"UÇAN HOLLANDALI"

Serpin ALPARSLAN 15 Mar 2017

Serpin ALPARSLAN
Tüm Yazıları
Flying Dutchman yani Uçan Hollandalı, eski bir denizci efsanesi olarak bilinir.

Uçan Hollandalı.Bu hikayeyi bilir misiniz?

Flying Dutchman yani  Uçan Hollandalı, eski bir denizci efsanesi olarak bilinir.

Davy Jones’ın kaptanlığını yaptığı gemide mola vermek için Ümit Burnu'na yönelir fakat gelen fırtına bulutlarını fark etmez ve limana doğru ilerlerler. Bölge kayalıktır. Fırtına çıkınca gemi kayalara çarpıp alabora olurken Van Der Decken ''Ne pahasına olursa olsun Ümit Burnu'nu geçeceğim'' der, ancak gemi batar ve tabii ki bu sözü gerçekleşmez.

Ancak bölgedeki insanların bazıları birkaç fırtınada bu gemiyi gördüklerini söylemişlerdir ve bu efsane dilden dile yayılmıştır. Ardından Uçan Hollandalı bir efsane olarak tarihteki yerini almıştır. Hikayeye inanan onlarca denizci Ümit Burnu’nu ziyaret edip fırtınalı günlerde gemiyi gördüklerini iddia ederler. Denizcilerin sözlerine göre uçan bir gemidir. Fakat günümüzde bu geminin sadece bir tür serap olduğu bilimsel kanıtlarla ispatlanmıştır.

Hatta denizci argosunda denizin ruhu olarak ”Denizin dibine gitmek yerine Davy Jones'un yanına gitmek” gibi argo kelimeler kullanılır. 

Şimdilerde ise gerçekten Hollanda kanatlandı uçuyor. Çarşamba günü (bugün) seçim var ve Avrupa’da yükselen ırkçılık Hollanda’yı etkisi altına almış gibi görünüyor.

Hollanda 17 milyon nüfusa sahip bir ülke. Türkiye’nin nüfusunun 4’te 1’ine tekabül bile etmiyor. 2015 verilerine göre, Hollanda’da yaşayan Türklerin sayısı 205 bini erkek, 192 bini de kadın olmak üzere toplam 397 bin 600 Türk yaşamakta.

Kredilendirme şirketlerinin en üst seviyesi olan “AAA” alan yatırım yapılabilir en güvenli ülke sıralamasında 3.sırada yer alması Hollanda’yı uçurur mu? Elbette…

Hollanda ticari partnerimiz ve Türkiye İstatistik Kurumu (TUIK) verilerine göre yaklaşık 3.2 milyar dolarlık ithalat , 2.9 milyar dolar ihracat gerçekleşti. Yaklaşık yıllık 6.1 milyar dolar ticari hacmimiz bulunmakta.

Peki bu Hollanda’yı uçurur mu? Elbette…

Hollanda’nın ülkemize yatırımı yaklaşık 21 milyar dolar ve 2 bin 564 Hollanda firması faaliyet göstermekte. Hollanda’da Türk yatırımcıların sayısı ise 23 bin yatırım miktarı ise 9 milyar dolar gerçekleşmiştir. Hollandalı turist sayısı ise 1 milyon 232 bin 487.

Kısacası Hollanda ülkemiz için, yatırım açısından oldukça önemli ve ilk sırada yer almakta.

Batı’nın demokratik standartlarına elbette karşı değiliz. Ancak Hollanda’nın başbakanlık seçim süreci öncesi ırkçı popülist değerlerine karşı bana 8 Kasım yani ABD Trump seçimlerindeki ırkçı tavrını hatırlatıyor. Liberal batı düzeni tehdit altında başbakanı Mark Rutte seçim sürecinde aşırı sağa kaydı ve göçmenlere ileri geri konuşmalar yaptı ve bu Başbakan M.Rutte adına bir yıkım habercisi olabilir.

Başbakan Mark Rutte açıklamasında “Türk vatandaşı diye bir şey yok, onlar Hollanda vatandaşı” demesi ve sahiplenmesi son derece sevindirici düşünülse bile gerçek Türk vatandaşlarının olması ve kendince Hollanda’nın da Türkiye kadar gururlu bir ülke olduğunu belirtmesi oldu. Bu açıklamada psikolojik bir neden olduğunu düşündürüyor.

Dış politikada elbette pasif olmayalım ancak oradaki çoğunluğa yani Türk vatandaşlara bizim ne kadar değerlerimize bağlı olduğumuzu göstermeliyiz.  

“Çuvaldızı kendine iğneyi başkasına batır” hikayesini bilirsiniz.  Hollanda hükümeti başka ülkelerin propaganda yapılmasına izin vermediği sürece (çifte standart uygulamadan) bizim bu tip çirkin davranışlar ile karşı karşıya kalmamız sadece Hollanda adına değil, AB ülkelerine karşı almamız gereken bir önlem olarak düşünüyorum. Almanya Başbakanı Merkel, Hollanda Başbakanı Rutte’n yanındayım dedi. Oysaki Hollandalılar asla Almanları sevmezler. Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekçi’nin dediği gibi “sepeti sallarken yumurtaları kırmamak lazım”.

Bilinen gerçek şudur ki; Türkiye’nin, Asya’nın batıya açılan kapıların tek geçiş anahtarına sahip olduğu bilinir. Ticari zeka ile aklı selim Avrupa’nın yükselen ırkçı politikalarına galip gelmesi an meselesi benden söylemesi.