Merhaba Merhaba Yeni Birlik okuyucuları, bundan böyle her hafta bu köşeden sizlere ulaşacağım.
Köşe yazılarımın yanı sıra çok özel isimlerle gerçekleştireceğim özel röportajlar ile siz değerli okuyucularımıza ulaşacağım. İlk önce bu imkanı sağlayan çok kıymetli YeniBirlik Gazetesi İmtiyaz Sahibi Gazeteci Avni Özgürel'e ve YeniBirlik Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Okan Sarıkaya'ya çok teşekkürler....
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN NEDEN ÇOK SEVİLİYOR?
Halkın sorunlarını ve beklentilerini çok iyi bilen ve hakikaten halkın içinden biri olarak gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önce “Devlet Millet İçin Var” felsefesini bu 16 yıllık süreçte çok güzel uyguladı. Zira bugünlere kadar uygulamada her zaman “Millet Devlet İçin Vardır” psikolojisi kamuoyunda hakimdi. Sonra bir Cumhurbaşkanı olarak, vatandaşların en büyük beklentilerine kulak vererek bu ülkenin manevi değerlerine önce saygı göstermesi ve bu değerlere sahip çıkması ile de Türkiye’de halkın sevgilisi yurt dışında birçok ülkenin gıpta ile baktığı özendiği ve hatta kıskandığı bir profil sergileyerek bu günlere gelindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belki de şimdiye kadar bir ülkede vatandaşın halkın milletin sevgilisi ve saygı duyduğu unutulmaz örnek bir lideri olarak gönüllerde taht kurmuştur.
Samimiyeti haksızlık karşısındaki dik duruşu haykıran sesi adeta bu milletin yükselen, yılların ezilmişliğinin sesi oldu.
Kimseye nasip olmayan bu büyük sevginin sahibi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hakkı hakkaniyeti savunması, haksızlık karşısındaki ardındaki milyonların sesi olarak işte benim Cumhurbaşkanım dedirtti. Bu yüce ulusun, yüce milleti ona giydirdiği o yüce taç, sevgi saygınlığının en üst mertebesinde haklı yerini koruyarak Türkiye ile sembolleşti.
Bu ülkede şimdiye kadar hiç görmediği bir Cumhurbaşkanı Allah kelimesini ağzına almayanlara inat, Ya Allah Bismillah diyerek yaptığı açılışlarla halkın duasını sevgisini en derinden kalplere nakşedildi…
Ramazan ayında bir garibanın sofrasında, Cuma namazı çıkışında mahallenin bir sokağındaki bir teyzenin davetine giderek çayını kahvesini içerek mütevaziliğini gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan bu milletin büyük lideri Cumhurbaşkanı nasıl olurun cevabını her seferinde en güzel şekilde verdi…”Biz bu milletin efendisi değil hizmetçisiyiz” diyerek seslenişine o millet “sen bizim sevgilimiz, sevdamız, baş tacımızsın Cumhurbaşkanımızsın” diyerek yankılanan samimi duyguların ismi ve dertlerinin ilacı oldu.
Sağlık, Anayasa, Üniversite, Eğitim, Ekonomi, Ulaşımda, yaptığı reform niteliğindeki yenilikleri halkın beklentilerinin karşılığı olarak bu yüce milletin güvenini kazandı.
O kadar sevildi ve o kadar saygı gördü ki, bu yüce milletin yüreğinin en derinliklerine girmeyi başaran ender insanlar arasında haklı yerini almayı başardı. Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde 2023'e doğru ilerliyor.
MARKA KONFERANSI 19. SENESİNDE
YÜREKLİ KONFERANSLARI
Hayatın her alanından ilham verici örneklerle dolu 15 dakikalık oturumların olacağı konferanstan bazı önemli notlar… Tarihin en büyük 300 mucidinden biri Jaron Lanier, Avrupa’nın en ünlü etik hacker’ı Jamie Woodruff, moda dünyasına yön veren ünlü modacılar Roland Mouret, Alice Temperley ve Philipp Plein, sanatçı Yalın, edebiyatçı Ahmet Ümit, oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ, Refik Anadol, stand-up’çı Kaan Sekban, Galatasaray’ın kalecisi Fernando Muslera, konferansta konuşma yaptı. İş dünyası liderleri arasında Ebru Özdemir, Agah Uğur, Sani Şener, Erhan Boysanoğlu yer adı.
İş dünyasının yakın geleceğine şekil veren en güçlü bir fikir platformu olduğunu belirten Yürekli Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Yürekli Şengör, “MARKA Konferansı’nın özgün kimliği benzersiz karakteristiği yavaşlamaya veya durmaya izin vermiyor, daha ileri ve daha yükseğe gitmek için belirgin bir yol çiziyor. Katılımcılarımız MARKA 2018’de eşsiz bir beyin ve ruh tazelenmesi yaşamımıza sebep oluyor. Bu yıl içerik ve deneyimlerde zeka ve duygu ön planda oldu. Bu iki özelliğin kesişme alanlarının ustalıkla işlenmesi sayesinde katılımcıların yaratıcı, keskin düşünce üretme becerisi üst seviyede tetiklenecek.” diye konuştu.
MARKA Konferansı geride kalan 18 yılda 700 konuşmacının, 27 bin katılımcıya seslenmesini sağladı. 2018’in, içerik açısından en güçlü yıllardan biri olduğunu bizzat tanık oluyorum. Konferansın moderatörlüğünü ilk kez düzenlendiği 2000 yılından bu yana olduğu gibi yine BJ Cunningham yaptı.
Türkiye’nin en çok ilgi gören, en sevilen, polisiye konusunda ilk akla gelen yazarlardan biri olan Ahmet Ümit, MARKA Konferansı için özel olarak kaleme aldığı öyküsüyle sahnede aldı. Katılımcılara söyleyeceği tek sözü öyküsünden ibaret değil tabii. İlk gün bu öykünün başlangıcını sahne röportajıyla anlattı sonra bu polisiye sırrı çözmek tüm katılımcıların görevi oldu. Komiser Nevzat karakteri, MarkaAPP üzerinden katılımcılarla iletişime geçti ve ikinci günün öğleden sonrasında Ahmet Ümit sahneye çıktı. Bu özel içerik interaktif sanat ve storytelling içermesinin yanı sıra, iş yaşantısıyla çok fazla ortak nokta içeriyor: Bir sürü bilinmez, o bilinmezlerle ilgili birçok ipucu, analitik düşünme becerisi, detayları yorumlayabilmek ve sonuca ulaşabilmek Ahmet Ümit, MARKA 2018’de, polisiyedeki ustalığını izleyicilere benzersiz derslerle sundu. Marka Konferansı 2019’da, 20.yılında, tüm katılımcıları yine muhteşem sürprizlerle dolu iki gün bekliyor. Şimdiden 2019 için Yürekli ekibi tam gaz çalışmaya başlamışlar.
YILIN EN BAŞARILI TİYATRO OYUNLARINDAN O GECE
O Gece oyunu sanatseverlerle tiyatro sahnelerinde buluşmaya devam ediyor.
O GECE
Günümüz modern şehir yaşamının ilişkiler üzerine en iyi yansıtan bir tiyatro oyunu.
Sıla, yorgun düştüğü evliliğinde, Ulaş ile yolları ayırmaya karar vermiştir. Ahu ile kariyer evliliği yapmaya hazırlanan Erdem'le, garsonluk yaptığı kulüpte yolları kesişir. Her ikisinin de yaşadığı ilişki hayal ettiğinden çok farklıdır artık... Sorunlu ilişkilerinden kaçarak bir araya gelen Sıla ve Erdem, umudu birbirlerinde ararlar. Ancak acemice geçirdikleri ilk gece de olanlar olur. Sıla'nın nefesi kesilir, olduğu yere yığılır, kalır. Erdem başına gelenleri sadece ortağı, yakın arkadaşı Aydın'a anlatır ve ondan yardım ister. Artık ortada bir ölü vardır ve işin içinden sıyrılmak o kadar kolay olmayacaktır. Durumu Ahu'nun da öğrenmesiyle, sıkı bir suç ortaklığı kurulur. Erdem, Aydın ve Ahu itibarlarını korumak adına keskin bir manevra yapar ve O Gece'yi yeniden yazarlar. Büyük bir suç ve yalan üzerine hayatlarına yeniden yön verirler. Ancak bir parça itibar için çabalarken, seçimlerinin kendilerini itibarsızlaştırdığının farkında bile olmazlar...
Hayat, seçimlerimizle var eder bizi... Seçimlerimizi yaparken ihtiyacımız olan tek güç cesarettir, çünkü kendi varlığını ortaya koyabilmek cesaret işidir. “Cesaretin var mı kendin olmaya... Cesaretin var mı yalansız, hissettiğin gibi yaşamaya...”
Yazan: Özlem Saraç
Yöneten: Bilge Emin
Oyuncular:
Şencan Güleryüz
Begüm Birgören
Tolga Güleç
Gözde Çığacı
Cahit Gök
FADO'NUN KRALİÇESİ JASMİN LEVY İSTANBUL'DAN ESTİ GEÇTİ
Türkiye'de geniş ve tutkulu bir dinleyici kitlesine sahip olan Yasmin Levy, Piu Entertainment organizasyonun gerçekleştirdiği muhteşem bir organizasyonla sevenleriyle buluştu.
Ladino müziğinin sıra dışı yorumcusu Yasmin Levy, Latin ve Sefarad müziğinden İspanyol Flamenkosuna, Arjantin Tangosundan Portekiz Fadosuna kadar dünyanın farklı coğrafyalarında müzikleri harmanlayarak, Türk ezgileriyle de dinleyicilerini farklı bir müzikal yolculuğa çıkardı.
6 yaşındayken piyano çalmayı öğrenen ve 21 yaşında ilk kez izleyici karşısına çıkan Yasmin Levy, WOMEX 2002’de ilk kez uluslararası arenada boy gösterdi. İlk albümü Romance & Yasmin, Manisalı bir Sefarad olan ve hayatını Sefarad müziğini korumaya adayan babası Yitzhak Levy’e bir saygı duruşu niteliğindeydi.
Türk yaylı çalgılarının zengin tonları ile Flamenko gitarının tutkulu sesini buluşturan Yasmin Levy, viyolonsel, piyano gibi batı müziği enstrümanlarıyla doğunun ritimlerini harmanlayarak benzersiz tarzını oluşturuyor.
Buika, Ömer Faruk Tekbilek, Enrico Macias, Yiannis Kotsiras, Eleni Vitaly, Natacha Atlas, Montse Kortes, Kubat ve İbrahim Tatlıses gibi birçok isimle çalışan Yasmin Levy, farklı müzik kültürlerini harmanlayarak “müzikal uzlaşma sağlamaktan gurur duyduğunu” ifade ediyor. Fado'nun Kraliçesi olarak tanımlanıyor. Jasmin Levy konserinde Osmanlı Etnik işlemeli sahne kostümüyle beğeni topladı. Konserin bir bölümünde Türk Halk Müziği'nin sevilen ismi Kubat’la düet yapan Jasmin Levy, üst üste iki bis yaparak konserini sona erdirdi. Jasmin Levy bugün Konya' da sevenleriyle buluşacak.
Günün Sözü :
Her şey vaktini bekler
Ne gül vaktinden erken açar.
Ne güneş vaktinden erken doğar
Bekle senin olan sana gelecektir...
-Hz.Mevlana