Hepimizi bir süredir kedere boğan ve aynı zamanda öfkelendiren bir olay Narin kızımızın katledilmesidir. Konunun ayrıntıları sözlü, yazılı ve görsel medyada uzun bir süredir tartışılmaktadır. Bunları burada tekrar etmeyeceğim. Ancak bugün Narin kızımızın ölümüne sebep olan toplumsal ve iktisadi yapıyı anlatacağım.
İki yazı önce meşhur Romalı general ve devlet adamı Sezar'ın iktidarının beş yüzünü ele almıştım.
Her milleti tanımlayan ve onunla özdeşleşen bir vasfı vardır. Türk Milleti'nin vasfı da askerliktir. En eski zamanlardan beri Türk Milleti ordu-millet olarak tanımlanmıştır. Bu vasfın nişanesi olarak Türk askeri vatanı ve bağımsızlığı için canını vermeye hazır olagelmiştir.
İki yazı üst üste iktidar ve meşruiyet kavramlarını anlattım. Özellikle geçen yazıda French ve Raven'ın makalesinden yola çıkarak "iktidarın beş yüzü" diye tabir ettiğim beş iktidar türünü anlattım. Bugün sıra sizlere söz verdiğim Sezar hikâyesinde.
Geçen yazıda iktidar ve meşruiyet kavramlarını incelemiştim. İktidar bir veya bir grup insanın davranış ve eylemlerini yönetebilme, yönlendirebilme veya değiştirebilme gücünü gösteren bir kavramdı.
Bir süreliğine tatile çıkmıştım. Güzel ülkemizde her zaman olduğu gibi gündem çok hızlı değişmekte… Son yıllarda her yaz olduğu gibi Türkiye gibi bir ülkeye yakışmayan orman yangınları yaşanmakta.
Geçen hafta içinde dünyada çok hızlı gelişmeler oldu. ABD Başkanı Joe Biden önümüzdeki başkanlık seçimleri için adaylıktan çekildi.
"…Artık Osmanlı Devleti tarihinde ilk defa bir Vâlide Sultan naibe-i saltanat olmuş ve resmen yönetimin başına geçmişti. Valide Kösem Mahpeyker Sultan Hazretleri… Tabii ki, o zamana kadar kurduğu bütün sosyal ağlar da eskisine göre çok daha kuvvetli bir hale gelmişti.