Fenerbahçe’yi oldukça yakından takip eden biri olarak, zaman zaman eleştirdim ama, hiçbir zaman bu eleştirilerimde arka ve kurumsal tahripat yapan bir tavır takınmadım. Her ne olursa olsun çoğu zaman katkı sağlayan olma yolunu tercih ettim.

      Yönetimini Aziz Yıldırım’dan ezici bir çoğunlukla devralarak Fenerbahçe Başkanı olan Ali Koç ve beş yıldır yönettiği Fenerbahçe Futbol Takımı, ulaşılması gereken futbolda sportif başarının göstergesi olan şampiyonluğun hep uzağında kaldı. Şampiyonluğa ulaşamamanın yıllardır sıkıntısını yaşamakta olan Ali Koç ve yönetiminin son yılıdır. Yönetimdeki son dönemi olur mu, olmaz mı, yeniden aday olur, olursa da kazanır mı pek bilinmiyor ama görünen o ki, yönetime gelirken camiadan sağladığı yoğun güvenin var olan itici gücünü artık  pek de yanında hissedemeyecek gibi görünüyor.. Son haftalarda tribünlere kadar yansıyan ve oldukça yoğun şekilde dillendirilen “istifa” sesleri, bu yılın pek de istendiği gibi bir son yıl olamayacağını gösteriyor.  

      Şu anda tüm hesaplar, hatalı bir kararla son yıl takımı teslim ettiği Jorge Jesus’un geride bıraktığı tahribatın takım üzerine yapıştırdığı tüm olumsuzluklardan ve kadro şişkinliğinden kurtulabilme ve transfer eksiklerinin tamamlanabilmesi üzerine kurulu. Bu belirsizlikler çok kolay telafi edilemeyecek gibi görünüyor. 

      Bunun için alelacale eski çalıştırıcı İsmail Kartal göreve getirildi. Son dönemdeki başarısının yarattığı hava ile oldukça beklentiler yarattı gibi. Ama, elde olan ve takım üzerinde hala gereksiz kalabalık oluşturulmuş kadrodan kurtulabilme endişesinin yanı sıra, şampiyonluk yolunda güçlü olabilmek için kadronun aksayan yönlerinin desreklenmesini sağlayacak iyi transferlerin hala kesinleşememiş olması zorluk yaratacak gibi görünüyor. İyice sıkıştırılan bu süreçte, kalan bir yıldan neler çıkarılacağı konusu tam bilinmeyen. Bu durumdaki teknik çlaıştırıcı İsmail Kartal’ın da elini iyice daraltıyor. İsmail Kartal bu aşamada tam ateşten gömlek giymiş durumda. Yönetimdeki son yılı gibi görünen bu dönem, Başkan Ali Koç ekibi için de bir başka çıkmaz. 

      Tüm bunların yanı sıra Başkan Ali Koç’un, bana göre tam vefasızlık darbesi yediği, takımın 18’lik yıldızı olarak ünü Avrupa’nın her tarafına yayılan Arda Güler’in tüm ısrarlara rağmen kısa süre içinde takımdan ayrılarak Real Madrid ile altı yıllık sözleşme imzalaması. Bazı söylenenlere göre yere göğe sığdırılamayan, abartılı başarı olarak da dillendirilen bu durum, görünenin aksine Ali Koç’un canını oldukça sıkmış, pek de mutlu olmadığı bir ortamın psikolojik sarsıntısı içine bırakıvermişti.. Fenerbahçe burada karlı bir transfere mi imza attı veya çeşitli çevrelerce ve özellikle de başta babası olmak üzere ailesi tarafından aklı çelinerek yanlış mı yönlendirildi, şimdilik tam bilinmeyen gibi ama, kendisi için her türlü desteği veren, onu koruyan gelişmesi için elinden geleni yapan, bir yıl daha takımda kalması konusunda yoğun ısrarını reddederek, Başkan Ali Koç’a, “ben artık Fenerbahçe’de kalmak istemiyorum” şeklindeki net tavır sergileyerek transfer görüşmelerini ailesi ile birlikte yürüten 18’lik yıldız (!) Arda Güler, ne akla hizmettir ki, geleceği konusunda emin adımlar atmasına destek olan, güvenilir bir yol çizmeye çalışan, babalık yapan Başkan Ali Koç’u bir eliyle kenara itivermiş midir? Ve “Ben Fnerbehçe’de kalmak istemiyorum” şeklindeki başına buyruk kesin söylem ve tavrıyla arkasına bile bakmadan alıp başını giden midir? Bu konuda Başkan Ali Koç’un neler söyleyeceğini bilmek lazım. 

      Arda konusundaki gelişmeleri ve geride bıraktıklarını, Ali Koç’un aklında kalan söyleyeceklerini gelecek haftalarda ayrıntılı irdeleyeceğiz tabii ki. 

      Fenerbahçe çok büyük bir kulüptür. Bu kulüpten nice yıldızlar yetişti ve zamanları geldiğinde Avrupa’ya transfer oldular.. 

      Hiç kimse 18’lik Arda Güler’in yaptığını yapmamıştır. Giden gider. Böyle gidenlerin üzelerindeki Fenerbahçe gölgesi yok olduğunda neler yaşadıklarını tarihler yazıyor. En son örnek Ömer Faruk Beyaz’dır. Şimdi nerede. “Ne oldum değil ne olacağım demek” her zaman iyi olandır. 

      Yolu açık olsun. Fenerbahçe bir dünya markasıdır. Daha nice Arda Güler’ler bulur.  Yanlış yönlendirme kurbanı olmazsın umarım, hayal kırıklığı yaşamazsın. Ama seni baş tacı eden Ali Koç Yönetimi ve özellikle de gönlüne yerleştiren Fenerbahçe taraftarı bu yapılanı asla unutmayacak ve gönül koyacaktır. 

      Son sözüm şudur. Lafla Fenerbahçeli olunmuyor. Tirübünlerden gelen, sana büyük destek veren, sevgi ve duygu dolu “Arda, Arda” tezahüratlarının eksikliğini hep hissedeceksin. 

      “Fenerbahçe’de kalmak istemiyorum” diyerek arkana bakmadan, geride bıraktığın  Ali Koç Başkanının, sahaya çıktığında seni çılgınca alkışlayan, sahaya çıkmanı bekleyen taraftalarının alkışlarının varlığını, eksikliğini aramazsın Arda Güler. 

      Umarım başarılı olursun, hayal kırıklığı yaşamazsın. Yolun, bahtın açık olsun.