"En mükemmel" olanın da alternatifi yoktur, çünkü en mükemmel olma sürecinde alternatifleri yok olmuştur. Bu bakış açısına göre, her canlı eninde sonunda tek ve alternatifi kalmamış olan "en mükemmel" hâle gelecektir.
Tıpkı "demokrasi", "insan hakları", "düşünce özgürlüğü", "ifâde özgürlüğü", "inanç özgürlüğü", "eşitlik" gibi kavramların ışıltılı söylemlerinin arkasında aslında "peri masalı" anlayışı olması gibi, "kutuplaşma karşıtlığı" bağlamında söylenenlerin hemen hemen hepsi masaldır.
Zira elimize "tevhid cetveli"ni almadan yapacağımız her ölçüm ve hesap, yanlış olacaktır.
Hucûrat Sûresi 13. âyette şöyle Allahu Teâla şöyle buyurmaktadır: "… ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık".
Kutuplaşma kavramının içinde birazda "güçlü olan haklıdır" anlayışının türevi olarak, "güçlü olan başka kutup istemez" anlayışı olduğunu söylemek gerekir.
Demokrasi, her şeyin yerli yerinde olduğu toplumlar için gerekli değildir.
"Reconquista" hareketleri İstanbul ile sınırlı değil. CHP deyince akla gelen ilk ve "en büyük icraat" olan heykel açma faaliyetlerini Ankara'da görmeye başladık.
Artık uçan kuştan, dağ başında büyüyen ağaca kadar tüm canlıları, hatta üstünde yaşadığımız gezegeni bile korumak için "demokratik düzenlemeler" yapılıyor.