Ama kelimenin tam anlamıyla, buraya yazıyorum; zaman göz açıp kapar kadar hızlı geçecek ve kendimizi 2023 seçimleri için oy kullanıyorken bulacağız.
Siz bu yazıyı okurken, ben çok uzaklarda falan olmayacağım. Bilakis bayramlarda bile terk etmediğim ve boşluğunun keyfini çıkardığım İstanbul’da olacağım. Muhtemelen öğle saatine doğru vatandaşlık görevim olan oyumu kullanacağım ya da kullanmış olacağım.
2023 İçin Erken Değil!
Seçim günü olan 24 Haziran 2018 târihli bir yazının başlığında, beş yıl sonraki 2023 seçimlerinden bahsetmek, kimilerine tuhaf gelebilir. Ama kelimenin tam anlamıyla, buraya yazıyorum; zaman göz açıp kapar kadar hızlı geçecek ve kendimizi 2023 seçimleri için oy kullanıyorken bulacağız.
Belki seçmen olarak bizde büyük farklılıklar olmayacak. Ama Türkiye Cumhuriyeti devleti önemli bir süreç yaşamış olacak. Bu sürecin genel adı “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi” olacak. Başbakanlık makamının olmadığı, cumhurbaşkanının hem yetkili hem de sorumlu bir figür olarak yürütme erkinin başında bulunduğu, yasama ve yürütme erklerinin eski sisteme göre birbirinden daha ayrı ve daha az bağımlı çalıştığı bir süreç olmuş olacak.
Bunlar Kehânet Değil
Yoğun geçen bir propaganda sürecinden sonra, seçim günü rahat bir yazı yazmak amacıyla, böyle kehânetvâri bir metin yazdığımı düşünmenizi istemem. Açıkçası burada bir kehânet maksat ve amacı taşımıyorum. Hamdolsun, gaybın sâdece ve sâdece Allah’ı mâlumu olduğuna imam etmiş biriyim. Ama sayılı gün çabuk geçer, demişler. Beş yıl da su gibi akıp geçecek. Benim yaptığım belli bileşenleri bir araya getirerek bir öngörüde bulunmak. Kaldı ki, bu bileşenlerin hepsi henüz ortaya çıkmış değildir. Dolayısıyla ne kahve falı bakıyorum, ne de dün gece istihâreye yattım.
Bir Benzetme
Türkiye Cumhuriyeti’nin, devâmı olduğu Osmanlı Devleti ile birçok benzerliği bulunmaktadır. Ankara Savaşı’nda Sultan Yıldırım Beyazıd’ın Timur’a mağlup olmasıyla başlayan Fetret Dönemi bittiğinde, Osmanlı hızlı bir toparlanma yaşamıştır. Sultan I. Mehmet (Çelebi), devletin âdeti ikinci kurucusu olmuştur. Buna benzer bir durum Cumhuriyetimiz için de geçerlidir. 8 Kasım 2017 târihli “Bir 10 Kasım’a Daha Tahammül Edemeyiz” başlıklı yazımda ayrıntılı olarak anlattığım gibi, Mustafa Kemâl Atatürk’ün erken denecek bir yaşta vefat etmesi, yeni bir yapılanma sürecinde olan devletimize çok şeyler kaybettirmiştir. Daha sonra bunun ikmâli için yapılan her hamle, başta askerî darbeler olmak üzere, birçok müdahale ile akamete uğratılmıştır.
Yeni Bir Aday Tipi
2023 seçimlerinde ismini duyacağımız cumhurbaşkanı adayı veya adayları, mevcut adaylardan çok farklı olacaktır ve olmalıdır. 2023’teki seçimlerde rakip olacak cumhurbaşkanı adaylarının 2020 ya da en geç 2021’de ortaya çıkması ve kendini rakip olarak ispatlaması gerekecektir. Bu ispata da öncelikle kendi seçmeninin güvenini sağlayarak yapması şarttır.
Bunlar da şimdiden plânlama ile mümkündür.
Seçimlerle Gelişiyoruz
Yatırımlar, Ar-Ge, teknoloji, eğitim gibi unsurların ötesinde, bizim gelişme unsurlarımızın arasında siyâsî seçimler bulunmaktadır. Genel seçim olsun, yerel seçim olsun biz siyâsî seçimleri bir gelişme basamağı olarak kullanıyoruz. Yâni seçim süreçlerinde fazlalıklardan, artıklardan arınıyoruz. Seçimler âdeta birer elek gibi, öncesi ve sonrasını ayıklamaktadır.
Hızlı değişen bir toplum olarak siyâsî seçimlerle toplumsal bir kabuk değiştirme tecrübesi yaşıyoruz. İhtiyaç duyduğumuz yeni yapıyı tahayyül ediyoruz, seçim süreçleriyle vaad ediyoruz ve yapılandırıyoruz. Seçimler, sanki kese yaparken vücuttan ölü derinin atılması gibi, topluma ağırlık veren fazlalıkların atılmasına yarıyor.
Ancak yarın itibâriyle başlayacak olan süreçte, seçmen verdiği oyun peşine seçimden seçime değil, güncel tâkiple düşecektir. Türk siyâsetinde yükselen çıta, siyâsî figürlerin daha donanımlı olmasını ve uzun vâdeli düşünmesini gerektirmektedir.
Seçimlerimizin sonucu şimdiden hayırlı olsun. İnşallah âkibeti de hayırlı olur.