HATIR-GÖNÜL

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
​Toplumumuzun mayasında bulunan birçok güzel hasletten birisi de; hatır-gönül kavramlarına değer ve öncelik vermesidir.

Toplumumuzun mayasında bulunan birçok güzel hasletten birisi de; hatır-gönül kavramlarına değer ve öncelik vermesidir. “Bir acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır”, “arayıp sormuyorsun, sana gönül koydum bilesin” gibi örnekleri zaman zaman duyarız özellikle büyüklerimizden.

Sosyal bir canlı olarak insanoğlu, içinde yaşadığı toplumun kültüründen, geleneğinden ve çevresel etkenlerden faydalanır davranış kodlarını edinirken. Günümüzde sosyal medya ve dijital iletişim imkânları, her ne kadar bu kaynakların önüne geçerek, gençlerimizi farklı sosyal davranış kodlarına yöneltse de genellikle ve özellikle Anadolu’muzda bu halen böyledir.

Bir de üzerinde düşünmemiz gereken “profesyonel şartlar” kavramı vardır. Yani; bir insan geçim kaynağı olarak yaptığı işe dair bütün detaylara hâkim olmalı ve maaş karşılığı işverene kiraladığı çalışma sürelerinde konsantrasyonunda en ufak bir zaafa düşmeden işini gereği gibi yapmalıdır. İster bir şirkette CEO olun, isterseniz bir mahallede temizlik görevlisi (Çöpçü derdik eskiden), aldığınız maaşın karşılığı olarak görev tanımınız içerisinde olan her şeyi bihakkın yapmakla mükellefsinizdir.

Eğer gerçek bir gazeteciyseniz “haber namustur” der şartlar ne olursa olsun doğruluktan, dürüstlükten ödün veremezsiniz. Eğer bir devlet memuru iseniz mesai saatleri içinde size verilen görevi tanıdık-tanımadık herkes için eşit bir titizlikle yerine getirmelisiniz. Eğer Belediye Başkanı iseniz beldenizde size oy veren insanlar kadar size oy vermeyenlere de aynı standartta hizmet etmekle yükümlüsünüzdür.

Zarif ve Güzel İnsan Merhum Turgay ŞEREN’in adına oynanan bu seneki Türkiye Süper Ligi, geçen hafta sonu cumartesi günü oynanan maçlarla bitti. Beşiktaş’ı şampiyonluğundan dolayı kutluyoruz. Başakşehir de son haftalara kadar başa baş mücadele ettiği Lig’de ikinci olarak Şampiyonlar Ligi ön eleme maçları oynama hakkı kazanmış oldu, (onlara da kura şansı diliyoruz.) Asırlık çınarlardan biri(FB) üçüncü, öbürü (GS) dördüncü oldu. ZTK da Konya’nın oldu. 

Yorgan gitti kavga bitmedi. 

Gaziantep ve Adana’dan sonra küme düşecek son takımın belirlenmesi cumartesi günü akşam saatlerinde belli oldu. Rizespor; Alanya’yı evinde kıran kırana bir maçtan sonra yenmesine rağmen, Trabzon’un evinde ilk yarısını 1-0 galip kapadığı maçın ikinci yarısında maçı Bursa’ya “hediye etmesi” ile küme düşme kâbusunu bu sene gerçekleştirmiş oldu. (son maçta küme düşülmez, önceki 33 maç neredeydiniz?)

Profesyonel futbolculardan ve çok tecrübeli bir Teknik Direktörden oluşan Trabzon takımına bu maçın ikinci yarısında oynanan oyun ne kadar yakıştı?  Bunu da Trabzon ve Ülke kamuoyu uzun yıllar boyunca tartışacak anlaşılan. (6222 Sayılı Kanunun 11. Maddesi geldi akıllara).

Profesyonel anlayışta; Bir uçak pilotu kullandığı uçağın dümenini “kırık yıllık hatırı olan” bir dostuna emaneten nasıl bırakamazsa veya temizlik görevlisi bazı sokakları süpürüp bazı sokakları süpürmemezlik edemezse işte futbolcular ve teknik direktörler de küme düşecek takımın belli olacağı doksan dakika boyunca efendi efendi kendi futbollarını oynamakla yükümlüdürler. Ligin ilk maçında ne kadar konsantre ise, son maçında da aynı kıvamda konsantre olmak bir profesyonellik gereğidir. 

İbn Haldun’un dediği gibi; coğrafya kaderdir. Trabzon ve Rize şehirleri komşudur ezelden ebede kadar. İki komşu arasında huzursuzluk çıkarmanın ve gerginliğin bu zamanda ne gereği vardı yani?

İyi bir hafta sonu diliyorum.