SPONSORUN EN İYİSİ

Mehmet Arif DEMİR
Tüm Yazıları
TFF'nin, İsrail'in Gazze'de yaptığı katliamlardan çok önce taa geçen Haziran ayında yaptığı bazı sponsorluk anlaşmalarının, içinden geçmekte olduğumuz hassas günlerde yeniden gündeme getirilmesi üzerine sosyal medyada bir tartışmadır gidiyor.

Ülkemizde de üretilip satılmakta olan global ölçekli bazı ürün ve markalara karşı tüm dünyada bir reaksiyon olduğunu yadsıyamayız. Kredi kartı operatöründen, asitli içecek pazarına, deterjan ve kişisel bakım ürünlerinden fast food üreticilerine kadar bir dizi ürün ve marka özellikle de ülkemizde tepki görüyor ve bu tepki ticaret yapmama, ürünlerini tüketmeme ve o ürün ve markaları tercih etmeme noktasında bir kararlılık halinde kendisini gösteriyor.

Geçenlerde medyaya da yansıyan bir araştırma sadece kredi kartı komisyonu olarak global operatöre yurdumuzdan dört buçuk milyar dolar civarında bir komisyon ödendiğini bildiriyordu. Asitli içecek pazarının dominant oyuncularından birisi de yeni dönmeye başlayan reklam filmlerinde aslında ne kadar yerel ne kadar bizden olduğunu vurgulayıp uğradıkları ciro ve kâr kayıplarını telafi etmek için toplumuza şirin görünme kaygısını iliklerine kadar hissetmekteydi.

İşte bu fasıldan olmak üzere işin futbol dünyasını ve memleketimizi ilgilendiren kısmına geliyoruz. Girişte de ifade ettiğimiz gibi dünyaca meşhur fabrikasyon bir hamburger dükkânı zinciri de geçen sene yani 2023’ün Haziran ayında TFF ile var olan sponsorluk anlaşmasını belli bir bedel üzerinden dört yıl daha uzattığını duyurmuştu. İlginç ve üzerinde düşünülmesi gerekli olan; dünyada obezitenin, sağlıksız beslenmenin en büyük kaynağı olarak gösterilen hazır gıda ve fast food ürünlerinin üreticilerinin sporun çeşitli branşlarında sponsorluk yaparak üzerlerindeki negatif imaj ve algıyı spor gibi evrensel bir pozitif algıyla tamir etmeye çalışmaları olsa gerek.

Mesela Dünya Kupası gibi futbolun en büyük ve evrensel organizasyonu da gene çok uluslu bir içecek markası ile bütünleşmiş durumdadır. Futbolda, basketbolda, daha onlarca spor dalında global düzeyde birçok organizasyonun ana sponsorları ne hikmetse ya meşhur bir hamburger dükkanı ya da onun kankası meşhur gazlı içecek veya alkollü içecek/bira markasıdır.

Bu sponsorlukları alan ve gelen fonları tepe tepe kullanan kamu adına hizmet veren federasyonlardan beklenen biraz daha sağduyu ile konuya yaklaşmalarıdır aslında. “helal-haram ver Allahım, çoluk-çocuk yer Allahım” çaresizliğinde değilsiniz ya. İnsan biraz seçici olur. Kanunla yasak olmasa belki alkollü içecek firmalarından bile sponsorluk kabul edecek çaresizliği Allah kimseye göstermesin.

Tabii biz anlaşmanın hukuki kapsamını bilmiyoruz, maddelerinden haberimiz yok sadece toplumdaki hassasiyeti dile getirmekteyiz. “Bekâra karı boşamak kolay” kolaycılığına da kaçmadan sözleşmelerde bulunan “Force majeure” maddesini işletip bu işten çıkmak mümkünse memleketimiz için iyi olacağını düşünmekteyiz.

Buradan ders alarak sponsorluk konusunda daha hassas ve seçici olmamız lazım. Şu an hapiste bulunan ve muhtelif suçlardan yargılanan bir hanımefendinin markaları daha düne kadar anlı şanlı yüz yıllık çınarlarımızın formalarında, şortlarında, konçlarında, stadyumlarında, hatta kale arkalarında arz-ı endâm eylemekteydi. Ne oldu şimdi? iş “gözaltı kremi”ne kadar düştü.

Allah federasyonumuzu korumuş diyelim ve Gazi Mustafa Kemal’in de işaret ettiği gibi; sporcunun olduğu kadar sponsorun da “zeki, çevik ve ahlaklısını”n tercih edilmesi temennisiyle yazıyı bitirelim.

Haydi kalın sağlıcakla,