Dolar yükseliyor onlar konuşuyor. Petrol fiyatı artıyor onlar konuşuyor.
Televizyon kanallarındaki tartışma programlarında veya haber programlarında, gündemdeki konu ne olursa olsun konuşan belli isimler var. Akademik uzmanlık konuları ne olursa olsun her konuda konuşabiliyorlar. Bu isimlerin çoğu akademisyen ve isimlerinin önünde çoğunlukla “Profesör” veya bâzen “doçent” yazıyor. Ama ekran başındaki insanlar bu kişilere daha genel bir sıfat buldu: “Herşeyelog”. Bunun sebebi, bu kişiler “her şey” hakkında konuşabiliyor(!).
Dolar yükseliyor onlar konuşuyor. Petrol fiyatı artıyor onlar konuşuyor. Doğu Akdeniz’de doğal gaz buluyoruz, onlar konuşuyor. Terörle mücâdele hakkında onlar konuşuyor. Diplomatik bir kriz yaşandığında onlar konuşuyor. Deprem veya sel felâketi oluyor, onlar konuşuyor. Küresel salgın, aşı, maske kullanım zorunluluğu hakkında onlar konuşuyor. Yeni havaalanına verilecek isim hakkında onlar konuşuyor. Almanya’da, Fransa’da, ABD’de seçim oluyor onlar konuşuyor. Eğitim sistemi ile ilgili onlar konuşuyor. Elbette ekran başındakiler de “yine mi bu?” diye sormadan edemiyor.
Medya deformasyonu
Bu durumu “medya deformasyonu” olarak tanımlayabiliriz. “Meslekî deformasyon” gibi, medya deformasyonu olarak, zaman içinde “herkesin seyrettiği” programa çıkınca “her şeyi bilen” olmak gerekir diye bir refleks gelişiyor olabilir. Zâten toplum olarak “bilmiyorum” demeyi sevmediğimiz de bir gerçek. Tek kelime İngilizce bilmeden İngilizce konuşan ve Taksim Meydanı’na nasıl gidildiğini târif ettiğini zanneden bir kişi, bu gerçeğin stereotipi olabilir.
Böyle toplumsal bir altyapı olunca, “Koca profesör, ekrana çıkmış, bilmiyorum diyor” diye haksız ama kuvvetle muhtemel bir eleştiriye muhatap olmamak için böyle davranıyor olabilirler. Yeminli tercümanlık yaptığım zamanlarda bir müşterinin sözlüğe baktığımı görünce “Neden sözlüğe bakıyorsunuz, siz İngilizce bilmiyor musunuz?” diye şaşırtan bir sorusuna muhatap olmuştum. Anadilimizin sözlüğündeki kelimelerin hepsini bilmek bile mümkün değilken, yabancı dilin tüm kelimelerini bilmek hiç mümkün değildir. Ama maalesef bâzı insanlar tercümanların bütün kelimelerini bildiğini zanneder ve sözlüğe bakmalarını ters karşılar.
İşte toplumdaki bu ters karşılama sebebiyle medyada “Herşeyelog” denilen isimler ortaya çıkmıştır. Hem yerel hem ulusal hem de uluslararası anlamda yüzlerce konu gündem olurken, bunların binde biri hakkında bile her hafta konuşmak ve hatta tartışmaya girmek bir süre sonra anlamsız konuşma ihtimâlini de berâberinde getiriyor.
Peki ya sosyal medyadaki herşeyeloglar!
Her sütün kaymağı kendinden olur, diye bir söz var. Ekranlarda gördüğümüz o “herşeyeloglar”, o ekranlara başka ülkeden gelip çıkmıyorlar. Onlar da bu ülkenin insanı. “Kaymak” misâli ekrana çıkanların yüz binlerce daha fazlası sütün içinde var. Bunun için sosyal medyadaki paylaşımlara ve paylaşımlara yapılan yorumlara bakmak yeterli olur.
Kendi paylaşımımdan örnek vereyim. Kısaca “uçak gemisi” olarak adlandırılan Anadolu adlı savaş gemimiz hakkında yaptığım paylaşımına yapılan yorumlara baktığımda ülkemizde amma da çok “savaş gemisi uzmanı” varmış diye düşündüm. L 400 kodlu Anadolu’ya hangi uçakların inip kalkacağından tutun da, geminin İspanya’dan alındığı, bu gemi türlerinin artık kullanımdan kalktığı, geminin sâdece F-35’ler için yapıldığı ile ilgili doğru ya da yanlış bir sürü yorum okudum. Bu yorumların içinde konu ile ilgili bir şey yazamadığını için, beni hiç tanımamasına rağmen “Ne diyon ya dayı!” diye yazanları hiç saymıyorum.
Bir savaş gemisi olan ve özelliklerinin büyük çoğunluğu “askerî sır” olan Anadolu hakkında bu kadar “çok şey bilen” olmasına sevineyim mi, üzüleyim mi, bilemedim. Ama sosyal medya paylaşımları böyle yorumlarla dolu. Hele bir de Twitter Space’deki odalara girerseniz, sosyal medyanın “uzman” yâni “herşeyelog” kaynadığını görürsünüz.
Fatih Terim’in tespiti
Bu durum bana, Fatih Terim’in seneler önce yaptığı şu yorumu hatırlattı: “Memlekette gayriresmî yirmi milyon teknik direktör var.” Futbol tecrübesi halı sahada çalım atmaktan ileri gitmeyenlerin, Fatih Terim gibi hayâtını hem futbolcu hem de teknik direktör olarak futbola vermiş ve “İmparator” lakâbını hakkıyla almış birine bile akıl vermeye kalktığı bir ülkede yaşıyoruz.
Bu yüzden ekranda her konuda konuşanlara kızmayalım. Onlar kamera karşısına çıkma fırsatı bulduğu için “herşeyelog” diye yaftalanan kişiler. Ama bilmeliyiz ki, ülkemizde imkân ve fırsat bulsa “herşeyelog” olacak yüzbinlerce insan var.