Gazetelerde, radyoda, televizyondaki reklamlarda, televizyon dizilerinde kullanılan kelimeler "özenle" seçilmektedir.
Türkiye'nin tek kanallı ve siyah-beyaz televizyonlu zamânını bıkarcasına yaşayan ve şimdilerde 70'li, 80'li yaşlarında olanlardan, 1990'ları "nostalji" diye hatırlayanlara kadar herkes bir şekilde sohbet ortamı oluşturuyor.
Yorgunluk genel başlığı altında konuşulacak, yazılacak birçok alt başlık var.
Hem kişisel seviyede psikolojik olarak, hem de toplumsal seviyede sosyolojik olarak büyük bir yorgunluk içindeyiz.
Çölden kalkıp gelen bu bedevî, biraz terbiye ve nezâket sınırlarını aşarak, yüksek sesle bir soru sorar: Hanginiz Muhammed?
Uzmanlarının bile büyük bir dikkatle okudukları "tasavvuf klâsikleri"ni, atıştırmalık çerez veya patates cipsi gibi yiyenler, kurtulmak istedikleri baş ağrılarını, psikiyatrik vaka hâline getirdiklerinin farkında değillerdir.
Bir önceki ABD başkanı Donald Trump'ın ülkesini âdeta Twitter paylaşımlarıyla yönettiğini hepimiz hatırlıyoruz.
Daha da geniş açıdan bakarsak, İslâmiyet'te (profesyonel anlamda) "imamlık" diye bir müessese yoktur, çünkü İslâm'da "ruhbanlık" yoktur. Şartları sağlayan her Müslüman imam olabilir.