​30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

Şafak ORTAÇ 30 Ağu 2023

Şafak ORTAÇ
Tüm Yazıları
Annem ve babam 50'li yıllarda ben ve kardeşlerim 80'lerde ilkokulu okuduk.

Annem ve babam 50’li yıllarda ben ve kardeşlerim 80’lerde ilkokulu okuduk. Tarih bilgisi öylesine güzel işlenmiş ki hafızamıza hiçbir milli günü unutmayız. Şimdi durum biraz farklı. Peki neden öyle? Tarih kitapları değişmediğine göre eksik olan nedir? Çoğu kimse milli bayramlarımızın tarihini karıştırıyor. Sadece tarih karışıklığı olsa iyi. Günün anlam ve önemine dair bilgi eksiği olan da çok. Vatan sevgimizden şüphe etmesem de milli bayramlarımızın böyle kolay unutuluyor olması içime sinmiyor. 

30 Ağustos 1922 tarihi Kurtuluş Savaşı’nın bitişini simgeler. Bu sebeple yıllar süren işgalin sona erdirildiği büyük bir mücadelenin zafer günüdür. Üstelik öyle bir mücadele ki herkesin tekrar tarih kitaplarını açıp okuması gerekir. 26 Ağustos’ta başlayan ve 30 Ağustos’ta sona eren ve adına Büyük Taarruz dediğimiz harekat işgalcilerin yenilgisiyle son bulmuştur. Taarruzun bir diğer önemli tarafı gizli bir harekat olarak hazırlanmasıdır. Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden yetki alarak Başkomutan olarak orduları yönettiği harekat Afyon’da başlayıp Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde düşman birliklerinin etkisiz hale getirilmesiyle sonuçlanır. 

Taarruz başarıyla sonuçlanınca Yunan orduları İzmir’e dek takip edilerek 9 Eylül’de İzmir kurtarılmıştır. Böylece 30 Ağustos günü Zafer Bayramı olarak kabul edilmiştir. Atatürk’ün başkomutan olarak idare ettiği bir harekat olması sebebiyle Başkomutanlık Meydan Muharebesi adıyla da bilinir. 

Okul hayatı boyunca tarihle ilgili pek çok şey okumuşuzdur. Hepsini hatırlamıyor olabiliriz. Kimseden bir tarihçi edasıyla bunları anlatmasını da bekleyemeyiz. Ancak milli günlerimiz unutulmamalı. Zira milli değerlerinden yoksun milletlerin içinde oldukları durumlara tanık oluyoruz. Biz kimiz, bu coğrafyada tarihte neler oldu sorularını kendimize sormalıyız elbette. Kendi tarihimizden habersiz olmamalıyız. Aslında ilkokul çağındaki çocuklar önemli günleri daha kolay hatırlıyor. Yaş geçtikçe hafızalar siliniyor sanırım. Yine de her gün elimizden düşürmediğimiz o akıllı telefonlar sayesinde bilgiye bu kadar kolay erişebiliyorken neden sadece topları patlatma oyunuyla işten eve evden işe gitmeyi tercih ettiğimiz de ayrı bir inceleme konusudur. 

Son olarak severek takip ettiğim TRT2 kanalının sosyal medyada yer alan röportaj arşivinden söz etmek istiyorum. Televizyon tarihimizin ilk günleri, ilk haberleri ve röportajlarının yer aldığı görüntüleri ilgiyle takip ediyorum. Orada en çok dikkatimi çeken ise özellikle öğrencilerle yapılan röportajlar. Sorulara cevap verirken kendilerini ne kadar güzel ifade ettiklerini görüyorum. Türkçenin kullanımı, kelime çeşitliliği ve anlam bütünlüğü içinde konuşmayı bilen 70’li belki 80’li yılların çocuklarına bakınca hayıflanıyorum.  Aradan geçen zamanda nerede hata yaptık ki bugün kendini ifade edebilmekte bu kadar zorlanıyoruz. Siz de tanık oluyorsunuzdur. Bir tam cümle içinde kendini ifade etmekte çoğu kez zorlanıyor insanlar. Ve tabii bir de bilemediğimizi söylemek pek çoğumuzun hoşuna gitmiyor. Oysa bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp derlerdi eskiden. Atasözümüz de tarihe karışmış olamaz ya...