Cumhurbaşkanlığının himayelerinde gerçekleştirilen, "4. Uluslararası Türkiye Arapça Kitap ve Kültür Günleri" sayesinde, gönül coğrafyamızın dört bir yanından gelen, ilim adamı, akademisyen, yazar, yayıncıya kültür ve medeniyet başkenti İstanbul'umuz, bir kez daha tarihî misyonuna uygun bir ev sahipliği yaptı.
Dördüncüsü gerçekleşen görkemli organizasyona katılım da gösterilen ilgi de muhteşemdi. Kitabı ilmin kapısı olarak gören kitap medeniyetinin varislerinin yüzlerindeki sevinç görülmeye değerdi.
Bazı şehirler tarih boyunca merkez olmuş, merkez olmanın misyonuyla büyük sorumlulukları hakkıyla yerine getirmiştir. Bizim için İstanbul da birleştiren, buluşturan, kavuşturan merkeze çağıran bir sembol şehirdir. Taşıdığı yüce manayı mimarisinde, kültüründe tarihinde yansıtır. Çağlar boyunca ilmin, irfanın, bilimin ve sanatın merkezi olmuştur. Bu tarihî rolü iki bin iki sonrası yeniden kuşanmış, ümmetin gözünün gönlünün kendisine yönelmesine yönelik faaliyetlerde ciddi artış olmuştur.
DİRİLİŞİMİZ KİTAPLADIR
Arapça Kitap ve Kültür Günleri, Cumhurbaşkanımızın siyasi ufku sayesinde medeniyet coğrafyamıza dair yürüttüğü atılımın kültürel altyapısını kuvvetlendirmek açısından tarihî bir ödevi omuzlarına almıştır. Organizasyon, yüzyıllarca sömürgecilerin paramparça ettiği ülkelerimizin yeniden toparlanışının ve ümmet olarak yeniden dirilişimizin kitapla olacağına inanışın sonucu ortaya çıkmıştır.
Bu görkemli organizasyon vesilesiyle elli civarında İslam ülkesinden gelen yayınevi kitaplarını okura sunmuş, Türkiye, Suriye, Suudi Arabistan, Irak, Lübnan, Ürdün, Mısır, Cezayir, Tunus, Fas, Sudan, Katar ve Kuveyt gibi pek çok ülkenin ilim adamları aynı masa etrafında aynı dert ile buluşmuştur.
Bu durum, ortak bir dilin inşasına, medeniyetimizin ihyasına, aramızda başlayan muhabbetimizin artmasına, kardeşliğimizin pekişmesine de ciddi katkılar sunmuştur.
Bir araya gelinen her ortamda İslam dünyasının sorunlarının tartışılıp, geleceğe dair fikir alışverişinde bulunulması da özlemini çektiğimiz fotoğrafı bize sunmuştur. Sadece bu yönüyle bile Arapça Kitap Ve Kültür Günleri, İslam milletinin istikbali açısından yeniden ümidin, yeniden heyecanın adı olmuştur.
Sıradan bir etkinliğin çok ötesinde küresel güçlerin ortak hafızamızı silmeye yönelik kirli saldırılarına karşı, bir anlamda direniş cephesi kurulmasının temeli atılmıştır.
KABUL OLUNMUŞ DUAMIZ
Arapça kitapların yasaklandığı, okuyanların kovuşturmaya ve soruşturmaya uğradığı dönemlerden sonra, vahiy dili olan Arapçayla yazılmış eserlerin sergilenmesi ve konuşulmasının Cumhurbaşkanlığı himayesinde mümkün olması tek kelimeyle devrimdir. Bu devrimin mimarlarını tarih altın harflerle yazacaktır.
Arapça Kitap ve Kültür Günleri, Eski Türkiye’nin aksine toplumun değerleriyle barışık, inançlara saygılı, geçmişini övünerek kabullenen Yeni Türkiye adına, kabul olunmuş bir duanın, uzun yıllardır görülmüş büyük bir rüyanın sonucudur. Bu organizasyon Ümmet’in yeniden buluşması için bir adım, gelecekte kurulacak büyük birliktelikler için de önemli bir atılımdır. Organizasyonun bütün heyecanına ortak olan birisi olarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımızı sunuyoruz.
ÇOĞALAN FUARLAR
Kitap fuarları Türkiye’nin her yerine açılmaya başladı. Bazı şehirlerimiz fuarcılığa profesyonel yaklaşıp hiçbir yatırımdan kaçınmadan kitap hatırına ellerinden gelen bütün desteği veriyor. Bu da yazarlar ve yayıncılarımız açısında büyük sevinçle karşılanıyor. Kültürün gelişimi açısından samimi destek verenler ilgiyle takip ediliyor.
Anadolu şehirlerinde artık gelenekselleşen fuarlar, gelecekte daha başarılı olacaklarının da işaretlerini verse de İstanbul her alanda olduğu festival ve fuarların da baş şehri. Kırk yılı deviren TÜYAP, zirveye oturmanın keyfini sürüyor. Eleştiriler olsa da TÜYAP organizasyon açısından hayli yol almış durumda. Geçtiğimiz yıllarda başlatılan CNR Kitap Fuarı, TÜYAP’ın ihtişamına yaklaşamadı bile. İlk yıllar beklenileni vermedi. Bu yıl bazı yayıncılar katılmama kararı aldığını öğrendik. Bugün kapılarını açan CNR Kitap fuarı bakalım bu yıl nasıl bir performans sergileyecek.
İLÇE FUARLARI
İlçe belediyelerin de kitap fuarı açmasıyla canlanan yayın dünyası, özellikle iki ilçenin organizasyonundan memnun olduklarını dillendirmekten çekinmiyor. Bu ilçeler Sultanbeyli ve Üsküdar. Katılan yazarlar da yayıncıların da gayet memnun. Diğer ilçelerin de bu iki başarılı örneği incelemesi gerekir diye düşünüyorum.
KİTABIN FESTİVAL SESİ
TÜYAP ve CNR kitap fuarlarıyla yarışabilecek bir organizasyon olarak tasarlanan Avrasya Kitap Festivali de bu sene görücüye çıktı. Destek olmak, yazarları ve yayıncılara moral vermek amacıyla hemen hemen her gün fuara katılmaya gayret ettim. Devletin bütün imkânları seferber etmesine rağmen maalesef beklenilen ilginin oluşmadığını üzülerek gördüm. Bu noktada kar yağışı gibi doğal mazeretlere diyeceğimiz yok, lakin organizasyon hatası diyebileceğimiz onlarca noktayı yayıncılardan işittim.
Yenikapı’nın sunduğu ferah ortama rağmen fuar havası yaşanmadı. Kitap ve kültür dostu İstanbul Milli Eğitim Müdürü Sayın Levent Yazıcı’nın olağanüstü gayretleriyle okullardan öğrenciler de taşınmasa fuar alanında derin sessizlik oluşacaktı. Çoğu kitap alacak harçlığı cebine konmamış çocuklardan oluşan öğrenci grupları kitap alamasalar da cıvıltılarıyla sessizliği yardılar.
Organizasyona dair notlar aldım ama mutlaka festivali düzenleyen arkadaşlar da gerekli dersi çıkarmıştır. Seneye daha coşkulu yapılmasının önünde hiçbir engel yok. Bizim temennimiz en iyi şekilde yapılması, yazarın da yayıncının da yüzünün gülmesi. Zira yayıncısı ve yazarının yüzünün güldüğü bir ülke, sorunlarının çoğunu hâlletmiş bir ülke demektir.
Biz kitabın ve kültürün olduğu her yerin şenlenmesi için elimizden gelen bütün desteği vermeye hazırız. Yeter ki istişareye açık olunsun, yeter ki büyük düşünülsün. İstanbul her şeyin en güzeline en görkemlisine layık.