Ukrayna-Rusya savaşında yaptırım ve katliam haberlerinin ön plan çıkmaya başlaması ile Çinli iki Albayın ileri sürdükleri sınırsız savaş teorisi ilk kez uygulama imkanı bulmuşa benziyor.

Ukrayna-Rusya savaşında yaptırım ve katliam haberlerinin ön plan çıkmaya başlaması ile Çinli iki Albayın ileri sürdükleri sınırsız savaş teorisi ilk kez uygulama imkanı bulmuşa benziyor.

Sınırsız savaş teorisi aslında Çin’in ABD ile mücadelesine yönelik olarak geliştirilmiştir. Dünya’da savaşlar dahil mevcut kuralların batılılar tarafından konulduğunu ve Çin’in bu kurallara göre savaşmak zorunda olmadığını temel çıkış noktası olarak alan teoride, sınırsız savaş, “hiçbir sınır ve kısıtlama tanımayan, askeri ve askeri olmayan biçimler alabilen ve birçok cephede çatışmanın yapılabildiği geleceğin savaşı” olarak tanımlanmıştır.

Kısacası kurallara uymamak esastır sınırsız savaşta, savaş ne kadar karmaşık hale getirilirse o kadar etkili sonuç alınabilir. Savaşmak için geleneksel olmayan araçları, yani kapitalistlerin mali sistemleri çökertmek için kullandığı araçlar gibilerini kullanırsanız bir şansınız olur. Aksi halde, kurallara uyularak savaşmayı planlayan ülkelerin bu tür güçlü düşmanlara karşı hiçbir şansı olmaz. Terörizm, medya ve mali/ekonomik savaş’ın etkili olarak kullanılabileceği bu savaş türünde; siber saldırılar, çevre tahribatı, göçe zorlama,organize suç örgütleri,devlet altı örgütlerde sınırsız şekilde kullanılabilmektedir.

RUHLARI SAVAŞ ALANINDA

Başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin Ukrayna-Rusya savaşında uyguladıkları aslında sınırsız savaştır. Batı cephesi sınırsız savaş ile Rusya’yı da adeta sınırsız savaşa dahil etmeye çalışmaktadır. Rusya’da dahil olmuş gibidir. Çinliler savaşın dışında görünüyor, ancak ruhları savaş alanında.

Çinlilerin geleceğin savaşı olarak tanımladıkları bu savaş türünde sahada görüldüğü üzere hiçbir sınıra uyulmamaktadır. Medyada yer alan ve taraflara bağlı olarak farklı yorumlanan görüntüler dışında daha nelerin sınır tanınmadan uygulandığını bilmiyoruz. Bildiğimiz hiçbir kuralın olmaması.

Savaş suçu işlendiği ve hesap sorulacağı söylemleri batılı liderlerin dillerine dolanmış durumda. Sudan’da Beşir’i Savaş Suçları Mahkmesine çıkaramayan batı Putin’i nasıl bu mahkemeye çıkarabilecektir. ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere’nin savaş suçu konusunda vermesi gereken o kadar çok hesap var ki. Bu hesaplar sorulmadan başkasını suçlamak acaba nasıl br inandırıcılık içermektedir? Söyleyenler söylediklerine inanıyorlar mı? Zannetmiyorum.

SİLAHLI ÇATIŞMA HUKUKU

Nerede uyulması gereken silahlı çatışma hukuku temel ilkeleri. Savaşçı statüsünde savaşa katılanlarla fiilen savaşa katılmayanları ayırt etme, bir savaşta hedefe ulaşmak için yeterli askeri gereklilik dışında güç kullanmama, gereksiz acıya sebebiyet vermeme, orantılılık ve savaş esirlerine insanca davranma.

Bu ilkeler üzerinde her zaman konuşulan,gündemden eksik olmayan ilkeler.Kim uyuyor kim denetliyor belli değil. Aynı konuda yapılan bir eylem İsrail için meşru müdafaa iken Türkiye’nin aynı gerekçe ile yaptığı harekat işgal olarak tanımlanıyor.

Savaşı sona erdirmek üzere yapıldığı iddia edilen her türlü faaliyet sınırsız savaş hizmet ediyor. İstanbul’daki müzakerelerde ortaya konulan iki tarafın liderlerinin görüşüne sunulacak metin bir anda Ukrayna tarafından değiştirilerek Rusya’ya iletilebiliyor. Var olan güvensizlik daha da artıyor bu şekilde. Batının istediği tam da bu.Eğer savaşın başlamaması olsaydı istekleri Minsk anlaşmaları üzerinde yoğunlaşarak bu kadar can kaybına, göçe ve Ukrayna’nın adeta yerle bir edilmesine seyirci kalmazlardı.

SAVAŞIN İSMİ

Sınırsız savaşı Ukrayna değil. ABD ve onun takipçileri uyguluyor aslında. Ukrayna, bu savaş türünün içinde sadece bir parça. Platon’un Devlet adlı eserinde yer verdiği iyi bir liderde bulunması gereken vicdan ve erdem gibi ilkelerin zerresine bile rastlanmıyor sınırsız savaşta. Kadınlar, çocuklar hastalar ve yaşlılar bir kez daha hedef oluyorlar Ukrayna’da savaşın ismi değişse de.

Beklenen, ümit edilen, ancak bir türlü kıyısına bile gelinemeyen ateşkes. Ukrayna -Rusya savaşında gerçekten isteyen taraf var mı ateşkes ve akabinde barışı.

Bir Afrika atasözünde; “Sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince karıncalar balıkları yer. Kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir” der. Bu bağlamda belirli bir teknoloji, medeniyet ve bilinç düzeyine ulaşmış olması düşünülen insanoğlunun; ya hep birlikte kolektif bir barış ve refah için ortaklık arayışına girmeleri ya da geleceklerini Afrika atasözünde söylendiği üzere suyun akışına bırakmaları gerekir.

Bir Rus Atasözü; “Ebedi barış sadece bir sonraki savaşa kadar sürer” der. Bir Somali Atasözü; “Sorunlarını barışla çözemeyen savaşla da çözemez” der. Yine bir Yahudi Atasözü; “En kötü barış en iyi savaştan daha iyidir” der. Görüldüğü gibi esasında tüm insan kültürlerinin doğasında savaşa karşı haklı olarak bir karşı koyma vardır. Ancak tüm bu karşı koymalara rağmen savaş, her seferinde kontrolsüz olarak patlak verir ve gelişir.