Dün öğrenciler karnelerini aldı ve bugün ilk tatil günlerinin keyfini çıkarıyorlar. Hak ettiler. Doya doya tadını çıkarsınlar. Geç kalksınlar sabahları, biraz kitap biraz oyun derken zihinleri yeni bilgiler için durulsun.
İyi olur. Efendim, eğitimle devam edelim. Eğitim bizim için ölüm kalım meselesidir. Bu millet tekrar ayağa kalkacaksa ilimle irfanla olacak bu iş. Eğer bu cephede kendimizi toparlayamazsak işimiz yaş. Ama eğitimi sadece iş bulmak olarak görürsek de pek parlak günler beklemiyor.
Benzer durum ülkeler için de geçerli. Ülkelerin huzurunun devamı için iktisadi olarak güçlü olmaları gerekiyor. Bu gerekli şartlardan sadece biri. Ama bunu tek şart olarak görürseniz kaybolur gidersiniz. Sovyetler Birliği materyalizmin dibini bulmuş bir anlayışı hayata geçirdi. Ekonomik göstergeleri iyileştirmek için çaba gösterdi. Bir süre sonra bu göstergelere bağımlı hale geldi ve sonra sistemin içi boşaldı ve büyük bir çöküş yaşandı. Maneviyatı da hesaba katan yeni bir anlayışla küllerinden doğmaya çalışıyor.
Amerika da benzer şekilde hataya düşüyor. Gücünün zirvesinde temsil ettiği değerleri birer birer terk etmeye başladı. Tüm faaliyetlerini ekonomi ile ilişkilendirmeye çalışıyor. Dostu veya düşmanı yerine dolarlarını kullanan ona bağımlı olan keş kılıklı ülkeler bulmak, yenilerini eklemek niyetinde. Ordusu olan bir devlet gibi değil, çetesi olan bir ordu gibi davranıyor. Adalet yerine de şantajla işlerini görmeyi tercih ediyor.
Savaş bir endüstri ve Amerika bu işe bir şirket mantığı ile yaklaşıyor. Dolayısı ile karlı gördüğü sürece devam etmesinde bir sakınca görmüyor. Aynı şekilde barış da öyle. Barışın savaşta daha karlı olacağı zaman o devreye giriyor. İnsan hakları ayrı bir endüstri ve kar zarar hesabına göre göçmenlik şirketleri var. Amerika göçmenlerin fayda getireceğini düşündüğünde lotarya ile vatandaşlık veriyor. Yok eğer değilse başka bir şirket devreye girip duvar örüyor. Şirket yöneticileri anlaşamazsa faaliyetlere ara veriliyor. Shutdown dedikleri hükumet kapanma süreci yaşanıyor. Böyle iş mi olur diye düşünmeyin. Amerika kocaman bir şirket ve hepimiz onun müşterileriyiz. Eğer birey ya da millet olarak bizden gerekli faydayı sağlayamazsa basıyor tekmeyi. Önceden daha ince oluyordu bunlar ama nezaket Trump’ın umurunda değil.
Karne umurunda değil Trump’ın çünkü mezun olmak gibi bir derdi yok. Hal ve gidiş sıfırın altında olsa da dert etmiyor.
Gayet sade ve orijinal olmayan bir önerim var: Dünyanın hal ve gidiş karnesini çocuklar versin. Zira olanlar ne küresel dengeleri gözetirler ne de vicdanımızın hilafına yargılar ortaya koyarlar. Kar zarar hesaplarının ötesinde insani bir pencereden bakma ihtimalleri güçlü.
Ne dersiniz çocuklar? Tatilde şu şaşkın büyüklere biraz yardımcı olsanız? Baksanıza işin içinden çıkamıyorlar bir türlü. Zorlu derslerin altından kalktığınız gibi bunu da halledersiniz. Bunu bir tatil ödevi olarak yaparsanız gerçekten büyük sevaba girmiş olacaksınız. Karneye girmeyecek ama gerçekten çok işe yarayacak çok.