​BEKLENTİLER VE HAYAL KIRIKLIĞI!

Fehmi KETENCİ 11 Tem 2023

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Türk Lirasının Dolar ve Euro karşısında yaşadığı sınır tanımaz olumsuz etkilenmesinin yerleştirdiği tüm engellenmeler ülkemiz için çok önemli bir yıl olan 2023'ün hiç de iyi bir yıl olmayacağını nefes nefese hissettiriyordu.

      Yıllardır Türkiye yaşamının vazgeçilmezlerinden olan ve artık alışkanlık yapan gündemlerin zirvesinin konuğu yerleşik düzen marş marş giden ve beklenmedik olmaktan çıkarılıp alışkanlık haline getirilen zamlardır… 

      Türk Lirasının Dolar ve Euro karşısında yaşadığı sınır tanımaz olumsuz etkilenmesinin yerleştirdiği tüm engellenmeler ülkemiz için çok önemli bir yıl olan 2023’ün hiç de iyi bir yıl olmayacağını nefes nefese hissettiriyordu. 

      2023 yılı özelliklerini anımsama ve yaşayabilme hayalini bile kuramaz durumdaydık. Yeni yılın girmesiyle toplumun üzerine çöken, sıra sıra geleceği hissedilen zamların tüm olumsuzluklarıyla boğuşan bir toplum olarak yaşam savaşı vermeye çalışan durumdaydık. Bu kez ülkemiz, Güney bölgemizdeki 11 ilimizin yoğun etkisinde kaldığı, doğal afetlerin en büyüklerinden olan iki büyük depremle sarsıldı. 6 Şubatta başlayıp, ardı sıra kısa sürede meydana gelen 7,6 ve 7,4 büyüklüğündeki, başta Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Urfa, Diyarbakır ve Elazığ, Osmaniye, Hatay ve çevresini etkisine alan ve ellibini aşkın can kaybı, yüzbinin üzerinde yaralı ve çok sayıda hasar bırakan yerleşim yerindeki evlerin çoğunlukla enkaza dönüşmesiyle sonlanan bu depremler sadece güneydeki 11 ilimizi değil, tüm ülkemizde hissedilen bir felaket ile tanışmasına neden oldu. 6 Şubatta başlayıp yaklaşık bir aydan fazla bir süreye yayılan, sayısız can ve mal kaybına neden olan bu iki büyük deprem güney bölgemizde önemli yerleşim yerlerinden olan 11 ilimizin yaşadığı en büyük doğal afetlerinden biri olarak 2023 yılının unutulmayanıydı. 

      Cumhuriyetimiz’in yüzüncü kuruluş yılını çoşkuyla kutlamaya hazırlanacağımız bir yıl olmasının yanı sıra, milletveliliği genel seçimi ve 13. Cumhurbaşkanlığı seçiminin de yapıldığı bir yıl olan 2023, bu depremlerle toplumun yaşadığı en büyük felekatlerden birine sahne oldu.  

      Bu dönemde iyice etkilenen ekonomik yaşantımız, tüm olumsuzluklarıyla yerleşik düzene geçen yeni zamlarla gelen, dargelirlinin yaşadığı tüm ekonomik sarsıntının etkileri, zaten zor durumda olan toplumumuz için dayanılmaz bir darboğaz oluşturmuştu. Ücretlere yapılan iyileştirmeler, asgarı ücret düzenlemeleri beklentilerin çok gerisinde kaldı. 2023’ün daha başında vatandaşın sırtına yüklenen zamlar, sarsılan ekonomiyi iyice sıkıntıya sokmuşken 

6 Şubatta yaşanan büyük depremlerin ekonomi üzerinde yarattığı daralma ile toplumun yaşam şartlarını iyice dayanılmaz hale dönüştürdü. 

       Tüm bu olumsuzlukların yanı sıra gelişmelerin toplum beklentilerine neler getireceği pek belirsiz gibi.  Seçim ekonomisinin yarattığı ekonomik daralmada, öncelikle dövizin Türk Lirası üzerindeki olumsuz baskısını iyice körükledi. Enflasyon ve döviz artışlarının iyice zorlaştırdığı ekonomik durum dargelirli üzerindeki tüm olumsuzluklarının negatif yansımaları nedeniyle iyice daralan, sıkıntılı olan ekonomik yaşam, 2023 yılının birinci yarısınında olduğu gibi, başladığımız ikinci yarısının da pek iyi geçmeyeceğinin en belirgin göstergesiydi. 

      Büyük beklentileri olan 14-28 Mayıs millet vekili genel seçimiyle birlikte yapılan 13.Cumhurbaşkanı seçimi sonrasında oluşan ortam, dargelirlinin, işçinin, memurun ve emeklilerin sıkıntılarına, çözüm olacak mı?  İyice kontrolden çıkan, günü gününe uymayan çarşı pazardaki zam furyasının dargelirli üzerindeki etkisi  dayanılmaz. Bu sıkıntılara  ne kadar çare bulunacak hala tam bir bilinmeyen. Dargelirli, işçi, memur, emekli için bir umut ışığı gibi beklenen asgari ücret, memur işçi emekli maaş iyileştirmeleri belirlendi ama, istenen ve beklenenin çok uzağında, olduğu varolan şikayetlerden net yansıtılıyor. Özellikle TÜİK’in belirlediği altı aylık enflasyon oranı baz alınarak işçi emeklileri için belirlenen yüzde 25 maaş iyileştirmesi tam bir hayal kırıklığı yarattı. Belirlenen temmuz maaş iyileştirmelerinden özellikle 10 milyonu aşkın  işçi emeklisinin hiç memnun olmadığı görünüyor olmasına karşın; bu ortamda yağmur gibi gelen zamlar tam şaşkınlık yarattı          

      Bu arda en şaşırtıcısı olanı ise bazı ürünlerin yüzde 8’den yüzde 20’ye çıkarılan KDV oranlarıdır. Bu memnuniyetsizliğın yarattığı yoğun şikayetlerin giderek daha da artacağını çok net görebiliyoruz. 

      Toplumda dilden dile dolaşan ekonomik daralmanın önemli nedeninin döviz fiyatının otuz liralara kadar ulaşacağı söylentileri iyice kafa karıştırıyor durumda. 

      Bütçede giderek kendini hissettirmeye başlayan “bütçe açığı”nı toparlayabilmenin en geçerli en kolay yolu olan ek vergiler, zamlar olacak gibi görünüyor. Abartılı alkol, sigara, taşıt ek vergileri, kıymetli kağıt ve kamu hizmet ürünlerine, tüm tüketim, hizmeti ve var olan benzeri ürünlere yapılacak zamlarla, doğrudan veya dolaylı vergilerden elde edilecek gelirlerden sağlanacak katkılar.. Kurumlar Vergisi’nde ek bir düzenleme yapılmış ama, görünen o ki, yaşanan bu bütçe açığına en büyük destek katkısı çoğunlukla işçi, memur ve dargelirlinin üzerine yüklenecek yoğun ek vergi ve zamlardan sağlanacak. 

      Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekranlara ynsıyan bir sözünde; “Bütçe açığını kontrol altına alıp mali disiplini yeniden tesis edeceğiz” şeklinde sözlerinden vatandaşlar olarak bizler bunu anlıyoruz

      Seçimlerden sonra ortaya çıkacak tablodan “ne umduk ne bulduk” diye şikayetlenecekseniz bu konuda benim fikrimi sormayın. Şimdilik “Ben ettim ben buldum dünyası” diyeceğim sadece.

      Ben de bu topraklarda, Türkiye Cumhuriteti Vatandaşı olarak bu Albayrağın gölgesinde yaşadığıma göre, her şey biraz daha yerine otursun bu konuda da söyleyeceklerim mutlaka olacaktır.