Geçen yıl Amerika Birleşik Devletleri'nde silahların sebep olduğu ölüm sayısı yaklaşık 40 bin. Bu yaklaşık olarak bir iç savaş yaşandığı anlamına geliyor.
Adı konulmamış bir savaş. Amerika’da yayınlanan New York Times gazetesinin 19 Aralık 2018 tarihli nüshasının Görüş sayfalarında David Leonhardt’ın ortaya koyduğu verilere bakalım önce. Eğer diyor yazar, ölüm oranlarımız Kanada’daki gibi olsa 40 bin yerine 8 bin Amerikalı hayatını kaybedecekti.
(Buraya küçük bir parantez açalım: Yıllık 2 bin silahlı ölüm oranını nüfusa oranlayacak olursak Türkiye silahlı ölümler açısından Kanada ile aynı düzeyde yer alıyor.) Amerika’daki silahlı ölümler Almanya ile eşdeğer olsaymış 3 bin kişi ölmüş olacakmış. Eğer İngiltere gibi olsa sadece bin Amerikalının ölümü silahların elinden olacakmış. Geçen yılın istatistikleri 20 yılın istatistikleri içinde en feci olanıymış. Yazar şunu diyor: Amerikalıların canı Kanadalılarınkinden ucuz mu?
Doğru tabii. Amerikalıların canı Kanadalılarınkinden ucuz değil. Aslında dünya üzerindeki kimsenin canı diğerininkinden ucuz değil. Kitlesel katliama tabi tutulan Kızılderililerden, Iraklılardan, Afganlara varıncaya kadar kimsenin canı diğerininkinden ucuz değil. İşte bu insancıllığa sahip görüşleri barındıran gazetenin ABD askerlerinin Irak’tan çekilmesi sürecindeki yayınlarını hatırlıyoruz. Artık daha fazla tabut istemiyoruz diyorlardı. Vietnam’dan kalma refleks. Görünüşte barışçı gibi ama değil. Orada ölenlere dair temel bir itiraz yok. Görüşün arka planında yatan “bütün insanlar eşittir” değil, “Bütün Amerikalılar eşittir.” Amerika’nın Irak Savaşı’nda en fazla asker kaybı verdiği yıl olan 2007’deki ölü sayısı bini bulmuyordu.
Amerika’nın karşı olduğu savunma sanayisinin işlediği cinayetler değil. Suriye’de teröristlerle omuz omuza vererek diğer bir terörist grubu alt etme serüveni de değil. Sadece Amerikalılar ölmesin diyorlar. Amerikalıların, o muhteşem insanların birbirlerini öldürmelerine akıl sır erdiremiyorlar. Trump’ın başkan olmasına inanamıyorlardı ama oluyor bazen böyle karışıklıklar. Hayat işte.
Kapılarına kadar gelmiş bir iç savaşı dünyaya kriz ihraç ederek atlatma peşindeler. Şu anda seçme ikileminde kaldıkları ise ekonomik kriz sonrası mı iç savaşa girecekleri yoksa iç savaş sonrası mı ekonomik krize girecekleri.
Amerika’nın savunma doktrinini çökertecek bir yükselişten söz ediyoruz. Silahlı ölümleri azaltmak için önerilen yöntemse daha fazla silahlı tedbirlerin alınması. Zor bir sarmalın içinde büyük bir iç savaşa hazırlanıyor Amerika. Benzerini birçok ülkeye yaşattığı ve geçmişte kendisinin de yaşadığı iç savaş yeniden kapıyı çalıyor.
İşin ironik tarafı çıkacak bir Amerikan iç savaşının dünyadaki birçok savaşı otomatik olarak sona erdirme ihtimali. Halkının yaklaşık yüzde doksanının silahlandığı bir ülkede tüm gereken geçerli bir iç savaş mazereti ve Trump gibi bir başkanları varken bunu bulmakta da zorluk çekeceklerini zannetmiyorum. Hem öyle gariban üçüncü dünya ülkelerinin vatandaşlarını yok etmek kadar ucuz da olmaz bu savaşın bedeli. Silah sanayi için daha karlı bir savaş olacağını zannediyorum. İnsanlık mı? O neydi?