Cezeri, diye Cizreli bir alim var. Dünyanın ilk robotlarını üretmiş ilham verici bir kişilik.
Hayatı kolaylaştıracak farklı robotik çalışmaları dünyaya armağan etmiş. İnsanlığın hayrına çalışmış ve dünyayı güzelleştirmeyi murat etmiş. Aradan yüzyıllar geçti. Boston Dynamics diye bir şirket var. Amerika’da robot üretiyorlar. Muhtemelen savaş teknolojilerinde kullanılacak olan robotların prototipini ortaya çıkarıyorlar. İnsansız hava araçları gökyüzünde pilotsuz giderken insansız insan diyebileceğimiz prototipler de geleceğin dünyasında sayıca az olan veya insan kaybetmek istemeyen ülkelerin hizmetinde olacak robotları tasarlıyorlar. Ne güzel insanların işlerini kolaylaştırıyor diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama bu robotların temel görevi insanların canına okumak. Nasıl mı? Öncelikli olarak robotların üretim gibi bir görevleri yok. Fabrikalarda o işleri zaten yapabiliyorlardı. Önce insanların işlerini elinden alması bekleniyor, ardından da canlarını. Amerika Birleşik Devletleri, Irak’tan çekilme kararı aldığında temel sebebi Amerikan gazetelerinde görünen asker tabutlarından korkmaktı. Ne yaptılar? Askerlerini geri çekip kiralık bayraksız çeteler türettiler. Blackwater bunlardan biriydi. O pahalı gelmeye başladığında PKK’yı farklı bir kisveye sokarak kendi adına savaştırmaya başladılar. Bundan bir adım sonrası ise artık insanlar yerine robotların savaştırılması. Vicdan denilen şeyin kırıntısını bile algoritmaya yazmazsanız olur size sıfır azaplı ölüm makinesi.
Robotları, özellikle ölüm robotlarını tasarlarken geçmişten ilham aldıklarını düşünüyorum. Beyin yıkama metoduyla kısa sürede devasa bir orduyu teşkil eden Nazilerin normal insanlarla yaptıklarını robotlarla yapmaya çalışıyorlar sadece. Almanlar robotlaştırdıkları insanları, muhakeme ve vicdan gibi “arızalardan” kurtarmışlardı. Sonra? İnsanları ruhsuzca doğrayan bir çete dünyayı ele geçirmeye çalıştı. Başardı mı? Hayır. Hataları neredeydi? Çok basit: İnsan gibi düşünmeyi unuttular. Kendileri unuttuğu gibi herkesin de unuttuğunu sandılar. O süre zarfında birçok ülke birlik oldu ve Nazi karabasanını yok etti. Yani, Nazilerin dünyanın gördüğü en robotlaşmış ordusuna sahip olduğunu söyleyebiliriz.
15 Temmuz’da Türkiye’de bir robot ordusu ülkeyi istila etmeye çalıştı. Yükledikleri yazılımlar sayesinde ülkeyi kolayca ele geçirebileceklerini zannediyorlardı. Çünkü algoritmaları mükemmeldi. Uyumları kusursuzdu ve organizasyon yetenekleriyle Türkiye’yi ele geçirebileceklerinden en ufak kuşkuları yoktu. Hesap etmedikleri yine insan faktörüydü.
Boston Dymamics’in robotlarına hayranlıkla bakıp iç geçirenlerle FETÖ’nün beyin yıkama sistemini başarı olarak görenler arasında yöntem açısından bir fark görmüyorum. Övülen şey insan aklı ve vicdanının devreden çıkarılıp başka bir aklın hizmetine sorgusuz sualsiz verilmesidir.
Robotlar kim ne derse desin bizi iyi bir geleceğe götürmez. İnsan hayatını ele geçirmeye çalışan her türlü robotik düşüncenin insanlığın hizmetinde olduğunu söylemek mümkün değil. Sadece bazı yönleriyle insanlara yardımcı olabilirler, hepsi bu. Geleceğin dünyası robotların olacak diyenlerin tarihten öğrenecekleri çok şey var. Firavunun hayatını sona erdiren sinek, Calut’a karşı Davut ve FETÖ’ye karşı Türkiye…
Cezeri’nin insanlığın hayrına geliştirdiği robotları düşününce teknolojiye iyilerin hükmetmesi gerektiğine bir defa daha inanıyoruz. Cezeri mezarından çıkıp gelemeyeceğine göre o iş de bize düşüyor.
Şu Cezeri’yi yakından tanıyalım diyorsanız ufak bir ip ucu: Cezeri, Boston Dynamics’e karşı