Maazallah düşünce özgürlüğü dendi mi “ellerine kimse su dökemez”.

PKK’lı teröristlere “hendekteki arkadaşlar” derler, FETÖ’cü gazetecilerin isimlerini meydanda tek tek okutup “burada” dedirtirler, vatan hainleriyle dayanışmak için canhıraş ortaya saçılırlar ama gelin görün ki kendilerine aykırı bir düşünce oldu mu hemen aforoz ederler.

İnsanların ekmekleriyle oynamayı da “sosyal demokratlık” sanıp milleti aşağılayarak “halkçılık” taslarlar.

Hangi partiden bahsettiğimi anlamışsınızdır, CHP’den bahsediyorum.

Sabah gazetesinin haberine göre CHP’li Sarıyer Belediyesi referandumda EVET dediği gerekçesiyle bir temizlik işçisini işten atmış.

Sebebi yanlış duymadınız… EVET dediği için!

Gerekçe olarak ise “siyasi propaganda yapmayı” göstermişler. CHP’li Sarıyer Belediyesi temizlik işçisini “siyasi propaganda yaptığı” için görevden atıyor ama görevden atma kararı buram buram “siyasi propaganda” kokuyor.

Bir CHP’li belediyenin kendi gibi düşünmeyen işçisini nasıl kovduğu ortadayken bunların “düşünce özgürlüğü” masallarına kim inanır?

Varın bir de iktidar olsalar ne yaparlar orasını da siz düşünün.

***

Yıl 2017. Ama İzmir için 90’lı yılların Türkiye’si geçerli hala.

CHP’li İzmir Belediyesi’ni sık sık bu köşede konu ediyorum. Mecburen etmek zorunda kalıyorum çünkü skandalları hiç bitmiyor.

En son olarak İzmirlinin çilesi; su kesintileri.

İzmir’in bazı bölgelerinde 3 gün boyunca evet yanlış duymadınız tam 3 gün boyunca sular kesik kaldı.

Haliyle İzmirliler CHP’li İzmir Belediyesi’ni sosyal medyadan topa tuttular ama değişen bir şey olmadı. İzmirli 3 gün boyunca çileyi yaşadı, veryansın etseler de dertlerine deva bulamadılar.

İzmir gibi güzide bir kentin güzel insanlarına acıyorum doğrusu. Bu muameleyi hiç ama hiç hak etmiyorlar.

Böyle beceriksiz bir belediyeyle nereye kadar diye soracak olursanız şayet… Onun da kararını 2019 yılında İzmirli versin.

Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde 2017 yılının ikinci çeyreğinde su çilesi mi olur yahu?

Ama oluyor işte!

***

Kemal Bey 19 Mayıs güzellemeleri yapadursun, Mustafa Kemal hayatta olsa ilk başta Kemal Bey’i kapının önüne koyardı herhalde.

Bildiğiniz gibi CHP’li Beşiktaş Belediye Başkanı’na 15 Temmuz’dan sonra konulan bir yurtdışı yasağı var.

Kendi gibi düşünmeyen işçisinin ekmeğini kesen CHP’li Sarıyer Belediyesi de FETÖ’cü Erkan Karaarslan’a yüklü miktarda ihale vermekten soruşturma geçiriyor.

Bir de üstüne Kemal Bey bundan birkaç ay önce FETÖ şaibelerine bulaşan CHP’lileri partiden uzaklaştıracağına çıkıp “bizim partimizde FETÖ’cü yok” diyebiliyor.

Mustafa Kemal’in partisine yazık oluyor diyeceğim de en çok 2017 yılında hala daha bu CHP zulmünü çeken millete yazık oluyor.

Ne diyelim… Allah bu millete CHP’nin gazabından başka dert vermesin!

***

O zaman bildiklerinizi anlatın Fehmi Bey! 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Sözcü gazetesine “FETÖ'ye üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçundan operasyon başlatıldı ve gazetenin sahibi Burak Akbay’ın da içlerinde bulunduğu dört kişiye gözaltı kararı çıkartıldı.

Bana göre gecikmiş bir operasyon. Lakin bundan 6-7 sene önce Fehmi Koru’nun Taha Kıvanç müstearıyla yazmış olduğu yazıdan şu cümleler bize bazı ipuçlarını verebilir:

“Cemaat'in aklına bir kez daha hayranlık duymama sebep olan bir proje 'Sözcü'... Öğrenciliği Cemaat evlerinde geçmiş, sahibi görünen delikanlıya buradan şapka çıkarıyorum.”

Burak Akbay için “sahibi görünen” dediğine göre Fehmi Koru’nun Sözcü gazetesiyle ilgili bazı bildikleri var demek ki.

E o zaman Fehmi Bey bildiklerinizi Türk adaletine anlatın da hiç değilse basın hayatınızda bir kez olsun faydanızı görelim!