Türkiye'de şehir nüfusuna baktığımızda en büyük üç ilimizde (İstanbul, Ankara, İzmir) yaşayan insan sayısı resmî rakamlara göre 25 milyonun üstündedir.
Dünyâya bu "oryantalist" zehrin yayıldığı ve kontrolden çıkıp saçıldığı yer, Avrupa kıtasıdır.
Bu yazı dizisinin daha önceki bölümlerinde değindiğim gibi din, eğitim, siyâset, ekonomi ve zaman konularının olduğu gibi bilimin de fazlası yarardan çok zarar getiriyor.
Yaklaşık üç sene önce, 23 Aralık 2018 târihinde yine bu köşede yazdığım "İngilizler bize 'hindi' mi diyor?" başlıklı yazıda bu duygusal abartmanın yanlışlığına değinmiştim.
Bu hayat tarzı bizden cep telefonumuzun şarjını her zaman dolu ve telefonumuzu 7/24 saat açık tutmamızı bekliyor.
Gelecekte bugünler târih olup isim verilmeye kalkıldığında geçmiş çağlara birer isim vermek kadar kolay olmayacaktır.
Gazetelerde, radyoda, televizyondaki reklamlarda, televizyon dizilerinde kullanılan kelimeler "özenle" seçilmektedir.
Türkiye'nin tek kanallı ve siyah-beyaz televizyonlu zamânını bıkarcasına yaşayan ve şimdilerde 70'li, 80'li yaşlarında olanlardan, 1990'ları "nostalji" diye hatırlayanlara kadar herkes bir şekilde sohbet ortamı oluşturuyor.