Hazır bayram gelmişken bir on günlük kaçamak yapayım dedim.

Ben kaçtım, sıcaklar bastırdı, cehennem sıcaklarıyla uğraşıp duruyoruz.

Yaz mevsimi bu sene geç geldi ama tam geldi, sıcaklardan buharlaşmamıza ramak kaldı.

E tabi yaz mevsiminin geldiğini sadece sıcaklardan değil, Tarkan’ın ikinci sınıf sayılabilecek bir albüm çıkartmasından da anlıyoruz.

Müzik sanatı piyasa haline gelince böyle ikinci sınıf albümlerde en çok satılanlar listesinin başını çekiyor.

Bir de üstüne eski parayla 12 trilyonluk reklam kampanyası olunca ister istemez adama zorla dinlettiriyorlar.

Artık memlekette “beyazların” diline uygun konuşursan da “megastar” sayılıyorsun haliyle…

Tarkan, sosyal medya hesabından bir ara “rant için zeytin ağaçlarına kıymayın” dedi de nerdeyse memleketin “elit olamamış elitleri” kendisini “halk kahramanı” yapıverecekti.

Lakin bu hususa en güzel cevap Hande Yener’den geldi… Dedi ki: “12 trilyonluk reklam harcaması yerine zeytin ağaçlarından bir orman yapabilirdi.”

Kapak gibi kapak, cevap gibi cevap!

Tarkan’dan tık yok ama güya AK Parti’ye çaktı ya kimilerine göre “megastar kahraman”…

Memlekette bir kesimin bakış açısına göre sanatın ve sanatçının ölçüsü bu!

***

On günlük ara vermişken yazıya bir de üstüne sıcaklar bastırmışken magazin âleminden bahsetmeden yapamadım.

Çünkü bazıları bilmez ama magazin hayattır… Öyle köylü paparazziliğinden bahsetmiyorum, ciddi ciddi magazinden bahsediyorum!

Hülasa, Türkiye’de CHP’li belediyelerin yaptığını AK Parti’li belediyeler yapmış olsaydı, magazinin dibine vuranlar çoktan ayağa kalkmıştı.

Bizim basın az biraz bahsetti ama çok ses çıkaracak yerde susmanın âlemi yok bu CHP’li belediyelerin yaptıklarına.

Birincisi… Skandalların belediyesi olan Ataşehir Belediyesi.

N’aptı Ataşehir Belediyesi?

Türkiye’nin gözünün önünde Şengal ve Rojava’ya yardım tırı gönderdi.

Şengal ve Rojava’nın özelliği ne?

Terör örgütü PYD/YPG’nin olduğu bölgeler.

“E peki neden sadece Şengal ve Rojava” diyen bir Allah’ın kulu yok mu bu memlekette?!

Neden Suriye’nin tamamına değil de o bölgelere?

Çünkü bunların PYD/YPG/PKK aşkı bitmez, biterse zaten CHP olmazlar.

Nitekim milletvekillerinin katıldığı törenle milletin gözünün içine baka baka terör devleti kurmak için katliamlar yapan ve ABD’nin taşeronluğuna soyunan terör örgütünün olduğu yerlere yardım kisvesi altında tır yolladılar.

Edepsizliğin bu kadarı diyeceğim ama bu skandal olay çoktan unutuldu gitti.

İkincisi… Kartal Belediyesi.

Bu “güzide” belediyemizde halkın paralarıyla Barış Yarkadaş’ın yayınevini beslemekle meşgul şu sıralar.

Yarkadaş Yayıncılık’tan çıkan ismi lazım değil bir kitaptan tam 100 adet alarak 35 bin küsür lira ödemişler.

Bir de kitap KDV’si %8 iken bunlar %18 KDV kesmiş.

Milletin paraları bir tarafta YPG’ye bir tarafta ise CHP’li milletvekillerini zengin etmeye akarken Kemal Bey “adalet’ten” bahsediyor.

Olacak iş mi?

Değil!

***

CHP’nin FETÖ için yürüyüşü tam gaz devam ediyor.

Sağlık sorunlarından dolayı tahliye edilen HDP’li Ahmet Türk bile 40 derece kavurucu sıcakta tazı gibi Kemal Bey’in yanında.

Hangi doktorsa şayet üstün tıp ödülü falan verilmeli!

FETÖ’sü, PKK’sı ve Batı’sı son sürat CHP’ye destek veriyor.

CHP’li belediyeler halkın parasıyla otobüs kaldırarak FETÖ yürüyüşüne lojistik destek sağlıyor.

İstedikleri “adalet” FETÖ’yü kurtarmak istemekten, PKK’ya alan açmaktan başka bir şey değil.

Millet dışında herkese yürüyenler, şimdi terör örgütleriyle yürüyüp ağababalarına aşklarını tazeliyorlar.

E yürüyüşün sonunda “ikinci sınıf halk kahramanı megastarımız” Tarkan CHP’li belediyelere konser versin de tam olsun.

Milletin paraları bir de ona aksın.

Fena mı?!

Nişantaşı’ndan çıkmayan Özgür Mumcu’nun “halkçılık” tasladığı yerde bu mu garip geldi?

Durun durun bu konu daha eğlenceli… “Halkçı” Mumcu’yu da Cuma’ya yazalım.