Evlat sevgisinin başka hiçbir şeye benzemediğini anlamayan ruhsuzlar bir de arsızca "evlat nöbeti" ile dalga geçiyor.
Bunlardan ne ana olur ne de baba…
Vicdanları öylesine buz tutmuş ki ateşin üstüne tutsan da erimiyor!
Evlat kokusunu analara yaşatmayan zihniyetin döşediği yollar hep uçuruma çıkıyor.
Bakmaya doyamadığın evlatlara acımayanlar onları dağlara kaçırarak terörün maşası yapıyor.
Evlat sevgisinin başka hiçbir şeye benzemediğini anlamayan ruhsuzlar bir de arsızca “evlat nöbeti” ile dalga geçiyor.
Eylem yapan ailelerin kaldırılması için güvenlik güçleriyle konuşan HDP Milletvekili Saliha Aydeniz ailelere Kürtçe 'Merhaba, kolay gelsin' diyerek, twitter hesabından bir video paylaşımında bulunan Meral Danış Beştaş ise "İl binamız herkese açıktır. Bekleriz :))" sözleri ile dalga geçti.
Cumartesi Annelerini de bu işe alet ettirip, HDP binası önünde oturan annelere "Oturmanız gereken yer orası değil. Oturmanız gereken yer bu ülkeyi yönetenlerin ofisleri, makamlarının önüdür " diye seslendirdiler.
Çocukları kaçıran PKK ve siyasi uzantısı HDP’ye de her zaman olduğu gibi tek laf etmediler. Destekçiler arasında ise HDP Milletvekili Musa Piroğlu, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun olması ise hiç şaşırtıcı değildi.
"HDP dağa kaçırdı" dediği çocukları için içi yanan annelerin hasretinden anlamayanlar, PKK’nın hoşuna gidecek laflar ederek kimin sözcülüğünü yapıyor?
"Her anne gibi ben de oğlumun okuyup, bir meslek sahibi, vatanına, milletine faydalı biri olmasını isterdim. Hiçbir anne, oğlunun katil, terörist, madde bağımlısı, suçlu olmasını asla istemez. PKK, HDP çocuklarımızın yakasından elini çeksin artık. 40 yıldır bu acıyı biz çekiyoruz" diye söyleyen ve oğlu Arafat Balta'yı 5 yıl önce kaybeden Sabiha Balta’nın yürek acısından ne anlar bunlar?
Biz anlıyor ve biliyoruz ama!
Peygamber Efendimizin çocuklara karşı muamelesinin, merhamet ve sevgisinin, tüm insanlık için örnek olduğunu öğrenen bizler, İslam dininden nefret eden PKK’nın kaçırdığı çocukları oraya başını okşamak için götürmediğini biliyoruz.
Bir defasında yarış yapan çocukları görüp onlarla birlikte koşan, neşelerine ve üzüntülerine ortak olan Allah Rasulü’nün yaptıklarını örnek alanlar olarak, kaçırılan çocukların ellerine vatan evlatlarına karşı sıksınlar diye silah verildiğini biliyoruz.
Türkiye düşmanlarının taşeronluğunu yapan PKK’nın kız çocuklarına neler yaptıklarını biliyoruz.
Çocukları öne koyup canlı bomba olarak kullandığını biliyoruz.
Küçücük beyinleri vatanına düşman eden terör örgütü ile barışı yan yana getirenlerin kimlerin emrinde olduğunu da biliyoruz.
Kürt kimliğini kullanarak insanları kandırmaya çalışan PKK ve onu destekleyen herkese sormak istiyorum.
Bu ülkede Kürt sorunu mu kaldı?
En basiti Kürtçe konuşmak mı yoksa Kürtçe müzik dinlemek mi yasak?
Kimliğinden dolayı aşağılanan, cezaevlerinde işkence gören mi var?
Yok, yok, yok…
Terörün hiçbir bahanesi yok!
O nedenle dağa kaçırıp geleceğini çaldığınız ve alçak kurşunlarınız ile şehit ettiğiniz her bir evlat için bedel ödemeye ve yok olmaya mahkumsunuz.
Bunu çok iyi idrak ettiğiniz için de evladı için eylem yapan anneler sizi çok korkutuyor.
Korkun çok korkun çünkü bir gün batılın karşısında hak kesinlikle kazanacak.