Herkes zirveye çıkmayı arzu eder. İnsani bir duygudur bu. İş dünyasında da mutlulukta da zirveye çıkmak arzu edilir. Bazıları bunu takıntı haline getirip hayatın her alanında zirvede olmak ister.
En iyi olmakla zirvede olmak neredeyse eş anlam haline getirilmiştir. Neyse, biz konumuza geçelim. Dünyanın zirvesi Himalayalar, Himalayalar’ın zirvesi de Everest tepesidir. Tepe dediğime bakmayın, en yüksek yer orası. Yani? Oraya çıktın mı tam anlamıyla zirveye çıkmış oluyorsun. İşte bunu kafasına koyan Batılı kafa, kafayı Everest’e takmış durumda. Ne yapıp edip bayrağı zirveye dikecek ve şöhretin de zirvesine çıkacak. Dönüşte hayatını kitap yapacak ve mümkünse bir de film. E hani zirveye çıkmak yetiyordu? Yetmiyor işte, bağımlılık yapıyor. Zirvede farklı yöntemlerle kalmak istiyorlar. Zirvede kalma ihtirasına geleceğiz ama Everest’ten kötü haberlerimiz var. Geçen yüzyılın ortalarından itibaren Everest’e çıkanların orada bıraktıkları çöpler ciddi bir kirliliğe yol açmış. Gelen çöplerini indiriversin demeyin. Amaç zirveye çıkmak, dönerken kimin aklına gelir çöpleri toplamak. Gelmemiş de. Sırf bu nedenle yetkililer çıkışları sınırlandırmaya karar vermiş. Bana göre bir çöp helikopteri gönderseler işi çözerler ama kim düşünecek ki?
Everest’i metafor olarak kullanıp zirve muhterislerine bir iki laf etmek isterim. Malum toplumun birçok alanında olduğu gibi siyaset veya bürokraside de zirvede fazla yer yok. Bu nedenle nefesi kesilenler görev süresini doldurup aşağılara iniyor. Bunlardan bazıları Everestçilerde olduğu gibi normal hayatını sürdürürken bağımlılık sahipleri şöhret dağının etrafından ayrılamıyorlar. O dağa çıkma niyetiyle gelenleri küçümsüyorlar, kendilerinin zirveyi hak eden kişiler olduklarını söylüyorlar. Bir nevi geri dönüşün yollarını arıyorlar. Ama olmuyor işte. Dönüp dolaşıp kendilerini anlatıyorlar ve böylelikle zirvede kimin olması gerektiğini tarif etmiş oluyorlar. Anlamayanlar çıkınca da basıyorlar yaygarayı. Vefadan başlayıp liyakate kadar vardırıyorlar. İyi hoş da azizim tüm bunları hatırlamak neden hepinizde zirveden düştükten sonra oluyor. Zirvede bu kelimeleri etmenin bir mahsuru mu vardı. Nefesleri yetmemiş olacak.
Sonra iş dönüp dolaşıp zirvedeki çöplere geliyor. Zirvede biriken çöp nedeniyle Everest’in eski güzelliğini kaybettiğini düşünüyorlar. Aslında haklılar o çöpler olmasa zirve çok daha güzel bir yer olacak ama o çöpleri oraya taşıyanlar ya sizsiniz ya da birlikte zirve yolculuğuna çıktığınız yoldaşlarınız. Yolda kiraladığınız şerpaları yani Nepalli yerli rehberleri suçlamayın hiç. Siz ne yük yüklediyseniz sırtlarına onlar onu taşıdır. Tekrar zirveye çıkmak istemek en tabii hakkınız ama bu şansı elde ederseniz daha önce bıraktığınız çöplerle karşılaşacağınızı unutmayın. Zamanında üstlenilmeyen sorumluluktan daha kötüsü zamanı geçtikten sonra üstlenildiği görüntüsü verilen yapmacık sorumluluk tiyatrosudur. Eski popçular gibi nostalji kanallarında hoşça zaman geçirmek de fena olmaz ama zirve virüsü işte. Bir defa en yukarıya çıkanı rahat bırakmıyor demek ki.