Geçen yazıda Karl Marx'ın kapitalizm eleştirisini sınıfsal temeller üzerine oturan bir toplumda ücret ve kâr paylarını arttırma çabasından doğan sınıf çatışmasına bağladığından bahsetmiştim.
Yazıma başlamadan önce içinde bulunduğumuz hafta sebebiyle bütün milletimi tebrik ederim.
"Neo klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden, heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan; davranışsal ekonomi ve nöro ekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır."
2008 Krizinden bu yana hem "piyasa profesyonelleri" hem de akademik iktisatçılar tarafından giderek artan yoğunlukta tartışılan olgu krizlerdir.
Şimdi rahmetli olmuş olan ve o dönemde kafasına fes takıp istanbulin redingot ve setre pantolon giyip elde bastonla dolaşmayı Müslümanlık zanneden bir ağabeyimiz Lozan tartışmalarında başı çekmekteydi.
İkinci Yeni Şiiri birden fazla şairin Garip Akımına bir tepki olarak kendi bireysel katkılarıyla oluşturduğu ve zamanla belli temalar etrafında kuramsallaştırdıkları bir şiir akımıydı.
Günümüzde ekonomi politik deyince, daha çok heterodoks (sakın yanlış anlaşılmasın Sayın Nebati'nin bahsettiği heterodoks iktisat değil, DMD) iktisatçıların önem verdiği ve iktisadi faaliyetin toplum içindeki farklı zümre ve sınıfların çıkarları üzerindeki veya dünya ekonomisi içinde farklı ülkelerin çıkarları üzerindeki etkilerini inceleyen bir yöntem anlaşılır.
Ahmet Haşim Sembolizm ve Divan Şiirinin bir sentezini yapmış, Yahya Kemal Beyatlı ise Fransız Parnasyenlerinden etkilenmiş ve sonra da Neo-Klasik akımın Türkiye'deki temsilcisi olmuştu.