Sınır komşumuz Irak'ın kuzeyindeki Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) uzun süredir seçim tartışmaları yaşanıyor.
Birkaç kez ertelenen parlamento seçimlerinin 10 Haziran’da yapılmasına karar verilmişti.
Ancak geçtiğimiz Şubat ayında Irak Federal Mahkemesi sürpriz bir kararla IKBY Parlamentosu’nda
sandalye sayısını 111’den 100’e düşürdü.
Aynı kararla azınlıklara ayrılan 11 sandalye de kaldırıldı.
Bu kararla Kürdistan Parlamentosu 4 seçim bölgesine
bölünerek en yüksek sandalye, Talabanilerin partisi Kürdistan Yurtseverler
Birliği’nin (KYB) denetimindeki Süleymaniye’ye verildi.
Irak Federal Mahkemesi’nin kararıyla Süleymaniye 38
sandalye, Erbil 34 sandalye, Duhok 25 sandalye ve Halepçe 3 sandalye olacak
şekilde belirlendi.
Kararların tümü
Barzanilerin partisi Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) yönetimden
düşürülmesi planına dayanıyordu.
Çünkü azınlıklar şimdiye kadar hep KDP ile birlikte hareket
etti ve hala aynı yaklaşım içindeler.
KDP karara tepki göstererek seçimleri boykot edeceğini
açıkladı.
Erbil ve Bağdat arasında uzun süren görüşme ve
tartışmalardan sonra KDP kararlarla ilgili itiraz başvurusu yaptı.
Bunun üzerine belirsiz bir sürece girildi ancak Federal
Mahkeme geçtiğimiz günlerde bu itirazı da karara bağladı ve azınlıklarla ilgili
itiraz dışında tümünü reddetti.
Azınlıklara tanınan
kotayı da 11 yerine 5 olarak belirledi ve yine Kürdistan Parlamentosu’ndaki
sandalye sayısının 100 olarak kalmasına karar verdi.
Bu kararlarla ilgili tartışmalar devam ediyor.
10 Haziran’a yetişmeyeceği açık olan seçimlerin Eylül veya
Kasım ayında yapılmasına yönelik değerlendirmeler söz konusu ancak seçimlerin
yapılıp yapılmayacağı da, yapılacaksa zamanı da henüz belirsiz.
Ayrıca KDP’nin bu kararlarla ilgili nasıl bir tavır
takınacağı ve seçimlere girip girmeyeceği de netleşmiş değil.
Irak Federal
Mahkemesi’nin bu kararları almasında büyük oranda hem Washington’un hem
Tahran’ın ciddi bir etkisi olduğu biliyor.
Yukarıda belirttiğimiz üzere buradaki asıl maksat KDP’yi düşürüp
KYB’nin liderliğinde bir yönetim oluşturmak.
PLANIN KUZEY SURİYE
AYAĞINDA DA YENİ GELİŞMELER VAR
Kuzey Irak’ta bu gelişmeler ve tartışmalar yaşanırken
bunlarla bağlantılı benzer gelişmeler Kuzey Suriye’de yaşanmaya başladı.
Suriye’nin üçte birine yakın bir bölgeyi denetimi altında
tutan terör örgütü PKK’nın bu ülkedeki kolu PYD, geçtiğimiz yılın sonlarında “Toplumsal Sözleşme” adı altında bir
metni onaylamış ve bunu “Anayasa”
olarak ilan etmişti.
Bu, PYD’nin işgal ettiği bölgelerde meşruiyetini sağlamaya
yönelik adımlardan birisiydi.
Başta ABD ve Fransa olmak üzere bazı ülkeler de bu adımı
memnuniyetle karşıladıklarını açıkladılar.
Bu adımdan sonra Kuzey Irak’taki seçimlerle eş zamanlı ve
benzer nitelikte bir adım daha atıldı.
PYD’nin denetimindeki
Cezire, Deyrizor, Rakka, Tabka, Fırat, Münbiç ve Afrin'in Şehba bölgelerinde
yerel seçimlere gidilmesi kararı verildi.
Önce 30 Mayıs olarak açıklanan seçimler, Kuzey Irak’taki
gelişmelerle bağlantılı şekilde 11
Haziran’a ertelendi.
Bu karar, Suriye’nin
toprak bütünlüğünü öngören Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı
kararının açık ihlali anlamına gelse de, başta ABD ve Fransa olmak üzere bazı
ülkelerin Suriye’yi açık şekilde bölmeyi amaçlayan ve PYD’nin işgal altında
tuttuğu bölgelerde meşruiyet sağlamaya yönelik adımlara destek verdiği
biliniyor.
ABD sadece destek
vermekle de kalmıyor aynı zamanda süreci açık bir şekilde yönetiyor.
Zira Kuzey Suriye’de PYD’nin denetimindeki bölgelerde etkin
olan iki parti Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS)
ve Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-S)
açık şekilde, meşru olmadığını
belirttikleri seçimleri boykot edeceklerini ve seçimlere katılmayacaklarını açıkladı.
Ancak gelen haberler ABD’nin bu partileri ikna etmek için
yeniden devreye girdiği yönünde.
Söz konusu bölgede 2015 ve 2017’de de benzer şekilde yerel
seçimler yapılmış PYD ve ona bağlı partiler kendi başlarına seçimlere girmiş,
ENKS ve PDK-S gibi partilerin katılmaması nedeniyle arzu ettikleri meşruiyeti
sağlayamamışlardı.
Şimdi de benzer bir süreç yaşanıyor ancak ABD bir kez daha
devreye girerek ve söz konusu partilerin de seçime girmelerini sağlayarak
PYD’ye meşruiyet kazandırma çabasında.
ENKS’nin
yöneticilerinden Süleyman Oso, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada,
ABD’den bir heyetin kendileriyle görüştüğünü ve kendileriyle PYD arasında
görüşmelerin yeniden başlatılması için girişimlerde bulunduğunu söyledi.
ABD, ENKS ile PYD arasında bir iş birliği sağlamak için daha
önce de yoğun bir çaba göstermiş ancak bu çabalarından sonuç alamaması üzerine
görüşmeler rafa kalkmıştı.
Belli ki PYD’ye bölgede meşruiyet kazandırmaya çalışan ABD,
bu çabalarının bir üst aşaması olan Suriye’de bir terör devleti kurma
planlarını da yeniden masaya getirmiş durumda.
Ve eşzamanlı olarak Kuzey Irak’taki seçimlere de müdahale
ederek, burada da KYB’nin liderliğinde bir yönetim kurmaya çalışıyor.
KYB’nin başındaki
Bafel Talabani ile Suriye Demokratik Güçleri adlı terör yapılanmasının
başındaki Mazlum Abdi’yi birçok kez bir araya getiren ABD’nin Kuzey Irak ve
Kuzey Suriye’yi birleştirerek burada birleşik bir terör devleti kurma planları
artık çok daha net şekilde görülüyor.
Süreç nasıl ilerleyecek göreceğiz ancak bir derin plan ve
kirli hesapların farkında olan Türkiye’nin tavrı çok net.
Bu tavrı da Cumhurbaşkanı Erdoğan birçok kez şu sözlerle
dile getirdi:
“Sınırlarımızın
güneyinde bir teröristan kurulmasına asla izin vermeyeceğiz.”