Bu hafta oldukça önemli kararların alındığı bir hafta oldu. ABD seçim sonrası doların sert çıkışı piyasalarca bu denli beklenmiyordu. Diğer etken ise, AP'nin Türkiye ile müzakereleri askıya alma kararı idi.

Merkez Bankası da buna kayıtsız kalamazdı ve 3 yıl aradan sonra faiz artırdı...

Merkez Bankası faiz koridorunun üst sınırını 8,25’ten yüzde 8,5’e yükseltti. Politika faizi ise yüzde 7.5’ten yüzde 8’e yükseltildi.

Merkez'in kararının ardından 3.40 TL'nin üzerinde olan dolar 3.38 TL’in altına indi. 

TCMB açıklamaları bence oldukça mantıklı ve cesurca idi. Özellikle Merkez Bankası PPK ekonomideki yavaşlamaya dikkat çekerek enflasyondaki düşüşü desteklediğini ve döviz kuru hareketliliğinden bahsetti.

Şöyleki;  “TCMB'nin seçenekleri likidite karşılıkları yapısında bir değişiklik yapmak veya döviz satım ihalesi gibi tedbirlerle likiditeyi azaltmak” diye söyledi ve ardından, “Son dönemde açıklanan veriler yılın üçüncü çeyreğinde iktisadi faaliyette ivme kaybına işaret etmektedir. Öte yandan, Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir. Alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla son çeyrekten itibaren iktisadi faaliyette toparlanma beklenmektedir. Kurul, yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceğini değerlendirmektedir.

Toplam talepteki yavaşlama enflasyondaki düşüşü desteklemektedir. Bununla birlikte, yakın dönemde küresel belirsizliklerdeki artış ve yüksek oynaklıklara bağlı olarak yaşanan döviz kuru hareketleri enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturmaktadır. Kurul, söz konusu gelişmelerin beklentiler ve fiyatlama davranışları üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir, dedi.

Elbette bir yanıt bekleniyordu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Merkez Bankası’na şöyle yanıt verdi. “Yıllardır Merkez Bankası'nı eleştirmek zorunda kaldım. O yine bağımsızlığını oynasın ben siyasetçiyim. Benim resmen müdahale şansım var mı, yok. Çünkü halkının karşısında tokadı yiyen benim. Öyleyse çözüm yollarını bulsun. Tokadı ben yiyeyim sefayı o sürsün.” dedi.

S&P’nin yaptığı yorum çıktı. TCMB’nin faiz artırmak zorunda kalabileceğini söylemişti. S&P, Merkez Bankası’nın yoğun siyasi baskı altında olduğunun altını çiziyordu. Ama gördük ki son derece bağımsız kararlar aldığını. Bu hep böyle gider mi derseniz!... Onu da siz düşünün…