Fenerbahçe'nin Avrupa macerası ne yazık ki hüsranla sona erdi. Yunan takımına elendiğimize mi üzülelim, ülke puanına daha fazla katkı verme imkânını elimizin tersi ile ittiğimize mi yanalım bilemedik yani. Halbûki; Olympiacos bizi devre dışı bırakırken öyle ahım-şahım bir futbol da oynamadı her iki maçta da. İlk maçın ilk yarısını İsmail Hoca çöpe atınca uzatmalar dahil kalan beş devrede yediğimiz üç golü telafi etmek mümkün olmadı/olamadı. Olmasaydı sonumuz böyle keşke.
Güreş severler için özellikle de yağlı güreş severler için sezon bir iki haftaya başlıyor. Lig fikstürü henüz belli olmadı çünkü araya yerel seçimler girdi ve yağlı güreş düzenlenen şehirlerimizin bir kısmında yeni başkanlar göreve geldi bu sebepten dolayı da takvim belirlenmesi işi Nisan sonu, Mayıs başı gibi belli olacak.
Arşimet (Archimedes) Abimiz her ne kadar hamam tasından yola çıkarak suyun kaldırma kuvvetini bulduğu için piyasada çok meşhursa da aslında fizik biliminin en önemli beyinlerinden birisi olduğuna şüphe yok. Arşimet Noktası diye bildiğimiz fizik kuralı için; "Bana bir dayanak noktası ve yeterli uzunlukta bir kaldıraç verin dünyayı yerinden oynatayım." meydan okumasını yaparken bunun teorik olarak mümkün olabileceğini ama pratikte imkânsız olduğunu o da biliyordu. Düşünsenize ona uygun ne sopa ver elimizde ne de bir dayanak noktası.
Pazar günü tamamlanan mahalli seçimlerden sonra (NŞA) 2028'e kadar karşımıza başkaca bir sandık çıkmayacağına göre herkes Anayasa'da tanımlanan görevlerini yerine getirerek halk tarafından yetkilendirildiği konuda işine-gücüne bakacak demektir. Yok öyleymiş, yok böyleymiş faslı artık geride kaldı. Halk tercihini belirtti şimdi icraat zamanı.
Mahalledekiler müesses nizamın en büyük temsilcisi gördükleri için Koç Ailesi'nden pek hazzetmezler. Vehbi Bey'in Cumhuriyetin kuruluş yıllarında edindiği imtiyazları itici güç olarak kullanıp genç cumhuriyette her alanda söz sahibi olmasını da koruma/kollama olarak değerlendirirler, Beyaz Türk diye bir şey varsa Vehbi Bey ve Ailesidir mahalleye göre. (Ankara'daki bir bakkal dükkânından bugünlere uzanan imparatorluğun hikâyesi biraz gıpta, biraz kıskançlık hatta bazen biraz hasetle ama alttan alta bir öykünmeyle anlatıldı durdu kuşaklar boyu mahallede.)
Son iki haftadır Arda Güler'in İspanya'da yaptıkları ile mutlu oluyor, onunla seviniyor, onunla heyecanlanıyoruz millet olarak. Başlarda kızmıştık Carlo Ancelotti'ye bizim pırlanta gibi evladımıza forma vermiyor diye ama aradan geçen zamanda Arda peş peşe yaşadığı şanssız sakatlıkları atlatıp daha güçlenince aslında Ancelotti'nin haklı olduğuna kanaat ettik diyebiliriz.
Ne zamandır şarkı göndermeli yazı yazmadığımızı fark eden bir dostumuz geçenlerde takılmıştı; "ne oldu repertuarı tükettin mi?" diye. Evvel Allah bizdeki repertuar neyse de Türk Müziği o kadar büyük bir derya ki her olay, durum ve hâl için kullanılabilecek onlarca-yüzlerce "göndermeli" şarkı, türkü mevcut arşivlerde.
Penaltımsı oluyor, ofsaytımsı oluyor bundan böyle bir eksiğimiz "ihalemsi"ydi o da tamam oldu geçtiğimiz günlerde, böylece hiç eksiğimiz kalmadı futbol dünyasında. Keyfimiz yerinde anlayacağınız.