Geçtiğimiz cuma günü akşamı, Ömer Faruk Tekbilek konseri için CRR konser salonuna davetli idim. Yoğun geçen bir günün sonunda biraz olsun "nefes alırız!" diye düşünüyordum.
İlginçtir ki, hepimizin sevdiği çeşit çeşit kokular olur. Bazılarını ortak olarak hepimiz severiz ama genelde herkesi etkileyen farklı farklı kokular olur.
Endonezya da deprem sonrası ortaya çıkan görüntüler içler acısı. Ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum.
Gece vakti mışıl mışıl uyuyorsunuz... Birden 'ciyak ciyak' öten alarm sesleriyle irkiliyorsunuz... Kalkıp, pencereden dışarı bakınıyorsunuz, etraf sakin... Ne hırsız var ne de işyerlerinde hırsızlık hareketliliği. İn-cin top oynuyor. Peki, neden bu sesler var? Çünkü semtinizin elektrikleri kesilmiş...
"Gündönümü" kavramı genelde mevsimler için kullanılsa da ben başka anlarda da bu kavramın içini dolduracak başka haller olduğuna şahsen şahidim, hissediyorum. Haa, adı gündönümü değil ama kesinlikle bir "dönüm" o anlar. Bu sözcüğün anlamına girmeyeceğim, sözlükten anlamına dair detaylıca bilgi edinilebilir...
"Seksenler" diye bir dizi var. İnanıyorum ki çoğumuz haberdardır. Şahsen ben çok seviyorum.
Televizyonlarda seyrettiğimiz diziler dahi sezon finali yaptı... Onlar da tatile girdi.. Tatil havası çalıyor kısacası ülkemizde... Güzel hava... Bunaltıcı sıcaklara rağmen...
Bu hafta pazar günü 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşadığımız darbe girişiminin üçüncü yılına girmiş olacağız.