SEVGİLİ OKURLARIM,

Emel HOCA 02 Tem 2016

Emel HOCA
Tüm Yazıları
Bu hafta çok keyifli bundan sonra yazacaklarımı etkileyecek olaylarla karşılaştım. Kültür Televizyonu ekranlarında bir süredir konuğundan konu seçimine kadar üstlendiğim "Merhaba Hayat" isimli bir kişisel gelişim programı yapıyorum.

Bu hafta çok keyifli bundan sonra yazacaklarımı etkileyecek olaylarla karşılaştım. Kültür Televizyonu ekranlarında bir süredir konuğundan konu seçimine kadar üstlendiğim “Merhaba Hayat” isimli bir kişisel gelişim programı yapıyorum. Her hafta farklı bir konuk ağırlıyor ve konuğumun uzmanlık alanına göre de kişisel gelişim, ilişkiler, ebeveynlik, yaşamda liderlik gibi bir çok konuyu irdeliyorum. Gelelim bu haftaki keyifli deneyimime. Geçen hafta tanıştığım 2-3 okurum ve aynı zamanda izleyicim televizyon programımı seyrettiklerinden bahsettiler. Bahsetmekle kalmayıp bana bir de geribildirim verdiler.  Gazete köşemde okuduklarının üzerine, benzer konuları televizyondan dinlemenin seyretmenin de çok iyi geldiğinden bahsettiler. Yazdığım konularla ilgili gelen soruları da buradan cevaplayıp daha çok örnek vermemi istediler benden, bunun çağrısını yaptılar. Ben de bu çağrıyı duyuyorum ve şöyle cevaplıyorum: Bundan böyle bana yazan, problemlerine çözüm arayan çok değerli okurlarıma ve kendi hayatlarında benzerlikleri görüp buradan çözüm üretmek isteyenlere ara ara sayfamda paylaştığım cevaplar ve yazılarımla destek olacağım. Şunu önemle belirtmeliyim ki sorulara verdiğim cevaplar her zaman herkesin yaşadığı durumları içeren cevaplar olamayabilir. Ancak benzerlikler sorunların çözümüne ışık tutabilir inancındayım. Bazen de hayatımızda yaşadığımız bazı olaylar, sistemli ve disiplinli, uzun soluklu bir yaklaşımla bir uzman gözetiminde çalışmayı gerektirir.

Soruları soran kişilerin kimlikleri onların isteği üzerine izinleri olduğu kadarıyla paylaşılacaktır. Sorularını dilim döndüğünce buradan sadeleştirip cevaplarıyla sizlere aktaracağım. Umarım çözüm bulmanıza ve her güne daha keyifle, huzurla merhaba diyeceğiniz bir hayat sürmemize katkı sağlar.

Yunus Emre ne demiş:

İlim ilim bilmektir

İlim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsen

Ya nice okumaktır.

Evet benim yaptığım gerek televizyon programı olsun gerekse köşe yazılarımda pusulam her zaman bu dörtlük. İnsanın kendini tanıması, kendini bilmesi, yaptığım her şeyin öbeğinde duruyor. İnsanın yaşamdaki en büyük sorumluluğu kendini bilerek, keşfederek yaşamdan tat alması. Ve aynı zamanda başkalarını tanımak ve bilmek de önce kendimizi tanımaktan geçiyor. Hepimiz günün sonunda mutlu olmanın peşindeyiz. Bana gelen tüm sorulardan, danışanlarımın en nihai arayışlarından ve tabi ki kendi beklentilerimden de gördüğüm kadarıyla mutluluğun arayışındayız. En temelde sorularımız hep mutlu olmak adına. Peki ne olunca mutlu oluyoruz onu anlamak gerek. İşte bugün aslında siz sevgili okurlarımdan gelen sorularla biraz daha bu mutluluk konusunu açmak istiyorum.

Temel Psikolojik İhtiyaçlarımız

Eflatun demiş ki; ihtiyaç bütün icatların anasıdır. Mutluluğumuzu direkt etkileyen konuların en başında hayattaki temel psikolojik ihtiyaçlarımız yatar. Bu ihtiyaçlar aynı zamanda yaşamdaki motivasyon kaynaklarımızdır. En temel ihtiyaçlarımızın karşılanması, bizi yaşamda başarıya götürür. Yaptığımız şeyleri tutku, merak ve heyecanla yapmamıza ve sonucunda doyum hissetmemize olanak sağlar. Kendimiz ve başkalarını tanımanın bilmenin püf noktası hepimizde var olan temel ihtiyaçlarımızı bilmek, iyi tanımak ve karşılamaktan yatıyor. Neyi neden yaptığımızı anlatan çok güzel bir buzdağı benzetmesi vardır. Davranışlarımız aslında buzdağının üstü ve altında çooook daha fazlası var. Şöyle bir anımsayın, Titanik gemisini batıran şey küçük gibi görünen ama aslında altı dev bir buzdağıydı. İşte hayatta davranışlarımızın altında da bir buzdağı var.

Davranışların bir basamak altında düşünce ve duygular, bir altında değerler ama en altta temelde ihtiyaçlar yatar. Tüm davranışlarımız ihtiyaçlarımızdan çıkıyor. Temel motivasyon kaynaklarımız işte insanın bu 6 temel psikolojik ihtiyacında yatıyor. Davranışlarımızın nedenlerini daha iyi anlamaya katkı sağlamak ve sorularınıza bu bakış açısıyla cevap vermek için 6 temel psikolojik ihtiyacı sorduğunuz sorulara cevap vererek yazmaya özen göstereceğim. Peki nedir bu ilişkilerde bizi mutluluğa götürecek temel ihtiyaçlar?

6 Temel İhtiyacımızı şöyle sıralamak mümkün.

 

  1. Güven ve Konfor

  2. Çeşitlilik

  3. Özel ve Önemli Hissetme

  4. Sevgi ve Aidiyet

  5. Gelişim ve Büyüme

  6. Katkı Sağlama

 

Bu arada bunların önem sırası kişiden kişiye değişir. Buradaki sıra rastgele seçilmiş bir sıradır. İlk dört ihtiyacımız psikolojik ihtiyaçlarımızdır ve son iki tanesi aynı zamanda ruhsal ihtiyaçlarımızı da kapsar. Bu haftadan itibaren 6 temel insan ihtiyacı bakış açısı ile hangi ihtiyaçlarınız karşılanmadığı için sıkıntı yaşadığınızı, sorularınıza cevap vererek yazacağım. Evet bu hafta gelen sorulardan iki tanesini seçtim, okurlarımın da izni ile sadece isimlerini paylaşarak ve dilim döndüğünce sadeleştirip cevaplıyorum. Bu iki sorudan hareketle kesinlik, güven ve konfor ihtiyacımızı da ele almak istiyorum. İzmir’den Sevgili Ayşe H. özetle eşini çok kıskandığını ve bu kıskançlıktan da muzdarip olduğunu yazmış. Kocasının kendisi dışında kimseyle bir şey yapmasına katlanamadığını belirtmiş. Her an terk edilebilir diye korktuğunu yazmış. Kocasının onu sevdiğini söylemesine rağmen içinde sürekli şüphe olduğunu bu nedenle de eşini de çok bunalttığını anlatmış.  Nerdeyse her hafta bu konuyla ilgili bir tartışmanın ve uzun soluklu küslüklerin olduğunu belirtmiş.

Antalya’dan Hande S. ise eşinin kıskançlığından şikayetçi ve bu kıskançlık nedeniyle çok sıkıntı yaşadığını, eşinin kıyafetinden komşuya gidişine kadar sürekli kendisine karıştığını ve bu durumdan çok bunaldığını yazmış. Bu konuyu pek çok açıdan ele almak mümkün ben bugün temel psikolojik ihtiyacımızdan biri olan ilişkideki güven ve konfor ihtiyacı bakış açısından ele alıp, çözüm önereceğim.

Güven ve Konfor İhtiyacı

İnsanların temel ihtiyaçlarından biri güven ve konfor ihtiyacıdır. Güvenin olmadığı bir durumda ne olacağını önceden kestiremediğimiz için güvenecek bir kişiye gereksinim duyarız. İlişkimizde de güven duymak çok önemlidir. İlişkide güven yokluğu olduğunda eşe karşı kontrol etme isteği ortaya çıkar ya da artar. Kişiler şöyle bir algı içinde olurlar, kontrolü ele alırlarsa, eşlerinin tepkilerini belirleyebileceklerini var sayarlar. Böylece kendilerini bu kontrol hali ile güvende hissederler ya da zannederler diyelim. İlişkilerimizde her şeyi kontrol etme ihtiyacı varsa burada emin olmadığımız şeyler vardır demektir. Güven duygumuzu doyuma eriştirmek için kontrol etme ihtiyacı duyarız. Evlilik müessesesi insanların güven ihtiyaçlarını karşılamaları için kurulmuştur. Özellikle kadınların güven ve kesinlik ihtiyacı erkeklere göre daha fazladır. O yüzden kadınlar evliliğe, evlilik istemeye daha yatkındır. Değişim, güvenlik ihtiyacının tam tersi bir süreçtir. Değişim bizi var olan konfor alanımızın dışına çıkaracağı için olumsuz da olsa rahatlık veren bazı durumların hiç değişmemesini isteriz. Güven ilişkilerin üzerinde taşıyan ana kolon gibidir. Temel bir psikolojik ihtiyaçtır. Sağlıklı bir şekilde ihtiyaç analizi ile karşılanmadığında, sağlıksız yollarla kontrol ve yoğun baskı ile karşılamaya çalışabilirler. Bazen kötü giden evliliklerin ya  ya da ilişkilerin devam ettiğine şahit oluruz. Bunun nedeni evlilik biterse ne olacağını, nasıl bir hayat yaşanacağını bilememek yatar. Çoktan bitmesi iyi olacak bir evliliği sırf alışılmış olanın verdiği güven yüzünden kişiler bitiremez.

Bu hafta hepinizi cevaplamanızı önerdiğim iki soru ile bırakmak istiyorum:

İlişkinizde güvenlik ihtiyacınızı nasıl karşılıyorsunuz?

Bu ihtiyacınızı karşılamak için alternatif yollar, yeni stratejiler neler olabilir?

Lütfen bu sorunun cevabını düşünün ve bu ihtiyacın karşılanması için nasıl stratejileriniz olduğunu fark edin. Bu ihtiyacınızı yetişkin insanlarda olması gereken bir bilinçle yani karşılıklı samimiyet, dürüstlük ve diyalog ile mi karşılıyorsunuz? Yoksa sağlıksız yollara başvuruyor, hem kendinizi hem eşinizi gereksiz yere yoruyor musunuz? Ne de olsa Eistein’ın da dediği gibi aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyemeyiz. Hayatımızı değiştirmek, ilişkilerimizi daha kaliteli hale getirmek istiyorsak sorun yaşadığımız ve değiştirmek istediğimiz noktalara ışık tutmak hikayemizi tamamen değiştirebilir. Sorularınıza çözüm olmak size yaşamsal destek sunmak için buradayım... Her güne “Merhaba” diyerek uyanmanız dileğiyle...