Demokrasiyi rafa kaldıran askerî müdahalelerin gölgesinde ve sivil olduğu iddia edilen hukuk profesörlerinin kışlaya bağlı emir-komuta hattından sufle alarak yazdığı mevcut anayasamızın gerçek anlamda "sivil" olmasının zamânı çoktan geldi.
Ülkemizdeki yabancı düşmanı bu ırkçıların sayıları Almanya'daki gibi az ama tehdit katsayıları çok yüksek.
Hesap kitap işleri o kadar sosyal bir ihtiyaç olmalı ki, bu ihtiyâcı her yerde karşılamak için hesap makineli kol saatleri de, dijital saat furyasında bir hayli moda olmuştu.
Eylül ayı geldi ama havalar hâlâ sıcak. Kimilerine göre "yanıyoruz", "kavruluyoruz". Yaz boyunca haber bültenlerinden asfaltta yumurta pişiren insanların görüntülerini seyrettik. Sanki ülkemize ve dünyâya ilk defa yaz geldi ve sıcakla ilk defa tanıştık.
Seçimlere katılım oranı en yüksek ülkelerden biriyiz.
Okuduğumuzu zannediyoruz ama gerçek okuryazarlığın zaman geçirmek veya "entelektüelmiş gibi" yapmak için değil, gerçekten okuduklarımız üzerinde düşünerek, kafa yorarak, satırların altını çizerek, kenar boşluklarına notlar alarak ve bir sayfayı belki bir saatte okuyarak yapıldığı unutuyoruz.
Bu türküyü rahmetli Kemal Sunal da Çöpçüler Kralı adlı filmde seslendirmiştir.