Kandil'in çözüm sürecini bozarak İmralı'ya gömdüğü Öcalan, bu gelişmeler karşısında ne yapacak o henüz belli değil.
ABD, başına 4 milyon dolar ödül koyduğu Kasım 2018’den bu yana pek ortalarda gözükmüyordu.
Onun yerine daha çok, yine onun gibi başına 3 milyon dolar ödül konulan basın sözcüsü Duran Kalkan ile onunla birlikte PKK’nın çatı örgütü KCK’nın eşbaşkanlığını yapan Bese Hozat konuşuyordu.
Sözünü ettiğimiz kişi, Abdullah Öcalan’ın 2013 Diyarbakır Nevruz’unda okunan mesajında verdiği “PKK güçlerini sınır dışına çeksin” talimatını, “Buna İmralı değil biz karar veririz” diyerek reddeden ve böylelikle çözüm sürecinin altına dinamit koyarak yeni bir çatışma sürecini başlatan Cemil Bayık.
Örgütün yayın organı ANF’de yayınlanan açıklamasında 23 Haziran’da yenilenecek İstanbul seçimleri konusunda HDP’nin, CHP adayını desteklemesi talimatını buyurmuş.
Sürpriz bir açıklama olmadı.
31 Mart öncesinde de aynı talimatı buyurmuşlardı.
Ve HDP de bu talimata uymuştu.
Ancak 8 yıl aradan sonra avukatlarıyla görüşen Öcalan’ın verdiği mesajdan sonra acaba durum değişiyor mu tartışmaları başlamıştı.
Öcalan’ın, açlık grevleri sonlandırılsın çağrısına da örgüt önce karşı çıkmış, sonra uymak zorunda kalmış ve açlık grevleri sonlandırılmıştı.
Bu durum, çözüm sürecinin sona erdirilmesinden bu yana örgüt üzerinde etkisini yitiren Öcalan’ın yeniden eski gücünü elde edip edemeyeceği yönünde tartışmaları da beraberinde getirmişti.
Hatta Öcalan da avukatlarıyla ikinci görüşmesinde ilk açıklamalarına örgütünün verdiği tepkiyi ölçmek istediğini dile getirmişti.
İşte o nedenle gelişmelerin ardından HDP’nin 23 Haziran’da ne yapacağı merak ediliyordu.
Belli ki, HDP’de Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer gibi bazı kesimlerin, partinin durumunu gözden geçirmesi gerektiği yönündeki çıkışları ve bu yönde parti içinde yaşanan tartışmaların büyümesi üzerine Bayık yeniden ortaya çıkma ihtiyacı duymuş.
İmralı ile karşı karşıya gelmeye cesaret edemeyen ve Öcalan’ın açıklamalarından sonra 23 Haziran’da ne yapacaklarına dair daha yuvarlak ifadeler kullanmayı tercih eden HDP yöneticileri de Cemil Bayık’ın çıkışıyla cesaret buldu.
Bayık’ın açıklamalarından hemen sonra Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtlayan Pervin Buldan, neredeyse Bayık ile aynı ifadeleri kullanarak seçimlerde CHP adayını destekleyeceklerini söyledi.
31 Mart öncesi attığı tweetle HDP’lileri CHP’ye oy vermeye çağıran ve bu çağrısı sayesinde başta İstanbul İl Başkanları Canan Kaftancıoğlu olmak üzere CHP yöneticilerinin teşekkürüne mazhar olan Selahattin Demirtaş da, Öcalan’ın açıklamaları sonrası ikileme düşmüş CHP’lilerin yeni destek mesajları karşısında “kararım partimle aynı yönde olacak” diye üstü kapalı ifadeler kullanmıştı.
Bayık’ın açıklamalarının ardından onun da mahpus damında eline bağlamasını alıp “oylar İmamoğlu’na” diye bir türkü patlatması da muhtemeldir artık.
Lakin, 31 Mart’ta “içlerine sinmeye sinmeye, bağırlarına taş basarak” CHP adayına oy veren HDP tabanının ne kadarı yine aynı şekilde sandığa gidip aynı yönde oy verir orası muamma.
Zira Öcalan’ın açıklamalarının ardından PKK ve HDP yöneticilerinin parti içinde farklı yönde davranmayı dile getirenlerin oranında ciddi bir artış var.
Ötesi, Kandil’in çözüm sürecini bozarak İmralı’ya gömdüğü Öcalan, bu gelişmeler karşısında ne yapacak o henüz belli değil.
Zira avukatları artık düzenli olarak onunla görüşebilecek.
Dolayısıyla İmralı’dan her an yeni bir hamle gelebilir.
23 Haziran’a kadar çok şey değişebilir.
HDP, Buldan’ın açıkladığında farklı bir yola evrilirse Bayık ve beraberindeki çözüm sürecinin dinamitleyicileri İmralı karşısında kaybetmiş olacak.
Aksi olursa, çözüm sürecinden sonra PKK ve HDP, Öcalan’ı ikinci kez İmralı’ya gömmüş olacak.
***
Tüm okurlarımızın Ramazan Bayramı’nı kutluyorum.