​AIRBNB

Yusuf DİNÇ 03 Şub 2017

Yusuf DİNÇ
Tüm Yazıları
Devlet olmanın nişanı, devletin ziyneti adalettir. Hak için en yüksek mahkemenin bir temsilidir devletin adaleti.

Devlet olmanın nişanı, devletin ziyneti adalettir. Hak için en yüksek mahkemenin bir temsilidir devletin adaleti. Bu önemli ve çok ağır bir sorumluluktur. En yüksek mahkemede görülen haklardan birisi zenginliğin taksimi üzerinedir. Demek devletin tahsilatları da adaletin konusudur.

Geçtiğimiz yıllarda ABD’de UBER olarak bilinen araç kiralama uygulamasının vergilendirilememesi nedeniyle önemli tartışmalar çıkmıştı. Buna göre taksiciler ve ticari olarak araç kiralama işi yapanlar vergi ödemekte ancak UBER aracılığıyla hizmet veren ve alanlar faaliyetlerinden elde ettikleri gelir karşılığında vergi vermemekte idi. Vergi sisteminin güçlü olduğu ABD gibi ekonomilerde bu türden zafiyetler önemli gündem oluşturmaktadır. Bunun bir örneği de insanların kendi konutlarını veya odalarını kiraladıkları Airbnb uygulamasıdır. Dünyanın her yerinde yaygın olan bu uygulama Türkiye’de de kullanılmaktadır. Özellikle ülkemizin turistik bölgelerinde uygulamanın yaygın kullanıldığını görüyoruz. Türkiye özelinde sadece ilan nitelikli benzer uygulamaların olduğu da Ortaköy saldırısı ile tekrar gündeme gelmiştir.

Türkiye bir ekonomik yükselişin arefesindedir. Bu tür dönemler kalkınmanın gündemde geniş yer tuttuğu zamanlar olarak ön plana çıkar. Ancak konut kiralamaya ilişkin uygulamaların vergisel bir problemin bir güvenlik problemine dönüştüğünü gördük. Ekonominin unsurları birbirleriyle çok yönlü olarak ilişkilidir. Adaletin ucu kaçtığında hangi neticeden çıkacağını kestirmek güçtür. Bu nedenle de bu yazı bir tümdengelim biçimindedir. Tümdengelim bedel ödenmeksizin meselelerin anlaşılamaması sorunudur.

Hindistanlı şair Gajanan Mishra’nın şu sözleri ilginç;

Olmayınca adalet, barış

Kalkınma sıkışmış

Ekonomi dağılmış

Servet ufalanmış.

Adalet her yönü ile sağlanamazsa gerçekten Mishra’nın sonuçlarına varırız. Vergi bir gelir kaynağı olduğu gibi, izleme imkanı sunan çok önemli araç olarak da kullanılır. Düzenlenmemiş alanlar bırakılması bu bakımdan risklidir.

Bir konuya daha değinmek lazım. Adaletin diğer ucu da tercih özgürlüğüdür. İnsanlar zevklerine, inanışlarına veya diğer etkenlere göre tercih yapabilme özgürlüğüne sahip olmalıdır. Ekonomimizin en önemli problemi olan tasarruf açığının iyileştirilmesi üzere düzenlenen otomatik BES çok önemli bir uygulamadır. Sürdürülebilirliği için bu uygulamaya muhatap olan her tarafın içine sinen bir yapıda olması gerekir. Türkiye’de sigortacılık ve emeklilik alanının gelişiminin önünde en önemli engellerden birisi faizsiz kuruluşların uzunca bir süre kurulamamış olmasıdır.  Bu durum tasarruf açığının yastık altı ile beslenmesinde de etkendir. Hal böyle iken otomatik BES’te insanların tercihlerini ortaya koyabilecekleri faizsiz alternatif sunulmaması ve bir dayatmanın ortaya çıkması doğru değildir.

İnsanlar inanışları gereği böyle bir uygulamayı reddetmek gibi en doğal hakka sahiptirler. Düzenleme kapsamında çalışanlara konvansiyonel ve faizsiz tercihlerin her ikisinin sunulması tekrar ele alınmalıdır. Bu adalettir. Hak tesis edilmelidir. Alın teri hassasiyet gerektirir.