BÜYÜYEN TÜRKİYE'DE NİYE CÜZDANLAR KÜÇÜLÜYOR?

Prof. Dr. D. Murat DEMİRÖZ
Tüm Yazıları
Bugün sizlerle son açıklanan büyüme verileri hakkında görüşlerimi paylaşacağım. Mahallede, çarşı pazarda, okulda beni tanıyan herkesin sorduğu soru şu? Türkiye büyüyorsa benim cüzdanım nasıl küçülüyor? Tabii burada kastedilen fiziki anlamda cüzdanın küçülmesi veya parasal değer olarak maaş ve gelirlerin azalması değildir: Maaşlı çalışanlar, küçük esnaf ve emekliler reel satın alma güçlerindeki azalmadan şikayetçiler. Dilerseniz ilk önce büyüme verilerini özetleyeyim. İlk önce harcama kalemlerine göre, daha sonra da üretim sektörlerine göre büyümenin nasıl gerçekleştiğini ele alalım. Sonra yorumlarız.

HARCAMA BİLEŞENLERİNE GÖRE BÜYÜME

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 yılının son çeyreğine ilişkin yayımladığı dönemsel gayrisafi yurt içi hasıla istatistiklerine göre Türk Ekonomisinin 2023 yılı büyümesi toplam harcama bileşenlerine göre şu oranlarda gerçekleşmiş:

Yerleşik hane halklarının nihai tüketim harcamaları, 2023 yılında bir önceki yıl zincirlenmiş hacim endeksine göre yüzde 12,8 artarken, hane halkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı da yüzde 59,1 olmuş. Aynı dönemde devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 1,7, gayrisafi sabit sermaye oluşumu, yani brüt yatırımlar, ise yüzde 10,7 artmış. Dış ekonomiyle büyümenin bağlantısı açısından 2023 yılında mal ve hizmet ihracatı yüzde 2,7 azalırken ithalatı yüzde 11,7 artmış.

TÜİK verilerine göre 2023 yılı büyümesi ağırlıklı olarak tüketim ve özel sektör yatırımlarına dayalı olarak gerçekleşmiş. Kamu harcamalarının artışı ihmal edilebilecek düzeydeyken, ihracat artmamış aksine azalmış ve ithalat da patlamıştır. 2023 yılı seçim yılı idi ve Hükümet doğrudan bütçe harcamaları ile değil ama hem kamu bankalarından talimat yoluyla hem de özel bankalardan zorlamayla kredi arzını genişletmiştir. Otomobil, emlâk ve ihtiyaç kredilerinde artışla beraber zorda kalan firmalara verilen işletme sermayesi ve yatırım kredileri büyümenin ana motor gücünü oluşturmuş gibi görünüyor. Öte yandan krediye dayalı bu büyümenin doğal sonucu olarak da ithalatın patladığını net olarak görüyoruz. 

TEMEL ÜRETİM SEKTÖRLERİNE GÖRE BÜYÜME

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 yılının son çeyreğine ilişkin yayımladığı dönemsel gayrisafi yurt içi hasıla istatistiklerine göre Türk Ekonomisinin 2023 yılı büyümesinin ana üretim sektörlerine dağılımı ise şu oranlarda gerçekleşmiş:

Üretim yöntemine göre dört dönem toplamıyla elde edilen yıllık Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH), zincirlenmiş hacim endeksi olarak, 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 4,5 arttı. Öte yandan ekonomi 2022 yılında yüzde 5,6; 2021 yılında ise yüzde 11,5 büyüme göstermişti. Salgın yılı olan 2020'de ise büyüme yüzde 1,9 seviyesinde kalmıştı.

GSYH'yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2023 yılında bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; finans ve sigorta faaliyetleri toplam katma değeri yüzde 9,0, inşaat yüzde 7,8, hizmetler yüzde 6,4, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 4,6, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3,8, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,7, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 1,3, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 1,2 ve sanayi yüzde 0,8 artmış. Tarım sektörü ise yüzde 0,2 azalmış.

Yukarıda adı geçen sektörlerden sanayi ve tarım haricindekiler üretken olmayan sektörlerdir. Bu sektörlerden toplumsal refahı olumlu şekilde etkileyen kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetlerini de ayıralım. Geri kalan sektörler üretken olmayan sektörlerdir ve bu sektörler milli gelir artışından daha hızlı büyümüş olduğu gözlemlenmektedir. Özellikle finans ve sigorta faaliyetleri, inşaat ve hizmetler sektörleri hızlı büyümüştür. Eğer bir ülkede üretken olmayan sektörler milli gelirden daha hızlı büyüyor ve üretken sektörler olan sanayi yerinde sayarken tarım küçülüyorsa bu büyümenin sağlıklı olduğu söylenemez. Çünkü ekonomide yaratılan artı değer üretken sektörlerden gelirken, diğer sektörler artı değeri ekonomiye ve topluma dağıtırlar. 2023 yılı büyümesi üretim artışından kaynaklanmayan bir (artı değer değil) ranta dayalı büyümeyi göstermektedir. Pekiyi tarım ve sanayi üretimi yeterli değilse açık nasıl kapatılmaktadır? Elbette ithalatla… Onu da yukarıda zikretmiştim. 

EMEĞİN GELİR İÇİNDEKİ PAYI

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yıl yüzde 26,3 iken bu oran 2023 yılında yüzde 32,8 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 53,7 iken yüzde 46,3 oldu.

TÜİK verilerine baktığımızda işgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı 1998 – 2000 arası yüzde 26 - 27 arasındaki iken 2001 krizi sonrasında 2001-2006 arası yüzde 24-25 arasına düşmüş, 2007- 2013 arasında yüzde 25-27 arasında dalgalanmış, 2013 -2019 arasında yüzde 28’den düzenli bir şekilde yükselerek 2019’da yüzde 31’e kadar çıkmıştır. 2020, 2021 ve 2022 yıllarında hızla düşerek yüzde 26,3’e gerilemiştir. Yani aslında AK Parti iktidarında 2020’ye kadar emeğin gelirden payı artarken son üç yılda Yüksek enflasyon sürecinin de etkisiyle bu pay hızla düşmüştür. 2023 senesi ise seçim ekonomisiyle bu payın arttırıldığını gözlemlemekteyiz.

BÜYÜMEDE DEPREM ETKİSİ

Bu verileri analiz ederken gözden kaçırmamamız gereken bir nokta vardır. 2023 yılında Büyük Felâket olarak adlandırdığımız ve 10 ilimizi vuran depremin etkileri istatistiklerde görülmektedir. Şöyle ki:

2023 yılında gayrisafi sabit sermaye oluşumunun, yani brüt yatırımların, yüzde 10,7 arttığını yukarıda yazmıştım. Gayrı safi sabit sermaye oluşumu eskiyen, hurdaya çıkan ve yenilenmesi gereken üretim teçhizatına yapılan yatırımları, yani amortisman harcamalarını da, içerir. Deprem sebebiyle büyük oranda tarıma dayalı gıda ve tekstil sektörü gibi sanayi tesisleri bulunan 10 ilimizde bu tesisler yerle bir olmuştur. Haliyle 2023 yılı sanayi üretimi büyük oranda düşmüştür. Ancak bölgede toparlanmada ve yeniden inşa çalışmaları da devam etmektedir. Sanayi büyümezken yatırımların yüzde 10,7 artmasının sırrı buradadır. Aynı zamanda yıkılan konutların yeniden inşası için de seferberlik ilan edilmiştir. Bölgede hem fabrika hem konut inşası inşaat sektöründeki hızlı büyümeyi açıklamaktadır.

NEBATİECONOMICS VE GELİR DAĞILIMINDA BOZULMA

Emeğin gelir içindeki payının 2003-2019 arasında yüzde 25’ten yüzde 31’e çıkmasına rağmen 2020 -2022 arasında hızla yüzde 26’ya düşmesinin sebebi nedir? İlk önce pandemi ve sonra da Türkiye Ekonomi Modeli denen ve benim Nebatieconomics adı verdiğim programdır. Bu program fiyatlarını belirleme gücüne sahip bir avuç iş adamına, servet sahibi rantiyerlere ve yabancılara büyük bir servet aktarımına sebep olurken maaşlı çalışan emekçiler, küçük esnaflar, çiftçiler ve emeklilerin gelir içindeki payının düşmesine yol açmıştır. İşte beni sokakta çeviren ve biz bu büyümeyi hissetmiyoruz diyen insanlarımız bu büyük çoğunluğa mensuptur. Daha da zenginleşmiş ve müreffeh azınlık ise keyf-ü sefa içinde vur patlasın çal oynasın yaşamaya devam etmektedir.