PETROL 10 DOLARA İNECEK. SUUDİ ARABİSTAN'DA ÇİN MODELİ.

Alican DEĞER 30 Eki 2017

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
​Suudi Arabistan bir krallık. Yani, en tepede bir kral, yanında prensler olmak üzere oligarşik bir piramitsel düzen içinde yönetiliyor. Kuruluştan bugüne Vahabilik ve onun yaklaşımları çevresinde şekillenen bir sosyal hayat, bu sisteme taban oluşturuyor.

Suudi Arabistan bir krallık. Yani, en tepede bir kral, yanında prensler olmak üzere oligarşik bir piramitsel düzen içinde yönetiliyor. Kuruluştan bugüne Vahabilik ve onun yaklaşımları çevresinde şekillenen bir sosyal hayat, bu sisteme taban oluşturuyor.

Ve geçen hafta bayram değil, seyran değil dedirten bir açıklama herkesi şaşırttı. Kral Selman Bin Abdülaziz’in oğlu Veliaht Muhammed Bin Selman “Ilımlı İslam’a döneceğiz” deyiverdi. Bu açıklama aslında şimdiki sistemlerinin hiç de “Ilımlı” olmadığını belirten bir içeriğe de sahip. Peki durup dururken, neden böyle bir açıklama geldi? Koskoca Suudi Arabistan birdenbire neden, bunca zamandır süren sistemini sarsma ihtiyacı içine girdi?

Bu açıklamanın alt yapısında, sosyal bir ihtiyaç mı yatıyor acaba? Belki, dünyada çok eleştirilen “Kadınların araç bile kullanamaması” gibi uygulamalar vitrinsel bir düzenleme olarak kaldırılıyor. Ancak değişim talebinin toplumun genelinden geldiğine yönelik ibareler görünmüyor. 

Suudilerin tavır değişikliğinin temelinde tümüyle ekonomik kaygıların olduğunu düşünüyorum. Bu kaygıların oluşmasının en önemli sebebi ise petrol fiyatları. 

Öncelikle, “Ilımlı İslam” açıklamasının birkaç cümle sonrasında kurulacak olan 500 milyar dolarlık “Serbest bölgenin” duyurulduğuna dikkat çekerim. Kızıldeniz kıyısındaki bu bölge öylesine “Modern” olacakmış ki, kadınlar başı açık gezebilecek, bikini ile denize de girebileceklermiş. Bir nevi, Suudiler ülkelerinin bir bölümünde Dubai oluşturacaklar anlayacağınız. Bahsedilen uygulamaların Suudi Arabistan’ın mevcut yasaları ile uyumlu olmadığı çok ortada. Kendi yasalarının uygulanmadığı veya göz önüne alınmadığı bir “Serbest bölge” oluşturacaklar yani. 

Bu bana Çinlilerin Hong Kong’u kapitalizmin kurucusu İngilizlerden geri alırlarkenki durumlarını hatırlattı. Çinliler kendi tek partili komünist sistemlerinin Hong Kong’u yönetmek için yeterli gelmeyeceğini gördüler. Kendi sistemlerini uygulasalar dünyanın 6’ıncı büyük ekonomisi olan Hong Kong batacaktı. Eh bütün Çin’i de kapitalist yapamayacaklarına göre bir çözüm buldular: “Tek ülke, iki sistem.” Yani ülke bir tane ama, farklı sistemler uygulanabilir. 

İşte Suudilerin kurulacağını açıkladıkları yeni “Serbest bölge” bana bunu çağrıştırdı. 

Pek iyi Suudiler neden böyle bir yola giriyor? Cevabı çok basit. Çünkü artık dünyada petrolün önemi kalmıyor. 10, bilemediniz 20 yıl sonra, yüz yıldır dünyayı şekillendiren petrol hiçbir anlam ifade etmeyecek.

Bir süre önce varili 150 dolar olan petrol şu anda 50-60 dolar arasında gidip geliyor. Eh bunun bir de yerin dibinden çıkarılma maliyeti var. Artık hiç de karlı bir iş değil anlayacağınız. Hal böyle olunca gelirlerinin neredeyse tamamı petrole dayalı Suudi Arabistan gibi ekonomiler de bunalıyor doğal olarak. Tarihlerinde ilk kez bütçe açığı bile veriyorlar.

Veriler dünyadaki petrolün yüzde 70’inin otomobillerde kullanıldığını gösteriyor. Tüm dünya artık elektrikli araçlara dönüyor. Birçok gelişmiş ülke 2020’den sonra benzinli araç üretilmeyeceğini açıklıyor peş peşe. Siz kendinizi Suudilerin yerine koyun bakalım, daralmaz mısınız?

Bu ekonominin temelini sarsacak teknolojik gelişime bir de krizleri ekleyin. Sonra dünyanın en büyük petrol tüketicisi ABD’nin artık kendi kendine yettiği ile çarpın bakalım. Uzmanlar çok kısa bir süre sonra petrol fiyatlarının 10 dolar civarına ineceğini ön görüyor. Bu petrolün çıkarılma maliyetinin bile altında. Dolayısıyla petrole dayalı (Aslında bu terim de yanlış, “Petrolle var olan” demek gerekiyor) ekonomiler için gelecek hiç de parlak görünmüyor. Petrol gelirleri giderse ortada ne krallık kalır ne de ülke. Bu yüzden Veliaht Muhammed Bin Selman’ın açıkladığı manevra çok stratejik anlamlar taşıyor.