İstanbul'da yaşayıpta Atatürk Havalimanı'nın yerini bilmeyen yoktur sanırım. 1912 yılında Kargasekmez adı verilen bölgeye kurulan bu tesis 1953'te Yeşilköy Havameydanı adıyla uluslararası statüye kavuştu. 1985'te ise Atatürk Havalimanı adını aldı.
En çok kitabı, Erzurum'da kardan kıştan göz açamadığımız lise yıllarımda okudum diyebilirim. Bugün yazacağım konuya giriş yapmamı sağlayacak konu bana Abbas Sayar'ın "Yılkı Atı" adlı romanını hatırlattı.
Yakın zamanda gazetelere yansıyan bir haber dikkatimi çekti. Haberin içeriği böyle demiyor isede editör arkadaş "En havalı anlaşma" diye başlık atmış. Ortada henüz bir anlaşma yok. Ama, Avrupa Birliği'nin havacılık konusunda bir anlaşma yapmak istemesi gerçekten havalı bir iş mi olacaktır, işte asıl merak ettiğim budur.
Şiirin ustası Orhan Veli'nin dizelerini hatırlar mısınız?
Bundan birkaç yıl önceydi. Havacılıkla ilgili bir arkadaşımla zaman zaman yaptığımız sohbetlerden birine başlamıştık. Söze şöyle başlamıştı ''Valla helal olsun senin hemşehrilerine.
Benim gibi çocukluk yılları Anadolu'da geçen insanların uçakla tanışması erken yaşlarda mümkün olmamıştır. Eğer yaşınız da belli bir zaman diliminin üstündeyse ve de ekonomik durumunuz çok da iyi değilse sizin için uçak yolculuğu ne kadar imkansızsa benim için de öyle idi.
Siz bu satırları okuduğunuz sırada, Ankara siyasal tarihimizin önemli olaylarından birini daha yaşayacak. İktidarı elinde bulunduran Ak Parti, olağanüstü bir genel kurulla genel başkan değişikliği yapacak.
Uçakla yolculuk yapmanın gerçekten çok güzel olduğunu söylemeye gerek yok elbette. Gelin görün ki, bu iş hala bir ekonomik güç meselesi olmaya devam ediyor.