Son zamanlarda uçak seferlerinin birçok yerde azalması ve bilet fiyatlarının da çok yüksek oluşuyla ilgili olarak her kesimden yükselen sesler duyuyoruz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'na sektörün içinden bir işveren olarak Mehmet Nuri Ersoy'un atanmasına karşı çıkanların elindeki en büyük koz, hep işverenlerin ve hatta kendi şirketinin tarafını tutacak gibi bir argümandı.
Ülkemizin savunmasıyla doğrudan ilgili kurumların başında gelen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ikinci büyük gücü Türk Hava Kuvvetleri'dir.
Geride bıraktığımız Ramazan (Şeker) Bayramı tatilinin son üç gününü İngiltere'nin başkenti Londra'da geçirdim. Avrupa ülkelerine gidebilmenin önündeki en büyük engel vize. Yanı sıra uçak bileti ve konaklama ücretleri de bayram nedeniyle tavan yaptı. Seyahatin her iki bacağında da THY'nin A321-200'leri tam doluydu.
Geride bıraktığımız Ramazan Bayramı'nın uzun tatilinden istifade ederek İstanbul Havalimanı'ndan ilk gerçek yolculuğumu yaptım. Resmi açılış sonrasındaki git-gel Ankara uçuşunu saymazsak bu bir ilkti.
Türk şirketlerinin yabancı sermaye olarak birçok ülkede iş yapmasına elbette hiç diyeceğimiz yok. Yerli şirketlerimizin de büyümek için yabancı sermayeye kapı açmasına da sözümüz yok, ancak yerli ve milli olarak saydığımız birçok Türk şirketinin yabancı şirketlerce tümden satın alınarak, bu özelliklerini kaybetmesinden de hiç mutlu değiliz.
Aylar öncesinden haberi gelmişti. "THY Yönetim Kurulu eski Başkanı Hamdi Topçu kitap yazıyormuş" diye. Doğrusu ben de merak ettim ne yazacak acaba?
Türkiye'de, turizm denilen; gezme, görme, yeme, içme, konaklama faaliyetlerini devlet katında adına bazen Kültür, bazen de Turizm Bakanlığı denilen dev yapılanma idare eder. Bazen de hem Kültür hem de Turizm Bakanlığı aynı isimle vaziyete hakim olmaya gayret eder ama işler de hep birbirine karışır gider.