TATİLİN ARDINDAN PİYASALARDA ZORLU DÖNEM

Bora YARGIÇ 16 Nis 2024

Bora YARGIÇ
Tüm Yazıları
Bayram tatilinin ardından, Fed'in faiz indirim beklentisinin ertelendiği ve jeopolitik risklerin arttığı zorlu bir piyasa ile haftaya başlıyoruz.

Yerel seçimlerin hemen ardından 9 günlük bayram tatili bitti. Tatil devam ederken Ortadoğu'da devam eden yüksek tansiyon sonunda İran'ın İsrail'e havadan füzelerle saldırısıyla son noktasına ulaştı.

Ekonomide taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor. Belirsizlikler azalıyor derken şimdi de Ortadoğu'da yaşananların yurt içinde piyasaları nasıl etkileyebileceği üzerine senaryolar konuşulmaya başlandı.

Yerel seçimler sonrası bayram haftasına piyasalar sakin girerken bayram tatili sonrası dünyadaki savaş senaryolarına ilişkin tahminler ve olasılıkların bizi nasıl etkileyebileceğini ve ekonomi ve piyasaların ne olacağı sorusuna bıraktı.

İran'ın İsrail'e saldırması ve bayram tatilinin ardından ekonomi ve piyasalar ile muhtemel senaryolara bir göz atalım…

BAYRAM TATİLİNİN BİLANÇOSU

Her bayram olduğu gibi bu bayramda trafik kazaları gündemin başındaydı.

9 günlük tatilin bilançosu da ağır oldu.

Bayram tatili boyunca ülke genelinde meydana gelen 4 bin 998  trafik kazası sonucunda 66 kişi hayatını kaybetti, 8 bin 352 kişi ise yaralandı.

Bayramda bir başka olayı da Antalya'da duyduk bu da bilançoya dahil oldu.

Antalya'da teleferik kazasında, düşen vagonda bir kişi öldü, 8 yaralı haricinde kabinlerde mahsur kalan 170 kişinin kurtarılmasını, bir aksiyon filmi izler gibi tüm ülke dikkatle takip etti.

İRAN'DAN İSRAİL'E HAVA DESTEKLİ SALDIRI

Bayramda bir diğer önemli olay, İran'ın İsrail'e saldırısıyla ilgiliydi.

Orta Doğu'da uzun süredir süren gerilim zirveye ulaştı. İran, havadan füze ve İHA'lar ile saldırı gerçekleştirirken yeni bir savaşın ve bilançosunun arefesindeyiz.

Peki İran'ın bu saldırısı neden olmuştu?

İsrail, İran’ın Şam’daki konsolosluk binasına 1 Nisan’da hava saldırısı düzenlemişti.

Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2’si general rütbesinde toplam 7 kişi hayatını kaybetti.

İran, İsrail’in konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu. İsrail ise İran’ın saldırısına karşılık vereceğini bildirmişti.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Suriye'deki İran konsolosluğuna yönelik saldırısı nedeniyle

İsrail'in, Devrim Muhafızları Ordusu tarafından düzenlenen saldırıyla cezalandırıldığını söyledi.

İran Cumhurbaşkanı, İsrail'e düzenlenen operasyonun Suriye'deki İran konsolosluğuna yönelik saldırıya karşı "meşru müdafaa" kapsamında gerçekleştirildiğini savundu.

İsrail'e yapılan hava operasyonun adını da Gerçek Vaat Operasyonu olarak adlandırdılar.

İSRAİL'E SALDIRININ BİLANÇOSU

İran saldırısının İsrail ekonomisi verdiği zarar belli oldu: 1,40 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.

AA’da yer alan habere göre, Yediot Aharonot gazetesinin Eski İsrail Genelkurmay Başkanı Müsteşarı Tuğgeneral Ram Aminah‘ın değerlendirmelerine yer verdiği haberinde, İsrail’in İran'ın saldırısı karşısında savunma maliyetinin 1,40 milyar dolar olduğu ifade edildi.

Bu rakamın sadece İran tarafından fırlatılan füzelerin düşürülmesi için harcanan savunma maliyeti olduğuna işaret eden Aminah, yaralanmalar ile füzelerin isabet ettiği yerlerde yol açtığı hasarın bu rakama dahil olmadığına dikkati çekti.

 

İRAN VE İSRAİL ARASINDAKİ GERGİNLİK İÇ PİYASAYI NASIL ETKİLER?

Hafta sonu İran’ın İsrail’i vurması, İran'ın önceden misilleme olarak belirttiği ve İsrail savunmasının hazırlıklı olduğu bir saldırıydı.

Bu nedenle askeri anlamda çok yıkıcı bir etkisi olmadığını söyleyelim.

İran yetkilileri “misilleme saldırısı” gerçekleştirildi ve “bizim için konu kapandı” şeklinde bir açıklama yaptı.     

Bu saldırı karşısında İsrail'in nasıl bir aksiyon alacağı henüz bilinmiyor. Ancak doğrudan bir savaşa gidileceği de tahmin edilmiyor.

Genel kanı Amerika Birleşik Devletleri’nin başkanlık seçimleri öncesinde Orta Doğu'da yüksek tansiyonlu yeni bir savaş senaryosu istemediği yönünde.

Orta Doğu'da tırmanan gerginlik ve saldırı gelişmekte olan ülkeler ve özellikle Türkiye için çok olumlu olmadığını söyleyelim.

Dünya ekonomileri ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ekonomisinin büyümesinden az da olsa sınırlı yaralanan Türkiye'de mevcut borcun büyük bir kısmı dolar, ihracatının büyük kısmı Euro cinsinden.

Bu pozisyonda olan Türkiye güçlü bir dolar ve yüksek Fed faizi ikilisinden olumsuz etkileneceğini belirtelim.

BAYRAM TATİLİNİN ARDINDAN PİYASALAR

Ülke genelinde seçimlerin ardından en çok merak edilen piyasaların ne olacağı, Merkez Bankasının tutumu, döviz, borsa, faiz ve enflasyonun nasıl yol alacağı idi.

Seçim sonrasında gerek ekonomi kurmaylarınca gerekse Merkez Bankasınca gelen peş peşe açıklamalar piyasalarda endişeye mahal olmadığı ve ekonomide belirsizliklerin kalktığı ve olumlu adımların atıldığının bir göstergesi dememiz mümkün.

Seçim sonuçları analiz edildiğinde bu seçimin en önemli belirleyicisinin ekonomideki daralma, dar ve sabit gelirlilerin yüksek enflasyon karşısındaki tutumları ve emekli zamlarının olduğunu öncelikle belirtelim.

Bayram tatilinin ardından, Fed’in faiz indirim beklentisinin ertelendiği ve jeopolitik risklerin arttığı zorlu bir piyasa ile haftaya başlıyoruz.

Geçen hafta açıklanan Amerika Birleşik Devletleri enflasyonu ve en son hafta sonu İran’ın İsrail’i hava operasyonu ile saldırması bayramın ardından piyasaları etkileyecek iki önemli gelişme olduğunu belirtelim.

Seçim sonrasında ülke ekonomisindeki son durumu hatırlayalım.

Seçimin hemen ardından Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından

Enflasyon 2024' ün Mart ayında aylık bazda yüzde 3,16 yükseliş kaydetti. Enflasyon yıllık bazda ise yüzde 68,50'ye yükseldi.

Önümüzde 4 yıllık bir seçimsiz dönemin olduğunu düşündüğümüzde ekonominin geleceği ve hangi ekonomi politikalarının uygulanacağını dikkatle takip ediyoruz.

Ekonomideki sıkılaşmanın etkisinin yoğun olarak seçim sonrası hissedeceğimizi düşünüyorum.

Bunun yanında düzelmeye devam eden tabloda büyümeden, iç talepten ve işsizlik oranındaki ufak da olsa azalmadan bahsetmeden geçmeyelim.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), enflasyon tehdidi gördüğünde faiz oranını artırır. Böylece toplam talebi düşürerek enflasyonu düşürmeye çalışır. Merkez Bankası, bankalara ihtiyaçları olduğunda borç verir veya bankalar nakit fazlalarını Merkez Bankasına yatırabilir.

Hatırlayacak olursak seçimin hemen öncesinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 50’ye yükseltmişti.

Bu artış piyasalarda beklenmemesine karşın politika faizini yüzde 50'ye yükseltmesi aslında, Merkez Bankası'nın güvenilirlik ve kredibilitesi açısından da olumlu olarak değerlendirildiğini hatırlatalım..