​YKS ÖNCESİ ÖĞRENCİLER DE ÜNİVERSİTELER DE TEDİRGİN!

Micheal KUYUCU 11 Haz 2023

Micheal KUYUCU
Tüm Yazıları
2022 yılında barajın kalkması ile YKS'ye giren herkesin üniversiteli olma hayaline bir adım daha yaklaştığını gördük.

YKS yaklaşıyor. Bu yıl üç buçuk milyona yakın öğrenci sınava girecek. Bu sınava öğrenciler kadar paralı eğitim veren vakıf üniversiteleri de hazırlanıyor. Ancak gözüken o ki üniversiteler de öğrenciler de tedirgin bir YKS dönemi geçirecek.

2022 yılında barajın kalkması ile YKS’ye giren herkesin üniversiteli olma hayaline bir adım daha yaklaştığını gördük. Öğrenciler sınavdan 1 puan alsa dahi üniversiteli olma hakkına sahipken kısmen temkinli davrandı ve gerek ekonomik gerekse akademik nedenlerle tüm bölümleri doldurmadı. Dışarda kalmamak adına bir üniversiteye giren öğrencilerin ciddi bir bölümü ise pişman oldu. Bu pişmanlık bu sene daha da artabilir. Bunun nedeni vakıf üniversitelerin akademik anlamda yetersizliği ve akademik yeterliliği ile fiyat politikalarındaki dengesizlik.

Vakıf üniversitelerinin yüzde 70’si tabela üniversitesi oldu

YÖK başkanı üniversitelerin öğrenim fiyatlarına enflasyon üzerinde zam yapmaması konusunda uyarı da bulundu. Ancak üniversitelerin büyük bir bölümü zararda. Kazandıkları ile harcamaları arasındaki fark bu yıl daha da büyüdü. Bu ekonomik sıkıntılar nedeniyle vakıf üniversitelerinin yüzde 70’si birer tabela üniversitesine dönüştü. Akademik yatırım yapamadılar, uygulama merkezi kuramadılar, sektörel iş birlikleri yapamadılar, kaliteli ve deneyimli akademisyenleri transfer etmek yerine ellerindeki iyi akademisyenleri bile koruyamadı. Kaliteli akademisyenlerin bir bölümü ya yurt dışına kaçtı ya da üniversitelerden uzaklaştı. Bazı üniversiteler olayı o kadar abarttı ki daha düşük maaş vermek için kadrolarını profesörler yerine yeni mezun daha az tecrübeli doktor öğretim görevlileri ile doldurdu. Bu ve benzeri sıkıntılar tabela üniversiteleri çok tedirgin ediyor. YKS sınavından sonra üniversitelerle ilgili her pazar bu sayfamda bolca bilgiler vererek en azından gençlerin tabiri yerindeyse Hanyayı Konya’yı anlamalarına yardımcı olacağız. 

Öğrencilerde yüksek puan stresi var

Tedirgin olan bir diğer kesim ise YKS sınavına girecek olan öğrenciler. Baraj bu sene de yok ama gerek deprem gerek ekonomik kriz onların huzursuz bir yıl yaşamasına neden oldu.  Yaklaşık 1 milyon kontenjan var ama bunların en az üçte biri akademik anlamda yetersiz üniversitelerin kontenjanları. Buna bir de paralı eğitim veren üniversiteler eklenince gençler bu YKS’de önce bir devlet üniversitesine girmek istiyor, o olmazsa kaliteli akademik geçmişi ve kadrosu olan vakıf üniversitelerine burslu olarak girmek istiyor. Tabela üniversitelerine para ödemek istemiyorlar. Bu konuda da çok haklılar. İşte bu kaygı YKS’ye bu sene daha farklı bir hava kattı ve sınavdan yüksek puan alma savaşı ön plana geldi. Baraj kalktı ama iyi bir üniversiteye girmek için önemli olan yüksek puan almak. Bu durum öğrenciler üzerinde ciddi bir stres yaratıyor. Bu stresin üstesinden gelmek için uzmanlar çeşitli önerilerde bulunuyor. Bunlardan Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Psikolog Dr. Esra Gül Koçyiğit’in ve Psikolog Dr. Gizem Sürenkök’ün önerileri ilgimi çekti ve bu önerileri YKS’ye hazırlanan gençlerle paylaşmak istedim.

Ailelere YKS önerileri

Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Psikolog Dr. Esra Gül Koçyiğit, ailelerin bu süreçteki yanlışlarına da dikkat çekti ve “En büyük hata, çocuğu motive etmek için tüm ev yaşamını ve sosyal yaşamı çocuğun ders çalışma sistemine göre ayarlamalarıdır. Zira bu, sınavı hem ailenin hem de çocuğun hayatının merkezine koymak demek olur ki, bu da sınav kaygısını tetikleyen bir etken. Oysa çocuğun içsel motivasyonun arttırılarak, sınava ailesi için değil, kendi geleceği için çaba harcadığına inanması gerekir.” diyerek ailelere seslendi. 

Esra Gül Koçyiğit Koçyiğit “Bazı çocuklarda “Başaracağına inanıyorum”, “Sana güveniyorum” gibi ifadeler kaygıyı arttırabilir. Bunlar yerine çocuğa “Başarmak için birçok kere denemen gerekebilir fakat denemek sana çok şey kazandıracak” denilebilir. Kaygı seviyesi çok yüksek olan bazı çocuklar konuşmamayı ve aileden uzaklaşmayı seçebiliyor. Bu süreç dikkatle izlenmeli. Bu konuda çocuk konuşmaya zorlanmamalı. Aileler, sınav sürecinden sonra çocuğun normale döneceğini bilmeli. Çocuğu takdir etmek önemlidir ve gereklidir. Ancak bu takdir kontrollü ve gerçekçi yapılmalı. Hiç takdir etmemek kadar abartılı, gerçeği yansıtmayacak şekilde takdir etmek de zarar verecektir” diyerek bu sınavın bir ölüm kalım meseli haline gelmesini sağlayacak söylemlerden kaçınmasını öneriyor. 

Koçyiğit, “Çocuğun gerçekçi, ulaşılabilir ve kendine uygun hedefler belirlemesi noktasında aile desteği çok önemlidir. Bu hedefler belirlenirken olumlu cümlelerle çocuk desteklenmeli ve “-meli, -malı” gibi zorunluluk içeren ifadelerden kaçınmalı. Bu çocuğa yardımcı olmanın önemli yollarından biridir.” dedi. Esra Gül Koçyiğit’e göre, sınava girmeden önce olası bir başarısızlık durumunda çocuğun, anne babanın kendilerine karşı olan sevgi ve güvenlerinde herhangi bir azalma olmayacağından emin olması önemli. Sınavın sonucu istenildiği gibi olmasa bile hayatta pek çok başka fırsatların da olacağı, her şeyin bu sınavdan ibaret olmadığı anlatılmalı.” diyor. 

YKS öncesi ne yapmalı?

Psikolog Dr. Gizem Sürenkök ise gençlerin ve ailelerin YKS sürecini sağlıklı bir şekilde geçirmelerine destek olmak amacıyla sınavı stresine karşı önerilerde bulundu. İşte Sürenkök’ün YKS öncesi sınava girecek öğrencilere önerileri:

* Öğrencilerin sınavdan önceki gece ellerinden geldiği kadar iyi bir uyku uyumaları çok önemli. Buna ek olarak sınava yaklaştığımız şu günlerde öğrenciler, ders çalışmak adına kendi öz bakımlarından (buna yeme, içme, uyku, dinlenme molası gibi şeyleri dahil edebiliriz) asla vazgeçmemeliler. Bunlardan vazgeçmek sınavda daha başarılı olmayı sağlamaz, tersine onları daha çok strese sokacak ve mental yüklerini artıracaktır.

* Öğrencilere sınava girmeden önce zihinlerini rahatlatacak nefes egzersizleri yapabileceklerini hatırlatabiliriz. En basit haliyle kendilerine iyi gelen, sakin ve mümkünse enstrümantal bir müzik açıp hızlı akan düşüncelerini biraz yavaşlatabilir, birkaç derin nefes alıp vererek iyi düşüncelerle sınava girebilirler.

* Sınav esnasında paniklerlerse ve kaygı yoğunlaşırsa o noktada durup devam etmek yerine, bir-iki dakikalık bir sakinleşme molası verip, derin nefes alıp vererek biraz su içip, tekrar sınava dönmelerinin onlara iyi geleceğini söyleyebiliriz. Bu molayı vermezlerse panik hallerinde artış gözlemleyebilirler, bu da onların performanslarını olumsuz etkileyebilir.

* Sınav sabahında onları destekleyen, eleştirmeyen, yargılamayan, onlara iyi gelen yetişkinlerle sınav yerine gitmelerini ve sınava girmeden önce, yine kendine iyi geliyorsa bu kişilere sarılarak fiziksel temas kurduktan sonra sınava girmelerini tavsiye edebilirim.

* Sınava bu kadar az kalmışken ebeveynlerin de bu sınavın ne kadar önemli ve belirleyici olduğu yönündeki konuşmalardan kaçınmalarını hatırlatmak isterim. Sınav yerine giderken elimizden geldiğince sakin, destekleyici ve pozitif kalmalı; ancak çocuklarımız isterlerse onlarla birlikte sınav alanına gitmeliyiz.