Bir sahne ışığının altındaki parıltıyı düşünün; alkışlar, göz kamaştıran kostümler ve kusursuz figürlerle büyüleyen bir dansçı...

Oryantal dans sanatçısı Tanyeli, yıllar boyunca sahnelerde izleyenlere tarifsiz bir coşku yaşattı. Ancak hayat, ona bu kez sahnelerden çok uzak, bambaşka bir mücadele sundu.

Yaklaşık iki yıldır kanserle savaşan Tanyeli, İstanbul Altunizade'deki Acıbadem Hastanesi'nde tedavi görüyor. Doktoru arkadaşım Prof. Dr Bilgi Baca’dan sık sık bilgi alıyorum. Uygulanan tedaviler hem zorlu hem de çok pahalı. Ancak onun yalnız olmadığını bilmek, mücadelesini biraz olsun hafifletiyor. Sanat dünyasından birçok dostu, Tanyeli'nin tedavi masraflarını karşılamak için yardım geceleri düzenliyor. Bu geceler, dostluğun ve dayanışmanın en güzel örneklerinden biri olarak tarihe geçiyor.

Tanyeli (2)

Geçtiğimiz gün, ben, sanatçı dostum Vahdet Vural ve Genç Yapım'ın sahibi Okan Genç ile birlikte Tanyeli'yi ziyarete gittik. Hastane odasının kapısını çaldığımızda, bizi Tanyeli'nin eşi İlker karşıladı. Gözlerinde hem yorgunluğun hem de umudun izleri vardı. "Hoş geldiniz" derken, sesindeki sıcaklıkla içeri buyur etti.

Tanyeli'nin odasına girdiğimizde, yılların izlerini taşıyan ama yine de dimdik duran bir kadınla karşılaştık. Yüzündeki solgunluk, mücadelesinin bir nişanesi gibiydi. Ama gözleri, o eski ışığını hâlâ koruyordu. Bu ışık, yalnızca dans tutkusundan değil, yaşamaya duyduğu inançtan geliyordu. Yanına oturduk. Zaman, sanki ağır çekimde ilerliyordu. Her kelimesi, her bakışı bizi daha derinden etkiliyordu.

Bir saate yakın yanında oturup sohbet ettik. Zaman zaman gözyaşlarımız sessizce akarken, bazen de eski günlerden bahsederek tebessümlerle birbirimize destek olduk. Tanyeli'nin o güçlü ruhu, her kelimesinde hissediliyordu. Geçmişin anılarını anlatırken gözleri parladı; sahneye ilk çıktığı günleri, dostlarıyla paylaştığı mutlu anları dile getirdi. "O sahneye ilk adımımı attığımda hissettiğim heyecan hâlâ içimde," dedi. Bir an sustu, ardından ekledi: "Ama şimdi bu savaşı kazanmak sahnede kazandıklarımdan daha büyük bir zafer olacak."

Onun bu sözleri, odadaki atmosferi bambaşka bir boyuta taşıdı. Hepimiz bir an durup düşündük. Hayat, kimi zaman hiç beklenmedik şekilde zorlaşıyor, ama insan ruhunun gücü bu zorluklara meydan okumaya yetiyor. Tanyeli'nin hikayesi de bu gücün en çarpıcı örneklerinden biri.

Tanyeli

Anlatılan anılar arasında, dostlarının ve hayranlarının ona olan desteğinden bahsetti. Yardım gecelerinde toplanan her bağış, onun umudunu tazeleyen birer güç kaynağı olmuştu. "Bu destekler olmasa, belki de bu kadar dayanamazdım," dedi. İlker, bir köşede sessizce oturmuş, eşinin her kelimesini onaylarcasına başını sallıyordu. Gözlerindeki sevgi, yıllara meydan okuyordu.

O anların büyüsü, zamanın nasıl geçtiğini unutturdu. Ayrılmadan önce, Tanyeli'ye iyi dileklerimizi iletip tekrar görüşmek üzere sözleştik. İlker bizi uğurlarken, eşinin yanında durarak ona nasıl destek olduğunu bir kez daha gördük. Sevginin, dayanışmanın ve insanın insana verdiği değerin en somut haliydi bu.

Hastane koridorlarında yürürken, düşündüm... Hayat ne kadar zor olursa olsun, insanı ayakta tutan şeyler dostluk, sevgi ve umuttu. Tanyeli'nin odasından çıkarken içimde garip bir huzur vardı. Bu mücadeleyi izlerken, insanın ne kadar güçlü olabileceğini bir kez daha anlamıştım.

Bu ziyaret bana bir kez daha gösterdi ki, hayat ne kadar zor olursa olsun, dostluklar ve paylaşımlar insanı ayakta tutuyor. Tanyeli'nin hikayesi, sahnelerin ışıltısından hastane odasına kadar uzanan, ama her daim umutla parlayan bir yolculuk... Ve bu yolculukta onun yanında olan herkes, sadece bir dost değil, aynı zamanda bu büyük mücadelenin kahramanlarından biri.

Tanyeli'ye ve tüm sevenlerine buradan bir kez daha selam olsun. Hayatı boyunca kazandığının çok daha fazlasını hayata tutunmak için harcayan Tanyeli’ye destek olmanın tam zamanı.

Haydi dostlar, Tanyeli’nin gözlerindeki o ışığı söndürmeyelim...

Umut ışığınız hiç sönmesin.