​LİSANS ÜSTÜ EĞİTİM İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİ?

Micheal KUYUCU 18 Haz 2023

Micheal KUYUCU
Tüm Yazıları
Üniversitelerin sayısı arttıkça eğitim programlarında da çeşitlilik artıyor.

Üniversitelerin sayısı arttıkça eğitim programlarında da çeşitlilik artıyor. Devletin her ile bir üniversite projesi yüksek eğitimde çeşitliliği arttırırken vakıflar tarafından kurulan paralı eğitim veren üniversiteler de bu çeşitliliğe katkıda bulunuyor. Nicel anlamda her şey yolunda gözükse de siz her gördüğünüz üniversiteye inanmayın çünkü ileride pişman olabilirsiniz. 

Her isteyen üniversiteye lisans üstü programı verilmemeli

2023 verilerine göre Türkiye’de 129 devlet, 75 vakıf üniversitesi ve dört tane vakıf meslek yüksek okulu var. Üniversite sayısı arttıkça fakülte ve bölüm sayısı da artıyor. Bu programlar arasında en riskli olanlar ise yüksek lisans ve doktora eğitimi veren programlar. Geleceğin akademisyenlerini ve sektörlere yön verecek araştırmacıların yetişmesini sağlayan yüksek lisans ve doktora programlarında YÖK bir dönem çok cömert davrandı ve nerdeyse her isteyen vakıf üniversitesine yüksek lisans ve doktora programı açma izni verdi.

Sayısı hızla artan yüksek lisans ve doktora programları paralı eğitim veren üniversitelerin çoğunda “ver parayı al diplomayı” formatına döndü.  Yapısında yeteri kadar profesör olmayan, doçenti dahi olmayan üniversiteler akademisyen yetiştirmeye başladı. Bu, akademik eğitimde çöküşün başlangıcı oldu. Binlerce öğrenci yüksek lisans ve doktora paralı eğitim veren üniversiteden diploma aldı. Bu mezunların çok büyük bir bölümü kendini yetiştiremeden piyasa atıldı. Çoğu işsiz kaldı ya da silik masa başı akademisyeni oldu.  

YÖK akademisyen mezarlığını önlemeli

YÖK bir ara paralı eğitim veren vakıf üniversitelerinin yüksek lisans ve doktora programı açmasını zorlaştıracağını söyledi, zorlaştırdı da ama kafi olmadı. Bu konuda YÖK’ün daha katı olması gerekiyor. Öyle herkese yüksek lisans ve doktora programı açma izni vermemeli. Üniversitelerin yapısını, eğitim kalitesini, akademik kadrosunu, kaç tanesi profesör, kaç tane doçente sahip olduğunu, kaç tane sektörle bağlantısı olan akademisyeninin olduğunu, araştırma ve uygulama alanlarını incelemeli ve hiç kimsenin öneri ve telkinine gelmeden yetersiz olan üniversitelere lisans üstü eğitim programları açma izni vermemeli. Yoksa bu ülke akademisyen mezarlığına döner ve bu Türkiye’nin her anlamda geleceğini tehdit eder. Niteliksiz yetişen akademisyenler niteliksiz öğrencilerin yetişmesine sebep olur ki bu tam bir facia olur.  YÖK’ün özellikle bu konuda çok daha katı olması lazım. Düzenli bir biçimde üniversitelerin lisans üstü programlarını denetlemeli ve eksik gördüklerini acımadan kapatmalı. 

Devlet mi vakıf mı?

Yüksek lisans ve doktora eğitimi için en iyi seçim devlet üniversiteleri. Devlet üniversiteleri bu konuda bir ekol olmuş. Hala en kaliteli akademisyeneler orada.  Vakıf üniversiteleri arasında da devlet üniversitelerine meydan okuyacak kalitede lisans üstü eğitimi veren üniversiteler var. Bunların tamamı İstanbul’da. Koç, Sabancı, Bilgi, Özyeğin, Yeditepe gibi üniversiteler bunlardan sadece birkaçı. Eğer yüksek lisans veya doktora yapmak istiyorsanız önce devlet üniversitelerini zorlamanızı tavsiye ederim. Onların kontenjanları çok düşük olduğundan yer bulamazsanız vakıf üniversitelerinde de çok alternatif var. Özellikle İstanbul’da olanları incelemenizi tavsiye ederim. 

Uzaktan eğitim mi yüz yüze eğitim mi?

Son birkaç yılın en çok tartışılan konusu bu. Yaşça biraz büyük olan yönetici ve akademisyenler kendi geleneklerinden kopamadıkları ve teknolojiden ürktükleri için çevrim içi / uzaktan eğitime karşılar. Pandemi tüm dünyaya uzaktan eğitimin verimini kanıtladı. Türkiye’de bu konuda çok başarılı bir sınav verdi. YÖK an itibariyle tüm üniversitelere eğitimlerinin yüzde kırkını uzaktan yapmaya olanak tanıdı. Bunun önümüzdeki dönemlerde daha artacağı konusunda herkes hem fikir. Uzaktan eğitim özellikle yüksek lisans ve doktora eğitiminde çok önemli.

Türkiye’de ilk uzaktan eğitim yüksek lisans paketini İstanbul Bilgi Üniversitesi uyguladı. İlk e-MBA programını uygulayan üniversite Bilgi Üniversitesi oldu. Bunun hem İngilizcesi hem de Türkçesi yıllardır faaliyette. Lisansüstü eğitim almak isteyenlere önereceğim bir program. Bilgi Üniversitesinin beş tane uzaktan eğitimle uygulanan yüksek lisans programı var. Bu programların sayısı Türkiye genelinde artacaktır. İstanbul dışında farklı illerde hatta ülkelerde yaşayanlar için, yoğun bir çalışma temposu olan insanlar için, kendilerini hem çalışarak hem de akademik eğitim alarak geliştirmek isteyenler için, zamanlama konusunda sorunları olanlar için müthiş bir fırsat. Dünyada da çok benzer program var. Bu programların sayısı Türkiye’de de artacaktır. Lisans üstü eğitimi almak isteyenler uzaktan eğitime önem veren üniversitelere öncelik vermesini tavsiye edeceğim.

Hangi alanlarda yüksek lisans yapmalı?

Türkiye’de iki tür akademisyen var. Birinci grupta akademik eğitimin yetmişli ve seksenli yıllardaki gibi yapılması gerektiğini savunan konservatif yapıda olan akademisyenler var. İkinci grupta ise sektör ile akademinin buluşması gerektiğine inanan ve güncel eğitim trendlerine inanan akademisyenler var. 

Gençlere bir dost tavsiyesi birinci grupta olanlardan elinizden geldiği kadar uzak kalın. Çünkü bu modelin dünyada geçerliliği yok ve bu modele inananlar inanılmaz geri kafalı oluyor. Onlar için önemli olan kurallardır. Sektöre düşmandır, teknolojik eğitime düşmandır eski usulle süründürerek, egosuna ezdirerek eğitim verirler. Bu tiplerle bırakın öğrenci olarak, akademisyen olarak bile bir arada bulunamazsınız. Ne lisans ne de lisans üstü eğitiminizi bu karakterdeki akademisyenlerden oluşan üniversitelerde almayın yoksa bu boomerlar size kafayı yedirir. Dönelim konumuza.

İlk önce şunu bilmemiz lazım: Lisans üstü eğitimin kalbi İstanbul’da atıyor. Program çeşitliliğine bakınca çok güzel yüksek lisans programları var. Mesela sosyal bilimler alanında akademik kariyer yapmak isteyenler Koç Üniversitesi’nin “Hesaplamalı Sosyal Bilimler” yüksek lisansı çok orijinal bir program. Tıp alanında eğitim almak isteyenler için İstinye Üniversitesi çok sayıda yüksek lisans ve doktora programları sunuyor. İletişim alanında en zengin lisans üstü eğitim programları Üsküdar Üniversitesinde. Üsküdar Üniversitesi’nin nerdeyse iletişimin tüm branşlarını içeren yüksek lisans programı var. “Yeni medya ve iletişim” doktora programı ise Üsküdar Üniversitesinin iddialı doktora programlarından biri. Sanat ve müzikte yeterlilik programlarında ise Maltepe Üniversitesi iddialı.

İşletme alanında akademik kariyer yapmak isteyenler için çok sayıda yüksek lisans programı var. Burada önemli olan sektörle bütünleşen ve spesifik eğitim veren lisans üstü programlarını tercih etmek. Bunlara örnek olarak Özyeğin Üniversitesinin “Yöneticiler için İşletme Yüksek Lisans” programını gösterebilirim. Spesifik eğitimler sunan bir diğer üniversite de MEF Üniversitesi, özellikle hukuk ve fen bilimlerinde çok iddialı programları var. “İnsan Hakları Hukuku” yüksek lisansı, “İnşaat Proje yönetimi” yüksek lisansı ve benzeri spesifik, nokta atışı yapan lisans programları var. İletişim alanında nokta atışı yapan yüksek lisans programlarından biri de Bahçeşehir Üniversitesinin “Dijital Medya Yönetimi” adlı tezli yüksek lisans programı.  

Lisans üstü eğitimi artık eskisinden daha önemli hale geldi. Bu alanda alacağınız eğitimle hem akademisyen olabilir hem de sektörde çalışabilirsiniz. Avrupa ve ABD’de bu çok yaygın. Artık öyle bir lisans üstü eğitimi almak gerekiyor ki her iki alanda da ufuklar açabilsin. Bunun için bu eğitimi lisans eğitimi gibi çok detaylı incelenmeli ve dikkatli seçim yapılmalı. 

Son Not: Aman gençler sakın reklamlara, düşük fiyatlara, boş vaatlere kanıp tabela üniversitelerde lisans üstü eğitimi almayın. Paranız da yanar, zamanınız da. Çok üzülürsünüz.