FETRET

Yusuf DİNÇ 31 Oca 2017

Yusuf DİNÇ
Tüm Yazıları
Fetret, Arapça'da iki olay arasında geçen süre, aralık manasına gelir.

Fetret, Arapça’da iki olay arasında geçen süre, aralık manasına gelir. Son fetret 15 Temmuz ile referandum arasında geçen/geçecek süre olarak ele alınabilir. 11 yıl süren ilk fetret Mehmed’ler Murad’lar Fatih’ler doğurmuştur. Kuruluş’un sonu Yükseliş’in başı bu dönemdir. 

Böyle dönemleri aşmak güçtür. Özellikle de ekonomik olarak. 17 Temmuz’da işletmelerinin hala fatura kesmeyi başardığı Türkiye ekonomisi bu bakımdan büyük güven telkin etmiştir. Bu dönemi dikkatle ele almak, incelemek gerekir. Ekonomi bir hikaye ve sunumdur. 15 Temmuz’un hikayesini ekonomik olarak anlatmak gerekir. Çünkü yıkılmaz bir toplum olmak herkese nasip olmaz. Yıkılmaz toplum yıkılmaz ekonomi demektir. Sarsabilirler ancak yıkamazlar mesajıdır.

Daha önceki yazılarımda ekonomik darbenin tarafları arasında reyting kuruluşlarının da bulunduğunu söylemiştim. Gümrük birliği ile ilgili bir tehdit alanının açılmasından önce May’in ziyareti ile hükümetin pozisyon almaya başladığı görülmüştür. Ancak spekülasyonun merkezi olan ve penny bond seviyesinden öteye gidemeyecek menkul kıymetlere atadıkları en yüksek notlar ile küresel krizi hazırlayan reyting kuruluşlarını sökecek bir çözüm henüz ortaya çıkmamıştır. Fitch’in son not indiriminin kur üzerinde etkisi ortaya çıkmıştır. TCMB’nin kur üzerinde belirleyiciliğini kazanana kadar faiz artışı yapmasının faydalı olmayacağı, manipülatif ataklara hazırlıklıyım mesajı vermek çabası yerine politika faizi ile piyasanın korelasyonunun kurulmasını öne alması önemlidir.

Saldırılar artacaktır fakat kurda çok yüksek seviyelerin hiçbir zaman ortaya çıkmayacağı bilinmelidir. Saldırıların artması kuruluşun sonuna yaklaştığımızın işareti olarak ele alınabilir. Referandum sonrası Türkiye ekonomisi, çok önemli atılımların eşiğindedir. Dünyada en büyük altyapı yatırımı yapan üç ülkeden birisi olan Türkiye’nin gayretlerinin ekonomik karşılıklarının alınacağı döneme geldik. 1980-2016 arası periyodunda gerçekleştirdiğimiz 160 milyar USD’lik altyapı yatırımları ümran döneminin kapılarını açacaktır.

Tüketim temelli büyümeden yatırım temelli büyümeye geçeceğimiz bu dönemde kalkınmanın da ön plana alınması gerekmektedir. Finlandiya gibi örnekler dikkatle incelenerek tıpkı büyüme için hazırlanan stratejik planlar gerçek manada kalkınma için hazırlanmalıdır. Eğitim, bilgi teknolojileri gibi alanlar sıfırdan ele alınıyormuşçasına düzenlenmeli, kaynaklar bu yönde etkin kullanılmalıdır. Bu işin bir diğer tarafı da güvenliktir. 

Artık Mehmedimizin ekipmanı ile ilgili yatırım yapmaya başlamalıyız. Askere, polise tek tip bir üniforma sunmakla sahip olamazsınız. Askere, polise sahip olmak hafif kurşungeçirmez yelekler, bastığı mayını patlatmayan botlar, üşütmeyen aksesuarlar ve gelişmiş istihbarat mekanizmaları ile sahip olunur. Asker, polis gözbebeğimizdir. Katillere layık görülen bu ekipmanları herkesten daha çok hak ederler. Ekonominin geleceği, yükselişin pekişmesi güvenlik ile yakından alakalıdır.

Eğitim, güvenlik gibi kalkınma unsurları ekonomilerin hızlı büyüme dönemlerinde yatırım yapabilecekleri alanlardır. Sürdürülebilirlik bu alanlardan geçer. Bu  nedenle referandum sonrası ekonomide başlayacak çıkış dönemi kalkınma özelinde iyi değerlendirilmelidir.