​PENCERESİZ KALDIM ANNE!

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
Uçurtmam tellere takıldı, hani benim gençliğim nerde?

Uçurtmam tellere takıldı, hani benim gençliğim nerde? diye devam eder Yusuf HAYALOĞLU’nun mısraları ve meşhur Ahmet KAYA şarkısı. (Öte aleme her ikisine de selam gönderiyoruz). Kastedilen anlam farklı olmakla birlikte aynen günümüzde de pencere, uçurtma, gençlik problemleri devam ediyor, değişen bir şey yok pek fazla.

Günümüz gençliğinin de pencerelerden yana derdi var ama onlar buna Windows diyor ve genellikle  bilgisayarlarının masa üstü diye adlandırdıkları ekranındaki konu ve açılan sayfalarını yönetmek için kullanıyorlar, bazen “donunca” da kurtarmaya çalışıyorlar kendilerince. Birçoğu uçurtmayı sanal âlemde bir oyun olarak biliyor ve baharla, doğayla, iple, “sakal”la, “denge”yle hiç işleri olmadan yaşayıp duruyorlar. Gene birçoğu gelecek kaygısı ile gençliklerini yaşayamadan hayat mücadelesine atılıp erkenden yaşlanıyorlar. Sınırlı sayıda şanslı “genç” ise penceresini açıp baharı-güneşi içeri alıyor, kırlarda, bayırlarda uçurtma peşinde koşuyor ve yaşının gerektirdiği gibi yaşayabiliyor.

Devletimiz; “Herkes İçin Spor Federasyonu” diye bir kurumla 1990 yılından beri Anayasanın 59. Maddesi (“Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır. Sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.”) gereği bir şeyler yapmaya çalışıyor. Federasyonun imkânları ölçüsünde yapılmaya çalışılan etkinliklerle “yediden yetmiş yediye” sporla tanıştırılıyor. Zeki, çevik ve ahlaklı nesiller yetiştirmeye gayret ediliyor.

Bu memleketin temel yapı taşı olan bizler de halk olarak, öncelikle gençlerimizden başlamak üzere; bir şekilde sporun, doğanın, hayatın içinde olmayı amaç edinmeliyiz. En basitinden yapacağımız hafif tempo yürüyüşlerle, egzersiz hareketleriyle, birçok kent parkında bulunan destek aletleriyle geçireceğimiz zamanlarla üzerimizde kalan kış kasvetini dağıtabilir ve bünyemizin bu esnada salgılayacağı adrenalin-endorfin ile daha mutlu ve daha huzurlu hissedebiliriz.

Aile büyüklerinin önderliğinde yapılacak açık alan aktiviteleriyle gençlerimiz ve çocuklarımız bağımlısı oldukları dijital-sanal âlemden uzaklaşarak gerçek dünya ile buluşturulabilir. Gece-gündüz bilmem kaç inç ekranlara bakmaktan yorulmuş gözlerine güneşin sarısı ve tabiatın her tondan yeşili iyi gelecektir inanın.

Her ne kadar bizim yollarımız bisikletliler için düşünülmüş olmasa da gene parklarda, bahçelerde, sâkin yollarda bisiklet sporu ile de meşgul olarak bünyemizi harekete geçirebiliriz. Birçok bisiklet kulübü bu güzel havaları değerlendirerek yakın coğrafyada günübirlik bisiklet turları düzenliyor. (İSBİDOS’un Çanakkale Turu çok anlamlıydı örneğin) ya da birkaç arkadaş, bir pazar sabahı erkenden boğazın kenarında bisikletle tur atmak gergin bünyelere iyi gelecektir.

Evlatlarımızı yüzme sporu ile tanıştırmak için de bir dolu imkân bulabiliriz. Belediyelerimizin havuzları her yaştan vatandaşımıza hizmet vermektedir. İşinin ehli eğitmenler sayesinde yüzme sporu ile tanışan gençlerin kendine güveni artmakta, hayata daha cesur yaklaşabilmektedirler. Dört bir yanı denizlerle çevrili ülkemizden yüzme sporuna daha fazla ilgi duyan bir nesil çıkartabiliriz. Bunun için bilinçli bir yönlendirmeye ihtiyaç vardır ve bu konu Devlet eliyle teşvik edilmelidir.

Şu yukarıdan beri sayageldiğimiz aktiviteler için ilave bir bütçe ayırmaya gerek yoktur. Her birisi hayatın tabii akışı içinde bizim gayretlerimizle olabilecek şeylerdir. Bir yürüyüşün maliyeti nedir Allahaşkına, bir uçurtma kaç liradır? Apartman kömürlükleri âtıl bisikletlerle dolu değil mi? 

Hayatımıza birazcık spor katsak ne kaybederiz? 

Sporla dolu bir hafta sonu dilerim.