Twitter, günlük iletişimimizin önemli bir kısmını kapsıyor. Tweet kuşların çıkardığı ses. Yanı cıvıldamak.
Takipleşenler cıvıldaşıyor anlayacağınız. Ama çık sesler pek bet. Karga sesi bile yanlarında bülbül kalır. Bünyeye zarar, herkes birbirine laf yetiştiriyor. Twitter akışına kendilerini kaptıranlar makineli tüfek ateşi altında günlerini geçirdikten sonra durduk yere titreyen Somme muariplerine benziyorlar. Bu askercikler makineli tüfeklerin çıkardığı sesler ortadan kaybolduktan sonra bile titreme hallerini devam ettirmişler ve bu rahatsızlık bazılarının hayatları boyunca taşıdığı bir nakısa olarak kalmış.
Twitter’da New York Times gazetesinin haber akışına göz atarken editörün seçtiği bir Türkiye haberine rastladım. Kuş diliyle ilgiliydi. Ülkemiz hakkında pozitif haberlere yer vermekte pintilik gösteren gazete nihayet insafa gelmiş diye düşündüm. Giresun’un Kuşköy’ünde kuş diliyle anlaşan köylüleri anlatan haber videoların içinde olduğu bir araştırmacı gazetecilik örneği. Haberde Kuzey Anadolu dağları, Kaçkarlar, Pontus dağları olarak geçiyor ama olsun. Kuş dilini öğrendiliserse Pontus dememeyi de öğrenirler. Cep telefonundan önceki kablosuz iletişim metodu demişler. Vadilerin akustiği harfleri olmasa da sesleri taşıyor, insanlar birbiriyle anlaşıyor. Yani illa İngilizce öğrenmek gerekmiyormuş anlaşmak için veya onların Türkçe bilmesine de. Kuş dili yeterli olabiliyormuş.
Amerika ile konuştuğumuz dil biraz kuş dili zaten. Burada başka bir kuş dilinden söz ettiğimi anlamışsınızdır. FETÖ ve S400 krize derken birbirimizi anlamanın hali kalmadı. Biz bir şey söylüyoruz onlar başka türlü anlıyor, onlar bir şeyler anlatıyorlar bize yansıması farklı oluyor. Twitter üzerinden cıvıldaşan ama ne dediği anlaşılmayan bir dile dönüşüyor diplomasi.
Bu nedenle bizim bu kuş dilinin esaslarını öğrenmemiz faydalı olabilir. Anlaşamadığımız ülkeleri Giresun’a geitrip kuş dili eğitimine alalım ve ondan sonra görelim aynı dili konuşuyor muyuz, konuşmuyor muyuz. Milli Eğitim Bakanlığı’na da görev düşüyor. Kuş dilinin müfredata alınması ve öğretilmesi gerekiyor. Kanarya adalarında konuşulan farklı bir kuş dili benzer şekillde okullarda öğretilmeye başlamış. UNESCO bu dili somut olmayan kültürel miras listesine bile almış.
Bu sadece dünya ile iletişimimiz için lüzumlu değil. Ülke olarak da aynı dili konuştuğumuz halde anlaşamıyoruz. Dolayısı ile hepimizin bu kuş dilini öğrenmeye ihtiyacı olabilir. Giresun Kuşköy anladığım kadarıyla sözlere ihtiyaç duymadan bu kuş diliyle ihtiyaçlarını çözüyor. Ne kablo çekmek ne de telefon faturası ödemek zorunda kalıyorlar. Gündemin zehirleyici iletişim biçimleri yerine hepimiz bir miktar kuş dili öğrensek. Malum kuşların dilinden anlamak Hazreti Süleyman’a nasip olmuştu. Biz de kuş diliyle yeni bir iletişim biçimi geliştirebiliriz. Hem sosyal medyanın bizi hapsettiği kafesten de çıkıp özgürleşmiş oluruz.
New York Times gazetesi bile kuş dili üzerinden Türkiye’yi anladığına göre benim teklifimi yabana atmayın derim. Trumpa’a da öğretirseniz garibim Twitter’dan laf yetiştireceğim diye kendisini helak etmez.