge bir silahlı güç oluşturmaya çalışıyor. Oyun içinde oyun…
Irak’ta her 10 yılda bir yapılması gereken nüfus sayımı, ABD’nin Irak’ı işgal ettiği 2003 yılından sonra yaşanan şiddet olaylarından dolayı gerçekleştirilememişti.
Irak 27 yıl sonra gerçekleşen nüfus sayımında PKK terör örgütü kontrolündeki Mahmur Kampı'ndan ve Sincar bölgesindeki kişilerin yanı sıra Suriye kuzeyinden binlerce kişi Kerkük şehrine getirildi. Evlerde sayımlarda haneler 90-100 kişi sayıldı. Hedeflenen ise Kerkük sözde Kürdistan'dır. Dar bölge seçimlerinde bölgede Kürt siyasi gruplarının daha çok milletvekili çıkartma durumu oluşacak. Öte yandan uluslararası kamuoyunda artık Kerkük’ün Türk şehri olmadığını ispat etmeye çalışacaklar. Yine söz konusu nüfus sayımının Türkmenlerin Irak'taki varlığı açısından sayıları az algısı oluşturulmaya çalışılıyor. İleride sayımın Kerkük'te 140. maddenin baz alınması tartışmaları başlatılacak.
Irak Türkmen Cephesinden yapılan yazılı açıklamada, nüfus sayımı arifesinde Erbil ve Süleymaniye şehirlerinden Kerkük'e yüzlerce ailenin getirildiği bildirildi. Nüfus sayımının özellikle Kerkük'teki gidişatının yakından takip edildiği belirtilen açıklamada, kendilerini Kerkük nüfusuna yazdırmak için yüzlerce ailenin Kerkük şehir merkezine giriş yaptığı aktarıldı. Kerkük'ün Erbil ve Süleymaniye giriş kontrol noktalarında yoğun araç trafiğinin yaşandığına dikkatin çekildiği açıklamada, gelen ailelerin Kerküklü olmadıklarının tespit edildiği vurgulandı. Açıklamada, bu adımın Kerkük'ün gerçek kimliğini ve demografisinin değiştirilmesine yönelik olduğu belirtildi. Bu gelişmeye yönelik sessiz kalınmayacağına işaret edilen açıklamada, başta Irak Federal Mahkemesi ve Irak hükümetinin bu gelişmeye yönelik gereken adımları atması istendi.
IRAK NUFÜS SAYIMINDAN…
•Irak nüfusunun yaklaşık 44 milyon, IKBY’nin ise 6 milyon civarı olduğu tahmin ediliyor.
•En son genel nüfus sayımı Saddam Hüseyin döneminde 1987 yılında yapıldı.
•1997 yılında yapılan nüfus sayımında ise IKBY’nin 3 ili sayıma dahil edilmedi. Sayımda etnik ve dini özellikler öne çıkarıldı.
•Sayım süresince (2 gün) sokağa çıkmak yasaklandı.
•Elektronik ortamda gerçekleştirilecek nüfus sayımında elektronik tabletler kullanılsa da sistem sağlıklı yürümedi. Sahada yaklaşık 120 bin kişi görevli yer aldı.
•Sayımda vatandaşlara çeşitli alanlarda yaklaşık 70 soru sorulacak. Etnik ve dini aidiyetle ilgili soruların yer aldığı geçmiş nüfus sayımlarının aksine yeni sayımda dini aidiyetle ilgili sadece Müslüman veya Hristiyan seçeneğinin olduğu tek bir soru yer aldı. Sağlık, eğitim, meslek ve hizmet durumuyla ilgili soruların yanı sıra vatandaşlara, oturdukları evlerin mülk mü yoksa kira mı olduğu gibi çeşitli sorular da yöneltildi. Irak Planlama Bakanlığının, resmi olmayan sonuçlarının sayım işleri bittikten sonra açıklayacak.
TÜRKİYE’NİN BEKÂSI VE GÜVENLİĞİ KUDÜS - KERKÜK’TEN BAŞLAR
Türkmen şehri Kerkük, resmî olarak Bağdat yönetimine bağlı bir kent. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Irak’tan ayrılmayı öngören gayri meşru bağımsızlık referandumunu 25 Eylül 2017 tarihinde bu oylamayı gerçekleştirdi. Ancak IKBY’nin Irak’ın toprak bütünlüğüne zarar verecek hiçbir şekilde referandum yapması mümkün değildi. Bu gerçeğe rağmen Irak anayasasında sınırları çizilen ve bu sınırlar içinde dahi referandum hakkı olmayan IKBY Erbil, Süleymaniye ve Dohuk’un dışında kalan Kerkük başta olmak üzere birçok Türkmen şehri ile Arap topraklarını da kapsayan referanduma yeltenmesi ise tam anlamıyla saldırganlık; iç savaşa yol açabilirdi.
Nitekim referandum kararı, Irak Anayasası’nın 1. ve 143. Maddelerine aykırı olmasına rağmen denendi…
Irak meclisi, yaptığı oylamada IKBY’nin 25 Eylül’de gerçekleşen “sözde bağımsızlık referandumu” kararını reddetti. Türkiye, AB ve İran başta olmak üzere BRIC ülkeleri; Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan Çin ve Güney Afrika süreci tanımadılar. Kerkük’te
Türkmenler’in referandumu boykot etti
Kerkük Dünya Petrol Rezervinin Yüzde 7,5’ine Sahip
Resmî rakamlar Türkmen kenti Kerkük dünya petrol rezervinin yüzde 7,5’ine sahip olduğunu teyit ediyor. Dış güçlerin hedefi bölgede bir “Kürt - Mossad devleti” (ikinci bir İsrail) kurmak. Petrol zengini Türkmen şehri Kerkük olmadan onlar için “Sözde Kürt devleti” kurmak fikri bir anlam ifade etmiyor. Yani, Irak’ın kuzeyinde bir “Kürt devlet”, Kerkük petrollerine sahip olmadan ayakta duramaz. Kerkük’ün Kürtleştirilmesi ise bu adımların en önemlisidir. Kerkük’ün Kürtleştirilmesinin kabul edilmesi halinde, Kürt grupların “büyük Kürdistan”ın dört yöne (Irak, Türkiye, İran ve Suriye) genişlemesinin önündeki en zorlu engel ortadan kalkmış olacaktır. Türkiye’nin bekâsının güvenliği Kerkük’ten başlar. Kerkük düşerse, Türkiye düşer! Irak Türkleri petrole kurban edilmemeli.
Bir Türkmen yurdu olan Kerkük’ün, 2003 yılından itibaren dış güçlerin göz yummasıyla bölgedeki Kürtler tarafından demografik yapısı hızlı bir şekilde değiştirilmeye çalışılıyor. Türkmenleri, Irak’ın siyasi sahnesinden silmek isteyen Kürtler, Türkmenlerin yaşadıkları bölgeleri Kürtleştirmek ve ele geçirmek, Musul ve Kerkük petrollerine sahip olma sevdasından vazgeçmediler.
Ortadoğu’da PKK terörü ile Erbil- Süleymaniye üzerinden Kürt ayrılıkçılığı her geçen gün büyük ve büyüyen bir tehdit halinde devam ediyor. Türk diyarı Kerkük’ü de Kürt bölgesine dâhil ederek petrolü olan “Mossad-Kürt devleti” kurmak hayalleri peşinde koşuyorlar. Onlar için Kerkük’ü önemli kılan zengin petrol kaynakları. Bölgede felaketlerin nedeni de petrol değil midir? Petrol olmasaydı Kerkük bu kadar kıymete biner miydi?
KERKÜK’ÜN DEMOGRAFİK YAPISININ DEĞİŞTİRİLMESİ
1930’lu yıllardan itibaren Irak’taki yönetimler tarafından bölgeye yönelik olarak sistematik bir şekilde “Araplaştırma” politikası başladı. Bu politika Saddam Hüseyin’in iktidarı döneminde büyük yoğunluk kazandı. Saddam Hüseyin, Irak’taki Türklerin merkezi durumunda olan Kerkük’te, “Araplaştırma politikasını büyük bir hızla uygulamaya koydu. Bir tarafta güneyde yaşayan Arapları Kerkük’e yerleştirirken, Kerkük’te yaşayan Türkmenleri de göçe zorladı. Kerkük’ün adı Al-Tamim olarak değiştirildi. Saddam Hüseyin, kentin Türk kimliğini ortadan kaldırmak istedi. 1960’lı yılların başlarına kadar Kerkük nüfusunun yüzde 95’i Türk iken, bu rakam sistemli göç hareketleriyle ve Kerkük ilinin sınırlarının daraltılması nedenleriyle 1980’li yıllarda yüzde 75’e düştü.
Başlangıçta, Araplaştırma politikası ile Türk kimliğini eritme çabaları, günümüzde yani, ABD ve İngiltere’nin Irak’ı işgali ile “Kürtleştirme” politikasına dönüştü. 2003 Nisan ayında ABD ve İngiltere’nin işgalinin hemen ardından Kürt peşmergelerin 10 Nisan 2003’te Kerkük’e girmeleri, Irak’taki bu Türk şehri için sonun başlangıcı oldu. Peşmergeler şehre girer girmez, nüfus ve tapu dairesine saldırarak yaktılar ve yağmaladılar (17 Mart 1991’de aynısını yapmışlardı). Bir anlamda, bunu yaparak, kentin tarihini/hafızasını yok etmek istediler. Bundan sonra, diğer bir deyişle işgalden hemen sonra Kürtler hızla bölgeye/Kerkük’e göç etmeye başladılar. Aslında, göçler bir anlamda teşvik edildi. Boş buldukları arsalarda ev yapmaları için bu göçler, o kadar düzensiz ve acele gerçekleştirilmeye çalışılıyor ki bu kadar göçü kaldıramayan Kerkük’te Saddam Hüseyin döneminde, Araplar ve Kerkük petrol şirketi çalışanları için yapılan konutlara ve hatta Kerkük Stadyumu’nun soyunma odalarına bile Kürtler yerleştirildi. Toplam Kürt göçü 700 bin civarındadır.
Hızlı bir şekilde Kürtleştirilmeye çalışılan Kerkük şehrinin, Türklerin yaşadığı şehir olduğunu belgeleyen/kanıtlayan birçok delil bulunuyor. Bunlardan en dikkat çekeni, BM İnsan Hakları Komisyonu Özel Raportörü Hollandalı Diplomat Max Van Der Stoel’in 74/1991 ve 74/1993 sayılı BM Genel Kurulu kararlan doğrultusunda hazırladığı “Irak’ta İnsan Haklan İhlalleri” başlığını taşıyan raporun 5. bölümüdür. Söz konusu raporda, Türkmenlerin karşılaştıkları insanlık dışı eylemler vurgulanırken, çoğunluklu olarak yaşadıkları bölgelerin de altı çizilmektedir. Raporun 114. maddesinde yer alan bir paragrafa göre bu rapor, birçok eserden/belgeden sadece bir tanesidir. Birçok Arap, Türk ve yabancı araştırmacı ve yazarların bu konuyu yani, Kerkük’ün Türklüğünü teyit eden birçok eseri mevcuttur.
SON SÖZ
Yazımı Arif Nihat Asya'nın şiirinin bir dizesiyle bitireyim:
“Perdeleri örtük
Lambaları sönük
Sırtında yıllar yük
Hatıraları kırık dökük
Bir yer olacak orada
Adı Kerkük”