2015 Paris İklim anlaşmasının devamında, karbon azaltımı ve net sıfır hedefleri için bir dizi anlaşma yapıldı, kararlar alındı, uygulama başladı.

Sanayi devrimi dediğimiz süreç, 1800’lerin sonlarında başlamıştı. O günden bu yana, fosil yakıtlar hayatımıza, karbon da atmosfere girdi. Sonuç ortada, dünyanın her yerinde beklenmedik orman yangınları, hiç durmayan yağmurların getirdiği sel felaketleri, toprak kaybı, hayvan kaybı, ürün kaybı ve binlere, onbinlerce insan kaybı. Her bir başlıkta rakamlar giderek büyüyor.

Ortak eylem alanları içinde, en dikkat çekici gelişmeler enerji sektöründe yaşanıyor.

Çünkü en yoğun karbon salımı bu alanda başlıyor.

Çözümün en değerli yöntemi de aynı alandan geliyor: Yenilenebilir enerji.

Güneş ve rüzgar varlığımız bu nedenle bizi önde tutuyor. Yenilenebilir kaynaklardan hidrojen üretmek, yani hayata yeşil hidrojen katmak, sürecin en değerli hedefi.

Gerek dönüşüm gerekse üretimin ciddi maliyeti, görece pahalı olması, akılcılığı kabul görmüş hamleleri geciktiriyor. Oysa kime sorsanız, yeşil dönüşüm şart, yenilenebilir enerji çare, diyor.

BM iklim konferansı COP29 Azerbaycan’da düşük katılımla yapıldı. Dünya nüfusunun resmi temsilcilere bakılınca, sadece yüzde 48’i Bakü’de temsil edildi. Oysa süreç zor, kararlar ağır, iş birliği kaçınılmazdı. Bakü’de, enerji gününde büyük hareketlenme yaşandı. Hidrojen bildirgesi yayımlandı.

Projeler tanıtıldı. Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli göz önünde bulundurulunca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’daki sözlerinin kaynağı da anlaşıldı. Enerjide her hamlemiz, cari açığı eritecek. Enerji arz güvenliğini destekleyecek. Daha güçlü yarınlar için, rüzgar, güneş ve hidrojen yatırımlarımızı büyüteceğiz.

KAMUDA YENİLENEBİLİR KARARLILIĞI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Enerjide de tam bağımsız Türkiye hedefiyle hiçbir alanı ihmal etmeden, çevreci görünümlü marjinal yapılardan gelen baskılara ve eleştirilere aldırmadan yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz. Enerji dahil hiçbir alanda ülkemizi muhannete muhtaç etmemekte kararlıyız, bundan da geri adım atmayacağız.' dedi.

Bu sözler, Anadolu Ajansının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde 'Ortak Gelecek, Ortak Hedefler' teması ile İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlediği 'İstanbul Energy Forum'un açılış programındaki konuşmada yer alıyordu. Enerjide sürdürülebilirliğin sağlanması, dışa bağımlılığın azaltılması, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerinde oluşturduğu baskının mümkün olduğunca hafifletilmesi önemli başlıklar.

Rakamlar açık; 2023 yılında ham petrol ve petrol ürünleri ithalatımız 49 milyon ton, LPG ithalatımız 4 milyon ton, doğal gaz ithalatımız 50 milyar metreküpe ulaştı. Tüm bu alımlar için ödediğimiz rakam ise yaklaşık 70 milyar dolardır. Dış ticaret açığımızın en büyük nedeni budur. Türkiye son 20 yılda senede ortalama yüzde 5,4 oranında büyürken, enerji tüketimi de artmıştır.

Cumhurbaşkanının verdiği bilgi kadar Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın yaklaşımı da, konuya yaklaşımı güçlendiriyordu: Orta Asya'dan Rusya'ya, Orta Doğu'dan Kuzey Afrika'ya, Balkanlardan Orta Avrupa'ya kadar birçok bölgeden ülke, bakan düzeyinde burada temsil edildi.

Bu ülkelerin hepsi Türkiye ile iş birliği yapmaya hazır.

Potansiyelimiz ortada, Türkiye yeşil enerjide de Avrupa'nın arz güvenliğine katkı yapacak.

2035'te 120 bin megavat yenilenebilir enerji hedefimiz akılcı ve ülke menfaatinedir, dedi.

Her yol yenilenebilir, oradan da hidrojene uzanıyor.

COP29’UN HİDROJEN BEYANI

Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov, COP29 kapsamında düzenlenen oturumda, 'Yeşil Enerji Taahhüdü' adıyla sundukları girişimin yeşil enerji koridorları ve bölgelerinin oluşturulmasını teşvik ettiğini anlattı. Şahbazov, "Yeşil Enerji Taahhüdü" ne kadar önemli onu açıkladı. Sonra da Gürcistan Karadeniz üzerinden Azerbaycan yeşil enerjisini taşıyacak koridoru anlattı.

Gürcistan’dan Karadeniz’in tabanına inen enerji hattı ne yazık ki Türkiye’yi teğet geçiyor. Mutlaka buluşmalıyız. Bi yandan ev sahibi ülke bir yandan uluslararası oluşumlar, hidrojeni hep önde tutuyor.

40'tan fazla AB bölgesi ve 30'dan fazla ulusal dernek dahil 600'den fazla üyeyle, bir AB derneği olan Hydrogen Europe da etkindi. Yeşil Enerji Taahhüdü oluşturulurken, CEO’su Chatzimarkakis de oradaydı. Taahhüdün başlıkları değerli: Yeşil enerji bölgeleri ve koridorlarının geliştirilmesini, küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılmasını ve enerji verimliliğinin iyileştirilmesini hedefliyor. Ana odak noktaları şunlar:

Yeşil enerji bölgeleri: Yenilenebilir enerji projelerini teşvik ederek çevresel etkileri en aza indirir, ekonomik büyümeyi destekler ve istihdam sağlar. Bu bölgeler, ekolojik sanayi parkları ve sürdürülebilir turizm projelerini içerebilir.

Yeşil enerji koridorları: Yenilenebilir enerji kaynaklarının, gelişmiş enerji iletim altyapıları ve düzenlemeleriyle ulusal ve uluslararası tüketim noktalarına ulaştırılmasını sağlar.

Finansman ve politika desteği: Yatırımları kolaylaştıracak kamu-özel sektör ortaklıklarını ve bölgesel iş birliklerini teşvik eder. Ayrıca, altyapı projeleri için açık ve şeffaf tedarik mekanizmaları önerir.

Sürdürülebilirlik ve toplumsal katılım: Çevresel ve sosyal etkilerin dikkate alınmasını, yerel toplulukların sürece dahil edilmesini sağlar. Ayrıntılı değerlendirme haftaya…

BAKÜ’DE DOST FOTOĞRAFI YOK

Galatasaray ile Fenerbahçe, şu başlığı gerçekleştiremedi. İklim için Kulüpler İttifakı kuruldu. İkisi de davet edilmişti. İkisinin de temsilcileri oradaydı.

İkisi de imza attı.

İkisi de diğerini yok saydı.

Biri haber yapmadı.

Diğeri haber yaptı, rakibini adını anmadan, orada yokmuş gibi davranarak…

Fair Play için bunca çaba yürütülürken bu tatsız yaklaşımın kazananı olmuyor.

Kaybedeni mi?

Hepimiz…