Putin, ABD seçim sonucunda kuvvetle muhtemel Trump'ın başa geleceğini ve Ukrayna'nın Batı'nın kuklası olmanın getirdiği sonuçlar içinde daha fazla bataklığa sürüklenmekte olduğunu gördüğü, stratejisini bu iki eksene taşımaya başladığı değerlendirilmektedir.
ABD Kongresinde Ukrayna’ya yapılacak yardımların üst üste bloke edilmesi, Ukrayna halkında savaşanlar ve savaşmayanlar şeklinde giderek keskinleşen bölünmüşlük (orduya katılmak istemeyerek ülke dışına çıkmak isteyen 24 bin kişiden 18 bin kişinin sınırda yakalandığı haberleri mevcuttur), Ukrayna üst yönetiminde savaşa yönelik stratejiler konusunda ortaya çıkan kırılganlıklar, Ukrayna’nın insan gücü idamesinde yaşadığı zorluklar, artan tecrübeli personel zayiatı, başta topçu mühimmatı olmak üzere cephe hattının ihtiyacı olan harp silah ve araçlarının tedariki ve sevkinde yaşanan tıkanmalar savaşta Ukrayna’nın hassasiyetini giderek arttırmaktadır.
BİR KEZ
DAHA HAYAL KIRIKLIĞI
Putin, bu
hassasiyeti istismar edecek şekilde stratejisini yönlendirmektedir. Rusya
Devlet Başkanlığı için yapılacak seçime de, ABD’nin Rusya’yı köşeye sıkıştırma
stratejisine, sahaya NATO şemsiyesi altında çıkmaktan korkan ancak Ukrayna’ya
Rusya’yı ne olursa olsun durdurması için yaptıkları yardım ve katıldıkları
yaptırımlarla aslında NATO’ya da dur diyen bir lider olarak girmektedir. Savaş
sırasında Putin’e karşı darbe vb. bekleyen Batı’nın ve ABD’nin bir kez daha hayal
kırıklığına uğramakta olduğu görülmektedir. Batı, Ukrayna’yı vekil güç olarak
kullanarak, sert yaptırım kararları alarak Putin’in bir şekilde saf dışı
bırakacağını düşünmüştü, hatta Wagner’in isyanından bile medet ummuşlardır. Tam
tersine Ukrayna örneği,
bir kez daha Batı’nın vekili olanların zaman içinde yalnız bırakılacaklarını göstermektedir.
İNGİLTERE’NİN
VEKİL GÜCÜ
Ukrayna’da
yapılan Genelkurmay Başkanlığı değişimi Ukrayna içindeki fay hatlarının giderek
genişlediğini yansıtmaktadır. Bu fay hattının ordu içinde daha da
genişleyebileceğini dikkate alınmalıdır. Ordu zor durumda iken, ciddi sorunlar
var iken Zelensky özellikle İngiltere’nin vekil gücü olmayı ve Rusya ile görüşmeleri
ret etmeyi sürdürmektedir. Kral çıplak diyenleri yok ederek güneşi balçıkla
sıvayacağını düşünmektedir.
Ukrayna
yenilmiştir. Bu askeri açıdan bir gerçektir. Ukrayna, yönetiminde de şiddet
ekonomisinden nemalananların sayısı artmaktadır. Yeni savaş lordları
türemiştir. Savaş zenginlerinin sayısı artmaktadır. Zelensky’nin bu grup
arasında olduğu iddiaları vardır.
Ukrayna
için tek çözüm çok daha iyi şartlarda gerçekleştirilecek olan Minsk anlaşması
yerine tarihten ders almayarak Batı’nın dümen suyuna gitmenin yol açtığı daha
fazla bölünmüş bir ülke, daha fazla verilmek zorunda olacakları tavizle bir an
önce görüşmelere başlamak ve ateşkese razı olmaktır.
İngiltere
dışında Batı’nın da büyük ölçüde istediği budur aslında. Onlar da, Ukrayna’daki
gelişmeleri görmekte ve Trump’ın ayak seslerini duymaktadırlar. Artık
Ukrayna’ya yardım kapasiteleri zorlanmaya başlamıştır. Yaptırımların ise çok
fazla etkisinin olmadığını görmüşlerdir.
AVRUPA
CİDDİ BİR GELECEK ENDİŞESİ YAŞIYOR
Korkuları,
Trump’ın yönetime gelmesi ile bu defa NATO’yu kaldırma, kaldırmasa bile mali desteği
ve ABD’nin Avrupa’da üstlendiği koruyuculuk görevini azaltabileceğinin büyük
ihtimal dahilinde olmasıdır. Avrupa ülkeleri ciddi bir gelecek ve
güvenlik endişesi yaşamaya başlamışlardır.
Özellikle
başta Estonya, Letonya ve Litvanya olmak üzere NATO üyesi Baltık ülkeleri NATO’nun
yardımı gelene kadar dayanamayacaklarını dikkate alarak topyekün savunma için
toplumlarını hazırlamaya başlamışlardır. Ortalama bir Rus Tümeni kadar askere
sahip olan Estonya, Letonya ve Litvanya zorunlu/profesyonel askerlik sistemine
geçmişlerdir. İsveç’te cinsiyet ayrımı yapılmaksızın 15-20 yaş aralığındaki
gençlere, hafta sonları ve yaz-kış kamplarında, askeri ve sivil savunma
eğitimleri verilmektedir. İsveç Acil Durumlar Ajansı olası bir savaş veya kriz
durumunda hanelerin kamu kurumu ve kuruluşlarının desteği olmaksızın
kendilerini idame etmelerini sağlayabilmek için çeşitli yollarla halkı
bilinçlendirmeye çalışmaktadır.
Finlandiya,
soğuk savaş yıllarında benimsediği topyekün savunma konseptini daha da
geliştirerek askeri ve askeri olmayan araçların ortak kullanımına dayanan
“Kapsamlı Ulusal Savunma”yı uygulamaya başlamıştır. Polonya, 1998’de teorik
eğitim ve sonrasında sertifika programları ile başlayan eğitim programları, 2021
yılı itibari ilke “Askeri Hazırlık Birlikleri” adı altında her yıl 3 bin 500
gencin askeri eğitim aldığı daha ciddi bir programa dönüştürülmüş, rezerv
birlik eğitimleri tekrar başlatılmıştır. Fransa’da temelleri 2005 yılında
atılan “ Küresel Savunma ve Güvenlik Dersleri” projesi, Milli Eğitim Bakanlığı
ve Silahlı Kuvvetler arasında 2016
yılında imzalanan protokol ile ortaokul ve lise düzeyindeki okullarda sponsor
bir askeri birlikle savunma ve güvenlik alanında disiplinlerarası eğitim
verilen bir programa dönüşmüş, 2019 yılından itibaren 16-18 yaşları arasındaki
gençler “Genel Ulusal Hizmet” programına alınmaya başlanmışlardır.
ABD, desteği
olmadan İngiltere’nin tek başına Ukrayna’ya vereceği destek sınırlı olacaktır
ve bir sonuç elde edemeyebilecektir. ABD’nin etki ve zorlaması azaldığı anda Batı,
İngiltere’nin arkasında gitmekte çok ciddi tereddüt yaşayacaktır.
Bu
nedenlerle İngiltere, Ocak ayı içinde yaptığı savunma iş birliği anlaşması ile
Ukrayna’nın savaşa devam etmesi için moral vermeye çalışmakta, Rusya’nın
Ukrayna’da ileri harekata başlaması halinde Ukrayna’nın yanında olacağını
göstermektedir. Diğer ülkeleri de Ukrayna ile ikili savunma iş birliği
anlaşması yapmaları için zorlamaktadır.
ABD
seçimlerinde Kasım ayı öncesi Trump’ın kazanma ihtimali daha da kuvvetlendikçe
İngiltere’nin görüşmelerin başlaması karşıtı duruşundan vazgeçebileceğini ve
Trump öncesi görüşmeleri şartlar daha da kötüleşmeden yapabilecekleri
öngörülmektedir.