Amerikalıların İkinci Dünya Savaşı'nın ardında Nazilerle çalışmayı kabul etmesinin altında demiryollarını doğru düzgün işletme isteği yatar.
O zamanki akla göre demiryollarının düzgün işlediği bir Almanya kontrol edilebilir.
Doğrudur da.
Yıllar geçti, Soğuk Savaş bitti ve iki Almanya birleşti. Birbirinden uzun zaman ayrı kalan Almanların kültürel etkileşime ihtiyaç vardı. Alman Demiryolları 1995 yılında bölgesel hatların hafta sonunda daha aktif kullanılması için bir proje geliştirdi. Güzel Hafta Sonu Bileti adı verilen proje cumartesi gününün ilk saatlerinden pazar gününün bitişine kadar 15 Mark gibi cüzi bir rakamla yolculuk yapılmasını sağlıyordu. Evet Mark vardı o zamanlar….
Bu bilet özellikle öğrencilerin tüm Almanya’yı gezmeleri için müthiş bir fırsattı. Üstelik 15 Marklık bilet 5 kişinin birlikte yolculuk yapmasını kapsıyordu. Bugünün yaklaşık rakamıyla 50 lira diyebiliriz. Kelle başı 10 liraya iki gün yolculuk. Kısa mesafe trenleri olduğu için biraz indi-bindi oluyor ama olsun. Zaman içinde talep artınca fiyat yükseldi. Bundan yirmi yıl önce bu bileti ilk aldığımda Münih’in güneyindeki bir kasabadan Goethe’nin şehri Weimar’a gitmiştim. Türkler trene binmeye henüz alışık değildi ama hafta sonu bileti öğrenci bütçemle benim rahatlıkla karşılayabileceğim eğlence yöntemim olmuştu.
Sonra her gün için ayrı bile alınması gerekti ve bilet fiyatları da yükseldi. Para biriminin Euro olması ayrı bir etkendi. Almanya’nın milli birliği için Grimm kardeşlerin masalları kadar birleştirici rol oynadı Güzel Hafta Sonu Bileti. Zaman içine bir alt kültür oluşturdu ve kullanılan biletlerin ikinci el kullanımları söz konusu oldu. Biletler şahsa özel kesilmeye başlanmış hatta bunu engellemek için.
Öğrencilik günlerimde Hamburg’tan Freiburg’a kadar Almanya’yı bu biletle kat ettim. Hafta sonları Heidelberg gibi şehirlerdeki arkadaşları bu sayede ziyaret edebildik. Sosyal hareketliliğin zirvesini yaşadığımız zamanlardı. Yolda kalan öğrencileri bu biletle tanımıza alıp bedava seyahat ettirdik. Sayısız macera yaşadık bu trenlerin üzerinde.
Şimdi bu tren biletinin 2019 yılı ortasından itibaren satılmayacağı haberini aldım. Gönderen yolculuk yaptığım eski bir arkadaşım. Üzüldük haliyle. Çünkü tedavülden kaldırılan sadece bir bilet değil hayata bakışı gösteren bir semboldü aynı zamanda.
Almanya, artık farklı kültürlerden gelerek kendine yeni yollar arayan insanlara güzel hafta sonları sunmak istemiyor. Onun yerine eyaletlerin içine sıkışmış taşra boğuculuğunu baş tacı ediyor. Merkel’in görevden ayrılmasının ardından Almanya’nın temel göstergelerinden biri olan bu biletin ortadan kalkması dünyayı nasıl bir Almanya’nın beklediğini işaret ediyor.
Bir biletten bu sonuç çıkar mı demeyin. Almanya’nın çöpe attığı şey aslında sadece bir bilet değil, birlikte yol alma iradesi. Almanya, karanlık bir geleceğe doğru tek yönlü bir bilet almayı tercih etmişe benziyor. Trump rüzgarından soğuk almış, farklı seslerini göstermelik gerekçelerle susturan, geçmişteki hatalarını tekrarlamaya hevesli bir görüntü...