Kimse işgal sonrası bu ülkede neler olabileceğini tam olarak kestiremiyor.
Tüm dünya ABD’nin 20 yıl boyunca terörle mücadele adı altında işgal altında tuttuğu Afganistan’ı, terörist olarak nitelendirdiği Taliban’a bırakmasını tartışıyor.
Sadece Afganistan’ı Taliban’a bırakmayı değil, bırakıp çekilirken 20 yıl boyunca kendisi için savaşanlara yüz üstü bırakmasını, onlara yaptığı ihaneti konuşuyor.
Daha da ötesi trilyonlarca dolar harcadığı bu ülkeden çekilmeye çalışırken yaşadığı acziyeti, beceriksizliği ve ortaya çıkan kaosu…
Kimse işgal sonrası bu ülkede neler olabileceğini tam olarak kestiremiyor.
Her halükârda ne yazık ki kardeş Afgan halkını zor ve sancılı bir süreç bekliyor.
Ancak belki de ne kadar acı yaşanırsa yaşansın bu süreç Afganistan halkının kendi yolunu bulması açısından bir fırsat olacak.
Dileyelim bu süreç iç savaş yaşanmadan, başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin büyük acılar, büyük mağduriyetler yaşamadan, ülkedeki tüm siyasi güçlerin temsil edilebildiği bir yönetimin oluşturulmasıyla yürütülebilsin.
Ne yazık ki bu konuda çok ümitvar olmamakla birlikte, ABD’nin arkasında büyük bir yıkım bırakarak çıkmaya çalıştığı Afganistan için başka kurtuluş yolu yok.
Afgan toplumu ile birlikte tüm dünya daha uzun süre ABD’nin yarattığı bu yıkımı, ortaya çıkardığı kaosu, yaşadığı beceriksizliği, acziyeti, mağlubiyeti ve bunların etkilerini uzun süre tartışacak gibi.
Sadece bunları değil, ABD’nin güvenilmezliğini de.
Hatta bu konuda da yoğun bir tartışma başladı bile.
En çok da ABD’yi müttefik görenler ile onun himayesindekiler, güdümündekiler ve ona bel bağlayanlar içinde.
Terör örgütü PKK da bunların başında geliyor.
Örgütün Avrupa’dan yayın yapan gazetesi Özgür Politika’da, “Afganistan’dan dersler!” başlıklı bir yazı PKK içindeki bu tartışmayı su yüzüne çıkardı.
PKK’nın ABD’ye güvenmemesi gerektiğini salık veren yazıda şu ifadelere yer verildi:
“ABD ve diğer batılı güçlerin Afganistan pratiği hepimiz için çok önemli derslerle doludur. Bu ülkelerin neredeyse tamamı daha birkaç gün öncesine kadar dünyanın en kötü terör örgütü olarak tanımladıkları Taliban'la ilişkilenmekte hiçbir sakınca görmüyorlar.
Daha da kötüsü bu ülkeler kendilerine inanıp yıllarca birlikte çalışan binlerce insanı jeopolitik çıkarları için feda edip giderken arkalarına bile dönüp bakmadılar. Yalandan bile olsa kimse geride kalan insanların içine düştükleri durumla ilgilenmiyor.”
Yazıdaki şu ifadeler ise oldukça dikkat çekici, “Bir süre sonra kendimizi korkunç bir karanlığın içerisinde bulabiliriz. Bütün Ortadoğu coğrafyası muazzam bir dönüşüm sürecinden geçiyor ve bizim bu noktada kendimize güvenmekten başka bir çaremiz yok!.. Bütün bunlardan çıkarmamız gereken ders; kendi öz gücümüze güvenmek…”
Tespitler büyük oranda doğru ancak sormak lazım sizin ABD’nin desteği dışında öz gücünüz olarak neyiniz var?
Kendi içinde çarpık, köhnemiş Stalinist ideolojiniz, Türkiye’de, Irak’ta, Suriye’de terör eylemleriyle kanlarını döktüğünüz Kürt, Türk, Arap on binlerce insanın ailelerinin öfkesi, Irak’ta ve Suriye’de yerlerinden yurtlarından ettiğiniz yüzbinlerce Kürt, Arap ve Türkmen’in nefreti, çocuklarını zorla dağa çıkarıp ellerine silah tutuşturduğunuz binlerce Kürt ailenin bedduası dışında neyiniz var sizin?
Afganistan’dan çıkarmanız gereken asıl ders, on yıllarca bunca acı çektirdiğiniz Kürt, Türk, Arap ve diğer bölge halklarından tarih karşısında özür dileyerek ve de artık ne kadar güvenilmez olduğunu gördüğünüz ABD’nin elinize tutuşturduğu silahları bırakıp işlediğiniz suçların cezasına razı olmaktır.
“Afganistan dersleri”nin “ABD’ye güvenilmezlik” tarafını doğru gören PKK, herhangi bir “öz gücü” olmadığını bildiği için şimdilerde bir diğer “güvenilmez” İran’la ilişkileri geliştirme peşinde ancak bu da özellikle Irak’ta onları yok olmaktan kurtaramayacağa benziyor.
Zira Kuzey’deki Kürt yönetimi ile birlikte Bağdat yönetimi de yavaş yavaş PKK konusunda Türkiye ile ortak hareket etme eğilimi göstermeye başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Irak Başbakanı Mustafa Kazımi ile yaptığı telefon görüşmesi sonrasında Bağdat yönetiminden PKK aleyhine yapılan açıklamalar ve bu terör örgütünün Sincar’dan çıkarılmasını öngören anlaşmanın yürürlüğe konmasına dair işaretler bunun göstergesi.
Yani Afganistan konusu Bağdat için de ders olmaya başlamış gibi.
ABD’ye güvenilmezlik algısı, Türkiye ile ortak hareket etmenin doğruluğunu ortaya çıkarıyor.
Bu durumu Suriye’deki Kürt gruplara da hissettirmekte yarar var.
Zira Afganistan’dan çekilmeye çalışan ABD, Suriye’deki Kürtlerin önemli bölümünü bünyesinde barındıran Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile PKK’nın uzantısı PYD’yi bir çatı altında buluşturmak için yeniden harekete geçti.
2020’deki ABD seçimleri öncesi ara verilen görüşmeler, bu hafta sonu ABD’nin girişimiyle yeniden başladı.
ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Yardımcısı David Brownstein, ENKS ve PYD’li yetkililerle online bir toplantı gerçekleştirdi.
Önümüzdeki günlerde yüz yüze toplantılara başlanacakmış.
Bu toplantılar ve görüşmeler başlamadan, ENKS’lilerin de Afganistan’dan biraz ders çıkarmalarını sağlamak, ABD’ye güvenip Suriye’de PKK ile iş birliği yaparak Türkiye’yi karşılarına almalarının kendi yararlarına olmayacağını öğretmekte yarar var.